Recep Akakuş yazdı
Sultan I. Alaaddin Keykubad, 1230-1231 yılı kış mevsimini Antalya-Alâiye Sarayı’nda geçirmiştir. İlkbaharda Kayseri Kubadiye Sarayına dönüşü sırasında bir müddet Beyşehir Gölü kıyısında yer alan Kubad-Âbâd Sarayı’nda dinlendikten sonra Bizans-Selçuklu sınırını teftiş etmek ve bu arada yöreye gönderilen yeni göçerlerin durumunu-yerinde-görmek üzere; Sultan- önü/ Eskişehir yöresine gelmiştir. Başta Ertuğrul Bey olmak üzere; sınır bölgelerini tutan bütün aşiret beyleri, Alaaddin Keykubad’ı karşılamaya gelmişlerdir.
Burada emrine bir miktar asker vererek Ertuğrul Bey’i, teftiş amacıyla Bizans sınır bölgesine göndermiştir. Şüphesiz bu görevlendirme, Ertuğrul Bey’in yeteneklerini sınamak amacına yönelik idi.
ERMENİ –DERBENDİ VE SAVAŞI (1232): Ertuğrul Bey, başında bulunduğu askerî birlik ile Pazaryeri İlçesi ile Bozhöyük İlçesi arasında yer alan Ermeni Derbendi’ne geldiğinde Bizans İmparatoru’nun paralı askerlerinden oluşan Aktav Tatarları ile karşılaşmıştır. Yapılan ilk vuruşmadan sonra geri çekilen Bizans imparatoru Laskaris’in askerî birliklerini Ertuğrul Bey, takip etmiş ve İdris-i Bitlisî’nin, Heşt-Behişt adlı eserinde tespit edildiği üzere bu takîp işi, Pazaryeri-Nazif Paşa, Kurşunlu, Kulaca, Kozulca ve Hamza Bey güzergâhı izlenerek tarihî İpek Yolu’ndan Yenişehir Ovası’na kadar sürdürülmüştür.
Yenişehir Ovası’nda yapılan kanlı bir mücadeleden sonra Aktav Tatarları’ndan oluşan Bizans kuvvetleri, burada imha edilmiştir. Üstlendiği askerî harekâtı başarı ile tamamlayarak Sultanönü’ne dönen Ertuğrul Bey’i Sultan Alaaddin Keykubad, taltif etmiş ve kendisine, gâzîlik unvanı vermiştir.
Arkasından da birlikte Karacahisar Kalesi kuşatılarak-şartsız-teslimi istenmiştir. Ancak bu kuşatma sırasında merkezden yani Kayseri’den gelen bir haberci, Moğollar’ın Selçuklu ülkesine saldırdıkları haberini getirmiştir. Bunun üzerine; Alaaddin Keykubad, Karacahisar kuşatmasını Ertuğrul Gâzî ve arkadaşlarına bırakarak-sür‘atle-Kayseri’ye dönmüştür.
Ertuğrul Gâzî tarafından şiddetle sürdürülen kuşatma sonunda Karacahisar Kalesi ve tekfuru teslim alınmıştır. Vakit geçirmeden Ertuğrul Gâzî, Söğüt Kasabası’nı ve Domaniç yaylalarınıda işgal eylemiş ve Cebel-i Ermeniye adı verilen Ahî Dağı’nı da kontrol altına almıştır.
Elde edilen ganimetlerin beşte biriyle birlikte -başta Karacahisar Tekfuru olmak üzere- alınan esirlerin bir kısmını da Selçuk Sultanı Alaaddin Keykubad’a -Dündâr Bey aracılığı ile- göndermiştir. Selçuklu Sultanı, ganimetleri kabul etmiş, ancak siyasî genel durumu dikkate alarak, Karacahisar’ı, tekrar eski tekfuruna iade eylemiştir. Buna mukabil Söğüt Kasabası, Domaniç yayalaları ve Cebel-i Ermeniye adı ile anılan Ahî Dağı, Ertuğrul Gâzî’ye bırakılmıştır. Bu arada: Karacahisar, Bilecik ve İnegöl tekfurları da Selçuklu nüfûzu altına girmiştir.
ERTUĞRUL GÂZÎ VE SÖĞÜT – DOMANİÇ’E YERLEŞMESİ-1
Ertuğrul Bey, bileğinin gücüyle gâzîlik unvanını almış ve yine bileginin gücüyle fetih eylediği Söğüt Kasabası’na ve Domaniç yaylalarına yerleşmiştir. Siyasî otorite olarak Selçuk Sultanı Alaaddin Keykubad da bu yerleşmeyi onaylamıştır. 1232 yılında gerçekleşen bu uygulama ve onama ile Ertuğrul Gâzî ve reisi bulunduğu Karakeçili Aşireti, yeni bir yurt kazanmıştır.
(Devam edecek)