ESKİ İNEGÖL’DE YOLSUZLUKLAR: İncelediğimiz belgelerden, İnegöl’de yolsuzluk olaylarına rastlandığı da görülmektedir. En dikkat çekici olay 1863-64 yılında kaza müdürü Mehmet ağanın yaptığı işlerle alakalıydı. Müdür hakkında rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık gibi suçlardan yoğun şikâyet yaşanmış ve bunun üzerine teftiş yapmak üzere memur gönderilmişti.

İncelemelere göre ağanın karıştığı olaylar şunlardı: İnegöl’den geçen muhacirin eşya nakli için temin edilen araba miktarına o zaman müdür olan müteveffa Ömer ağa 100 adet araba fazla yazarak ücreti olan 5.500 guruşu alamayıp sonra Mehmet ağanın bunu sandıktan alması ve gizlemesi,

açığa çıkacağını anladığında ise yine sandığa iade etmesi; emaneten idare olunan tütün resmi hâsılatından 1.400 guruş kadar parayı gizlemesi; bir yaralama işine karışan kişinin kardeşinden tehditle para alması; Gemlik tersanesi için havale edilen paradan bir kısmını bazı kişilerle birlikte zimmetine geçirmesi;

vefat eden Mehmet ağanın beytülmale ait eşyasıyla 2.400 küsur guruşu ve Gemlik yolu için temin edilen araba ve amele bedelinden 3 bin guruşu çalması; sandık mevcudu olması gereken paradan 25 bin guruşu zimmetine geçirmesi; tüm köy halkını, verdiği buğday ve koyun bedelinden ve tarla kirasıyla pek yüksek faizinden dolayı borç altına sokması;

yüksek faizleri tahsil için kolcu adıyla ve zaptiye suretiyle kullandığı bir takım kişilerin öldürme, yaralama ve ev basma gibi işlere kalkışması; umumun menfaati için terk olunan meydanı bir şekilde kendi uhdesine geçirerek üzerine han yaptırması vs. İnceleme neticesinde Mehmet ağanın (sandık eminiyle birlikte) devlet malını çaldığı ve rüşvet aldığı belirlenmişti.

Kendileri, ceza kanunu hükümlerince, aldıkları meblağın iki katını geri ödemek, zimmetleri iade etmek ve rütbe ve memurluktan müebbet olarak mahrum olmak üzere, hapis tarihlerinden itibaren beş sene müddetle kal’a-bend olunmakla tecziye edilmişti.

ESKİ İNEGÖL’DE EĞİTİM VE SOSYAL HAYAT: İnegöl’ün eğitim ve sosyal hayatında Sofi Sinan Vakfının uzun yıllar etkili bir rol üstlendiği söylenebilir. Vakfın 1764-65 senesi Mart başından 1765- 66 Martına kadar bir yıllık geliri 7.440 akçeydi. Gelirler dükkân ve arazi kiraları, arazi rüsumatı gibi kalemlerden oluşuyordu. Vakfın giderleri 17.380 akçeydi. 9.940 akçe açık verilmişken, bunun sebebi, ilgili senede Yenişehir ve İnegöl kazalarında iyi mahsul olmaması gösterilmişti.

İlgili sene vakfın borcu 8.940 akçe olarak açıklanmıştı. 1767-68 senesinde ise vakfın gelirleri (İnegöl kazasındaki dükkânların bir yıllık kirası: 1.080 akçe, iki kazada mukataa ve rüsumat 126 127 gelirleri 1.800 akçe ve buğday, alaf, burçak, erzen ve çavdar gibi ürünlerden sağlanan gelirle birlikte) toplamı 21.140 akçe olmuştu. Giderler ise mekteb-i şerif masrafı başta olmak üzere toplamda 13.900 akçe olarak gerçekleşmişti.

İnegöl merkezinde 1845 yılı itibariyle dört adet okul bulunmaktaydı. Bunlardan birinin (Sofi Sinan Vakfı ve Tekkesi) vakfı bulunmaktaydı.

Bu ve diğer üç okulun hocasına, öğrencilerin haftalık namıyla cüzi bir miktar para verdiği kaydedilmekteydi. Söz konusu hocalara tüm gün eğitim öğretim faaliyetlerine katılabilmeleri için düzenli ödenek bağlanması gerektiği belirtilmişti.

Bu kapsamda her hocaya aylık 30 guruş ödenmesi düşünülüyordu. Ayrıca okulların ciddi bir bakım ve tamirden geçmesi gerektiği kaydedilmişti. Tamir masrafının 4.500 guruş civarında gerçekleşeceği tahmin edilmişti.

İnegöl köylerindeki okulların durumu diğer kazaların köylerindeki okullarla aynı çerçeveye sahipti. İnegöl’de 19. yüzyıl ortalarında müstakil tabip ve cerrah bulunmuyordu. İhtiyaç olduğunda Bursa’dan doktor getirtilmekte ya da Bursa’ya gitmesi mümkün olduğunda hasta ve yaralılar oraya gönderilmekteydi.

Kazada nikâh ve evlilik törenleri için bazı aşırılıkların ve israfların olduğu belirtilmekteydi. Yereldeki yöneticiler halkı dört sınıfa ayırmış ve bu çerçevede söz konusu törenlerde birinci sınıfın 3.000, ikincinin 1.800, üçüncünün 900 ve dördüncünün 500 guruş harcaması ve kız tarafının da buna eşdeğer harcama yapmasını uygun görmüş ve bu yönde tembihte bulunulmuştu.

İnegöl’de 19. yy. ortalarında gelir ve servet düzeyi nispeten yüksek bir sınıf bulunduğunu düşündüren işaretler vardır. 1853-54 yılında İnegöl’ün muteber sınıfı orduya beygir bedeli olarak 9.500 guruş yardımda bulunmuştu.

Bölgede nadir de olsa eşkıya hareketlerine dair bazı bilgiler vardır. Örneğin İnegöl kazası halkından Leylekçioğlu Veli ve sair eşkıya çetelerinin Tanzimat’ın uygulanmasına aykırı hareket ettikleri ve bu nedenle cezalandırıldıkları anlaşılmaktadır.

Prof. Dr. Ahmet UZUN/ Doç. Dr. Mustafa YILDIRAN

Uluslararası İnegöl Tarihi ve Kültürü Sempozyumu-1