Neden istiyorum bunları?

Ölümsüz olmak için mi?

İsmimin alınmasından haz aldığım için mi? Derinlerde güçlü bir egoyu tatmin için mi?

Hiç hoş olmayacak ama hepsine “evet” desek bile öğrenciye faydası olmayacak mı? Topluma, millete ve tüm insanlara faydası olmayacak mı söylediklerimin?

Ayrıca öğretmen ve öğrenci gibi iki muhatabı bir kıyıya koysak da “değer verip öğrendiğim hayatım ve düşüncelerimi belirlememde o sözlerin, o anlamın hiç mi tesiri yok, hiç mi değeri yok!

Suyu döken bahçıvan, suyu içen çiçekler değerlidir.

Dökülen suyun topraktaki tesirini de görmeyecek miyiz?

Öğrenciler üzerinde kalıcı etki bırakmamı engelleyen her ne varsa o benim için aşılması gereken bir engeldi.

Onların zihinlerini işgal eden çağdaş, seküler, modern yanlışlar var. Tabii ki de “bana göre” yanlışlar demiyorum, “onlara göre” doğrular demediğim gibi...

Ölçüp biçmeden, sosyal medyadan veya arkadaş tesiriyle “izinsiz misafir gibi” beynin ortasına çöreklenmiş fikirleri, tepkisel oluşturulmuş düşünceleri, ezberden söylenmiş sözlerdir bunlar.

"Bizim de fikirlerimiz olmalı hocam" demişti genç adam arka sıradan o gün. Dolmadan taşmak istiyordu sanki. Bir kap dolacak ki taşabilsin.

Yani öncekilerin, büyüklerin, bilenlerin, tecrübe sahibi insanların sözleri ile dolacaksın ki sen de o iklimden insanlığa faydalı, geleceğe kalacak sözler üretebilirsin.

Öğrenme çağında iken daha fazla öğrenilmelidir.

Öğrenen sen, onu aktaran sen... Bunlar da çok kıymetli ama “benim sözüm” değil ki diyerek kendinden uzaklaştırmamalısın bu güzel düşünceleri.

O güzel manayı, kelimelerle biçimlendiren başkalarıdır. Ama onu aktaran, işlerini düzene koyan sensin. Senin işine yarıyor. Söyleyene samimi bir teşekkür etmek gerekmez mi?

Öğrencilerime ne kalacak benden? Beni hatırlayacaklar mı, yoksa unutacaklar mı?

Aslında cevabı bilinen sorular bunlar. Etme-bulma dünyası burası. “Ne ekersen onu biçersin” dengesi her zaman fark edilmese de bir kanaat oluşturur insanlarda.

Her bir öğrenciye tek tek dokunamazsın ama onların gözlerinin içine baka baka, söylediğin o muhteşem sözler, işte onlardır yüreklere dokunacak sımsıcak bir şefkat eli...

AHMET TAŞTAN

Kaynak: gencgazete.net