Siyonist Faşist Soykırımcı İsrail kurulmadan önce bile haydut bir örgüttü. Bu örgüt, kökeni 1945’lere dayanan terör eylemleriyle Filistin Halkının malına, canına, namusuna sürekli tacizlerde bulundu. İnsanların malına, toprağına el koydu, namusuna halel getirdi, canlarını sorgusuz sualsiz terör eylemleriyle ortadan kaldırdı.
Terör eylemlerinin temelinde İngiltere ve emperyalist diğer ülkelerin olduğunu unutmamak gerekiyor. Soykırımcı İsrail her dönem emperyalist ülkeler, kurumlar ve kuruluşlar tarafından korundu ve kollandı hala da korunmaya ve kollanmaya devam ediliyor.
Batı dediğimiz sözde demokrasi ve insan hakları havarisi kesilen devletler, kurumlar ve kuruluşlar Müslümanlar ve Filistinliler olunca başlarını adeta deve kuşu misali kuma gömüyorlar. Batının anladığı tek bir dil var o da güç. Siz gerek ekonomik yönden, gerek teknolojik yönden, gerek askeri yönden ve diğer argümanlar bakımından güçlü olduğunuz zaman batı dediğimiz sözde demokrasi ve insan hakları havarisi devletler, kurumlar ve kuruluşlar sizin köpeğiniz olarak sizin kapınızda yatarlar.
Worldometer verilerine göre İsrail’in nüfusu 9 milyon 500 bin, İsrail’in son iki yıldan beri saldırdığı İran 92 milyon 600 bin, Lübnan 5 milyon 700 bin, Yemen 42 milyon 100 bin, Suriye 25 milyon 500 bin ve Katar 3 milyon 100 bin olmak üzere toplam 169 milyon. Diğer taraftan bütün dünya da yaklaşık 15 milyon 700 bin Yahudi nüfusu varken 2 milyarın üzerinde Müslüman nüfusu var.
Bu Müslümanlar isterse tükürüğü ile Siyonist İsrail’i boğabilir ama ne yazık ki Müslüman ülkelerin yöneticilerinde böyle bir irade yok. Yapılan soykırım kınamalarla, telinlerle geçiştiriliyor ve ne yazık ki halkın kaynaklarını Siyonizm’in emrine amade ediyor soysuz yöneticiler.
Her türlü iletişim kanallarının açık olduğu günümüzde, Soykırımcı İsrail’i korumayı kendilerine görev kabul eden emperyalist ülkeler bütün dünyanın gözünün içine baka baka Siyonist İsrail’in yaptıklarını makul mantıklı ve mazur göstermeye çalışılmaktalar. Malını, canını, toprağını, namusunu korumaya direnen Kassam Tugaylarını terörist ilan edilebiliyor.
Hangi tarafın gerçekten terörist olduğu ne yazık ki hiçbir emperyalist ülke, kurum ve kuruluş tarafından sorgulanmıyor. Siyonist soykırımcı Faşist İsrail’in yaptıkları allanarak pullanarak hep mağdur gösterilmekte. Dünyada sadece Siyonist İsrail’in yaşama hakkı varmış gibi vicdanı yoksun emperyalist devletler kurumlar ve kuruluşlar her ne şart ve ahval altında olursa olsun bütün güçleriyle İsrail’in saldırılarını desteklemekteler.
Ukrayna’ya savaş açan Rusya bütün uluslararası faaliyetlerden hemen men edilirken, çoluk çocuk, yaşlı, kadın suçlu suçsuz ayrımı yapmadan adeta Gazze Halkının ve yukarıda isimlerini zikrettiğim ülkelerin insanlarının üzerine ölüm kusan İsrail şu ana kadar her hangi bir uluslararası faaliyetten men edilmedi. Bütün bu ikiyüzlü yaklaşım uluslararası kurum ve kuruluşların güvenirliklerini zedelemekte, bu kurum ve kuruluşların yöneticilerinin vicdansızlıklarını ve merhametsizliğini gözler önüne sermektedir.
Sözde barışsever, aklını Nobel Barış Ödülüyle bozmuş Trump aba altından sopa göstermekte, Gazze Halkını anlamsız bir şekilde tehdit etmekte, insanların onurlarıyla oynamakta, onlara gözdağı vermektedir. Bu vicdansızlığın vicdansızlığını, merhametsizliğin merhametsizliğini taşıyan adam Müslümanların kaynağı ile Müslümanların canına adeta ot tıkamakta. Katil İsrail’in en büyük destekçisi merhamet yoksunu Tramp sözde barış planını katil Netanyahu ile şekillendirmiş, Gazze Halkını ölümlerden ölüm beğen cenderesine sokmuştur. Vicdan ve merhametten yoksun bu insan müsveddesi iki katil hazırladıkları planın kabulü için Gazze Halkını olmadık tehditlerle ikna etmeye zorlamaktadır.
Vicdansızlar daha vicdansız, merhametsizler daha merhametsiz, vicdanlar suskun, merhametin üzerine ölü toprağı serilmiş. Bütün bu vicdansızlığın ve merhametsizliğin içinde bir kardelen çiçeği gibi ortaya çıkan SUMUD filosu her türlü engellemelere rağmen Gazze’ye ulaşmayı başarabildi. Bu filo bize İsrail’in ne kadar haydut terörist bir örgüt olduğunu gösterdi.
Bu haydut örgüt dünyada en acımasız terör örgütüdür. Bu terör örgütünün yöneticileri bir an evvel adalet önünde hesap vermeli. Bunun yanında her hangi bir ölçüt belirlemeden saldırdığı ülkelerin zararını tazmin etmeli, Gazze’yi yeniden ayağı kaldırmak için ve şehit ettiği onca insanın kan parasını yakınlarına tazminat olarak ödemeye mahkûm edilmelidir.
Sumud Filosundaki aktivistler bize vicdan ve merhametin dininin ve milliyetinin olmadığını gösterdi. Bu kutlu eyleme katılan bütün katılımcıları saygıyla selamlıyorum. Kutlu yürüyüşün barış getirmesini, vicdansız insanların kalbine merhamet ve vicdan getirmesini, vicdanların titremesini kalbimin en derinliklerinden diliyorum.
ÖZER YILMAZ