CEVAHİRÜ'L-AHBAR'DAN: ŞEYTAN TARAFINDAN RAHİME HATUN’A KURULAN SON TUZAK

Rahime Hatun, her kangı köye ki varsa Eyüp peygambere taam getirmeğe, (ardından) hemen iblis, varur ol köyün halkına. aydurdu ki buna nesne (hiçbir şey), virmen… (Sürün gitsin onu)…

Yohsa size ve zürriyetinize irencinden (hastalığından) ulaşır; ol (o hatun), cüzam olan Eyüb’ün avretidür. (diyerek) andan (o köyden) anı, kovdurup nesne virdürmezdi. (Bir defasında iblis, Rahime Hatun’a tuzağını şöyle hazırladı):

Bir gün Rahime Hatun, varup bir köye taam dilemeğe giderken görse ki iblis, bir tabib suretinde bir eşeğe binip gider ve Rahime Hatuna aydur: - Ey Hatun kişi! Niçün levnün (rengin) saru ve mütegayyirdür? Yohsa şol müptelâ olan Eyüb’ün avreti misün? (Rahime Hatun), ayıttı: “Evet anın avratiyim…deyince

iblis, ayıttı: “Sana bir edviye (ilaç) öğreteyim. (onu kullan)… anunla (bu ilaçla o, hastalıktan kurtulur sen de) fil-hâl, hoş olursun… Rahime Hatun ayıttı: “Sen ne dersin? (Gerçekten bu ilaç etkili olur mu?)

İblis, ayıttı: “Git söyle eşine bir koyun boğazlasun ve üzerine de (boğazlarken katiyen) Allah adını anmasun… Pişirsin (sonra da) etinden yesün… Sonunda (üzerine hamır ve şarap içsün. Bunu duyan ve eşinin tedavisi içün ilaç bulduğunu zanneden) Rahime Hatun, fil-hâl (süratle) kulübeye geldi ve Eyüp Peygambere duyduklarını ona haber virdü. Eyüp Peygamber, ayıttı:

- Ya Rahime! Söylediğin sözler, nice sözlerdir? Havva, Âdem Peygamberi cennetten çıkardığı gibi sen dahî beni iğva etmek mi istersin ya Rahime…. (Unutma ki) bu sözü sana söyleten iblistür; Anın sözüne niçün mağrur olup aldanırsun? Ol (şeytan) nicelerüni yoldan çıkarup mağbûn kılıptur… (Büyük günah işletmektedür).

Ol dem Rahime Hatun, ağladı ve ayıttı: - Ya Nebiyallâh! (Şeytanın) bana yaptırdığı bu günahı bağışla (ve affet). Sana malumdur ki hatun kişilerin aklı nâkıstr. Ol demde Eyüp -aleyhisselam- ayıttı:

- İlâhî! Bin bir kerre her demde şükürler olsun… Eger bana bin bu denlû renç ve belâ virsen (yine de) senden yüz döndürmezem. (Belâlar arttıkça) şükrüm de artacaktır; ziyade olacaktur.

(Bu söz üzerine) Hak Teâlâ, ayıttı: - Ya Eyüp! Eger ben, sana bu belâyı virmesem dahî sen sabır itmez isen (etmeseydin) ecr-ü sevaptan nesne (hiçbir şey) virmezdim.

GÜNCELLEŞMİŞ ÖZET YORUM:

Muhterem okuyucum! Görüldüğü üzere şeytan, kişiyi aldatırken “İblis” sıfatının bir açılımı olarak: Hakkı, batıl; kötüyü, iyi; çirkini güzel; haramı, helal göstererek yanıltma işini yapmaktadır. Aldattığı kurbanlarını da Rahime Hatun örneğinde olduğu gibi -daha çok- his ve duyguları çok yüksek olan hatunlar arasından seçmektedir.

- Bu nedenle kişi, şeytana karşı tedbirlerini alırken bu noktaya dikkat etmelidir. Yüce Allah, bir hadis-i peygamberîde beyan edildiği üzere her derdin devasını da vermiştir. Ancak bunların şifasını, haramlardan değil helallardan sağlanması gereğini de vurgulamıştır.

Unutulmamalıdır ki tedâvide doktor da ilaç da bir vesiledir. Şifayı veren, gerçekte, Allah’tır. Sağlıklı bir yaşam için dengeli bir hayat ve dengeli bir beslenme şarttır.

İlâhî takdire göre eşyada asıl olan da helâliyyettir; Haramlar, istisnâdır. Şu kadar var ki Yüce Allah, bizlere her şeyin temizinden yenmesini ve temizinden içilmesini emretmiştir.

Bu temel prensip göz önünde bulundurulur; beden ve çevre temizliğine de titizlikle uyulursa sağlıklı yaşamın yolu açılmış olur. Şüphesiz bunların yanı sıra kişinin, yaratıcısı ile şuur planında birlik sağlayarak müşâhede âleminde moral depolaması, gerekir Her hâl-ü kârda Allah’a şükretmesi ve de sabretmesi de temel bir esasatır. (R. Akakuş)

RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan

Ayhan Talha Bayraktar