HZ. EYÜP EYÜP ALEYHİSSELÂM’IN MAL VARLIĞI
(Yüce Allah), Hıcr Sûresi’nin 17-18 nci âyet-ikerîmelerinde şöyle buyurmaktadır: “Biz, göğü, taşlanan ve rahmetimden koğulan şeytanın sızmasına karşı koruduk. Ancak hırsızlık yapmak isteyen ve buna kalkan şeytanlar vardır ki onları, dikkatle izleyen ve onların, hareket ve davranışlarını an-be an izleyerek gerektiğinde bir anda onları yakan etkili ve de yetkili bir yıldız vardır ki sizler, onu ap açık müşâhede etmektesiniz.”
Ol demde/o devirde) şeyâtîn (şeytanlar), “İstirâku’s-Sem’” için yani: kulak hırsızlığı yapmak için şeytanlar, (göklere) çıkup melâikenin söylediklerini dinlerlerdi.
(Şu kadar var ki Yüce Allah, o devirde) şeytanların üzerine “Alev-Topu”, atmazdı.. Ta ki Hz. Muammed (s.a.v.s.), zuhûra geldi. Ol dem şeyâtîn, recm olundu. (Yani: taşlandı). Hak Teâlâ, iblise ayıttı:
- Ya iblis! Eyüp kulumu ve ibadetini nice buldun? İblis, ayıttı:
- O, nice ibadet itmesün? O’na ol kadar mal ve oğul virdün kim o’nun dışında hiç kimseye (bu kadar çok) mal ve oğul ve kız virmedün… O’nun dışında hiç kimseye (şimdiye değin böyle bir imkân) virülmedi. Ve eğer beni, o’nun mal varlığı üzerine havâle kılar isen ben (de) ana, (sana yapacağı) ibadeti unutturabilirdim. Hak teâlâ celle ve alâ) ayıttı:
-Ya laîn! Seni, o’nun malı üzerine havâle kıldum… (Bakalım Eyüb’ü, bana ibadet etmekten alıkoyabilecek misin? Görelim… dedi. İblis, bu ruhsatı Hak Teâla’dan alınca hiç vakıt kaybetmeden doğruca) deniz kenarına vardı Dahî (ardı sıra) oradan nedenlû şeyâtîn ve cinnî var ise cem’olup onun yanına geldiler. İblis, (onlara) ayıttı:
- Hak Teâlâ, beni, Eyüp kulunun üzerine havâle kıldu…Yani: Ona, kulluğunu unutturacak bir çok tuzak ve komple kurmama izin verdi Gelin sizler, bana yardım edin de Eyüb’ün malını mülkünü ataşe verelim. dedi. Onlar da cevaben), ayıttılar:
- Nice idelüm de sana yardımcı olalım?. İblis, cevaben ayıttı:
- Ne denlû malı var ise oda verelüm; yani: ateşe yanduralım… (Bunun üzerine) şeytanlar, vardular; cemi malını Eyüp Peygamberin oda yandurdular.Bu kerre (ardından da) iblis, geldi Eyüp Peygamberin yanına… Görse ki (Eyüp Peygamber), turuben (ayağa kalkmış, kıyam halinde) namaz kılar. Şeytan ayıttı:
- (Ya Eyüp! Sen öyle bir tanrıya kulluk edersin ol ( tanrı), sana zarar ider. (ve O’nun hiç mi hiç) nef’ı ve faydası yoktur sana… (Bak)! od (ve ateşi), musallat eyledi senin üzerine… Kül eyledi tüm malını… dedi (ve Eyüp Peygamberi –kendi aklınca- tahrik ederek. Allahü Teâlâ ya isyana teşvik eyledi. Ancak) Eyüp Peygamber -aleyhisselâmanın, (tahriklerine) iltifat itmedü. (Namazını lıkmaya devam etti). Tâ namazdan fariğ olunca (Eyüp Peygamber), ayıttı:
- Ya Mel’un! “El-hamdülillâh= Şükürler olsun Allah’a…” ki bana malı, O, virdi (yine) benden malı, O geri aldı. diyüp (tekrar) namaza durdu ve ibadetle meşğul oldu.
İblis de hor ve hacîl olup gerisin geriye gitti. Hak Teâlâ ayıttı: - Ya Laîn! Eyüp kulumu nice buldun? (deyince iblis), verilecek (bir) cevap bulamadı.
Güncelleşmiş Özet Yorum: Muhterem okuyucum! Bu ara bölümde Noktacı Kasım Efendi, Hıcr Sûresi’nin 17-18 nci âyet-i kerimelerinin verdiği ilâhî mesaj çerçevesinde şuur planında ve ilâhî takdir çerçevesinde Hz. Eyüp-aleyhisselam’ın şahsında gerçekleşen bir kulluk sınavını destânî ve de menkıbevî bir dille ortaya koymuştur.
Burada gerçekleri, batıl göstererek, tevhid inancına sahip kişileri doğru yoldan ayırmayı kendisine iş edinen şeytana ve bu tînette bulunan insanlara karşı dikkat edilmesi gereği üzerinde durulmuştur. “İstirâku’s-Sem’=Kulak hırsızlığı olayına” işaret olunarak gök yüzünde sık sık görülen yıldız kaymaları üzerinde durmamız da hatırlatılmıştır.
RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan
Ayhan Talha Bayraktar