Gözlerimiz çift yaratılmıştır, daha iyi görmek için.
Burnumuz çift yaratılmıştır, daha çok nefes için.
Kulaklarımız çift yaratılmıştır, daha iyi duymak için.
Ama kalp tek yaratılmıştır.

Bu kadar önemli bir organ neden tek yaratılmıştır?
Derler ki; Yaratıcı, onun bir eşini de karşı cinse, yani ruh ikizimize vermiştir.
İnsan, sevdiklerine bu yüzden sarılır;
Çünkü sarılmak, yarım kalplerin birleşerek tam bir enerji alışverişi yapmasıdır.
Sarıldığınız an, iki tarafın da sağ tarafı dolmuş olur.
Bu nedenle kalp de çift yaratılmıştır;

Kalp, inanılmaz bir organdır.
Kalp, sadece biyolojik olarak kan pompalamıyor.
O, inanılmaz bir duygusal yük taşıyıcısıdır.
Acıyı, ihaneti, üzüntüyü, korkuyu, hayal kırıklıkları,
Bitmek bilmeyen endişe ve stresleri taşıyor.
Bu kadar ağır yüke rağmen,
Bu küçük organ ritmini bozmadan hâlâ atıyor?
O, insanın yenilgisinin ve zaferinin kaydedildiği bir arşivdir.

Yaşadığımız olumsuzluklar sonucunda
"Kalbim paramparça oldu," veya "Çok kırıldı," deriz.
Fakat o, ne bir kemik gibi kırılır ne de bir cam gibi dağılır.
Sadece sızlar ve yara alır.
Kalbin bu gücü, onun biyolojik yapısından değil,
Bizi hayata bağlayan manevi merkez oluşundan gelir.

Kalbi yoran, fiziki yorgunluktan çok, ruhsal zehirlerdir.
Acı, nefret, öfke, tiksinti, neşesizlik, korku, keder, endişe, suçluluk
Kin, kırgınlıklar, geçmişin hatalarına takılıp kalmak, affetmemek…
Tüm bunlar kalbi kemirir ve ritmini bozar.
Kalbin mevcut anın güzelliğini görmesini engeller.

Kalp, hep ileriye, hep umuda atar.
En çok rahatladığı an, sevgi, merhamet ve zikir ile dolduğu andır.
Şefkat, merhamet hayır ve iyilikler, kırılan kalpleri iyileştiren ilaçlardır.

kalbin gerçek gücü, atışlarının sayısında değil,
Taşıdığı sevginin derinliğindedir.

Allah, suretlerinize ve mallarınıza bakmaz.
Ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.
Kalbe kalp denilmesinin sebebi, onun çok değişken olmasındandır.
Ey kalpleri çeviren Allah’ım!
Kalbimizi dinin üzere sabit kıl."
Selam ve dua ile…