Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.

Osmanlı Devleti’nin kuruluş yılları, basit bir fetih hareketinden öte, planlı ve aşamalı bir stratejinin ürünüydü. Osman Gazi’nin özellikle İnegöl üzerine yürüttüğü beş aşamalı fetih planı, yalnızca bir şehrin alınması değil, aynı zamanda siyasi bağımsızlığın da ilanı anlamına geliyordu. Sürecin ilk üç aşamasını daha önceki yazılarımızda paylaşmıştık. Gelin, bu tarihî sürecin dördüncü ve beşinci aşamalarına bakalım.

Dördüncü Aşama: Karacahisar’ın Fethi

İnegöl’ün fethi için yürütülen stratejide Karacahisar kilit bir noktaydı. Karacahisar Tekfuru’nun kardeşi Filatos, canı pahasına direnmişti. Ancak Osman Gazi karşısında başarılı olamayınca, İnegöl Tekfuru Aya Nikola yeni ittifak arayışlarına yöneldi. Karacahisar Tekfuru ise coğrafi konumu nedeniyle çevresinden ciddi bir destek bulamadı. Osman Gazi, bu zayıf noktayı değerlendirerek 1290-1291 yıllarında Karacahisar’ı kuşattı. Böylece yaklaşık elli yıl sonra Karacahisar yeniden Türklüğe kazandırıldı.

Fetih sonrası önemli bir gelişme yaşandı: Osman Gazi, Karacahisar’daki kiliseyi camiye çevirdi ve ilk Cuma hutbesini Şeyh Edebali’nin damadı, bacanağı Dursun Fakih’e okuttu. Buradaki kritik ayrıntı, hutbenin Selçuklu Sultanı adına değil, Osman Gazi’nin kendi adına okunmuş olmasıdır. Bu, Selçuklu’ya mali açıdan bağlı kalınsa da siyasi bağımsızlık yolunda atılan en önemli adımlardan biriydi.

Bu dönemde Anadolu’da özellikle Sakarya’nın doğusu ve Paflagonya bölgesinde yönetim boşluğu göze çarpıyordu. Osman Gazi, bu boşluğu doldurmak için harekete geçti. Önce Samsa Çavuş ve kardeşi Sülemiş’i, ardından Konuralp komutasındaki gazi birliklerini bölgeye sevk etti. Bu stratejik yöneliş, İnegöl’ün fethini bir süreliğine askıya alıp Karacahisar ve Sakarya Vadisi’ne yoğunlaşmayı gerekli kılmıştı.

Beşinci Aşama: İnegöl’ün Fethi İçin Son Hamle

1287-1288 yıllarında Domaniç-Beli Savaşı’nda ağır bir yenilgi alan Aya Nikola, Karacahisar’ın da Osman Gazi tarafından alınmasıyla birlikte desteksiz kaldı. Ancak Osman Gazi’nin karşısına doğrudan çıkacak bir ittifak bulamayacağını anlayınca, yine eski taktiklere başvurdu. 1284 yılında olduğu gibi bu kez de suikast planları devreye sokuldu. Tarihe “Çakır Pınarı Vak’ası” olarak geçen bu girişim, İnegöl’ün kaderini tayin edecek gelişmelerden biri oldu.

O sırada Osman Gazi, askeri harekâtlarını genişletmişti. Samsa Çavuş ve Sülemiş’in desteğiyle Sakarya Vadisi’ne yerleşmiş, nehri aşarak bugünkü Çavuş Deresi adıyla bilinen güzergâhtan Göynük ve Taraklı Yenicesi’ne doğru ilerlemişti. Bu hamle, Osmanlı’nın sadece İnegöl’ü değil, tüm bölgeyi kapsayan bir siyasi ve askeri güç haline dönüşmesinin işaretleriydi.

Karacahisar’ın alınmasıyla siyasi bağımsızlığını ilan eden Osman Gazi, İnegöl’ün fethine giden yolda artık geri dönülmez bir noktaya gelmişti. Suikast planları, ittifak arayışları ve yenilgiler İnegöl Tekfuru Aya Nikola’nın sonunu hazırlarken, Osmanlı Beyliği artık kuruluş devrini aşarak kurumsal bir devlete dönüşmenin eşiğine yaklaşmıştı.

Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!