İnegöl’ün tarımsal üretimdeki konumunu bölgedeki diğer üç ilçeyle karşılaştırarak da gösterebiliriz. Söz konusu yılda aşar tahsilâtı Gemlik’te 342.097 guruş, Gönen’de 184.626 guruş ve Manyas kazasında 142.090 guruş olarak gerçekleşmişti. İnegöl’deki rakam her üç kazanın öşründen daha büyüktü.

Bu da bize İnegöl’ün bu kazalardan daha büyük bir tarımsal potansiyele sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Öte yandan aşar tahsilâtı rakamları bize ipekböcekçiliğinin Gemlik’te İnegöl’deki gibi önemli bir iktisadi faaliyet olduğunu göstermektedir.

Bu ilçede ayrıca zeytin, üzüm, alaf, buğday, ayva üretimi, Gönen’de üzüm, soğan, mısır, çavdar arpa ve buğday, Manyas’ta ise Buğday, arpa, mısır, tütün ve üzüm üretimi iktisadi açıdan daha önemli faaliyetler konumundaydı.

İnegöl at, beygir ve diğer tür hayvanların yetiştirilmesi açısından uygun meralık alanlara sahip değildi. Dolayısıyla kazanın hayvancılık potansiyelinin sınırlı kaldığını söyleyebiliriz.

İnegöl’de tarımsal üretim miktarlarının zamanla nasıl değiştiğini ortaya koymak daha ayrıntılı incelemeleri gerektirmektedir.

Ancak belgelerde üretim miktarlarının zamanla arttığını düşündüren bilgiler bulunmaktadır. 1879-80 yılında İnegöl’de öşür ambarı ve böcekhanenin kapasite olarak yetersiz kaldığı ve civardaki boş arazide yeni bir ambar inşa edilmesi gerektiği rapor edilmişti.

Bu durum öşür tahsilâtının arttığı ve dolayısıyla üretim miktarının da büyüdüğü şeklinde yorumlanabilir.

IV. SANAYİ, MADENCİLİK VE KERESTECİLİK

Arşiv belgelerinden anlaşıldığı kadarıyla İnegöl’de güçlü bir esnaf sınıfı yoktu; sanayi faaliyetlerinin kapsamı küçük esnaf faaliyetleriyle sınırlı bir görüntü veriyordu.

Bu kapsamda ekmekçi, bakkal, demirci, berber, nalbant, semerci ve kıl dokumacılığı esnaf faaliyetlerinin çerçevesini oluşturmaktaydı. Ayrıca müstakil bir tüccar sınıf da oluşmuş değildi.

İnegöl’de ağaç kürekçiliğinin gelişmiş olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim kürekçi esnafı İstanbul pazarında satmak üzere İnegöl’den ağaç kürek temin etmekteydi. Kürekler Mudanya ve Gemlik iskelesi yoluyla İstanbul’a ulaştırılmaktaydı. 1820-21 yılında söz konusu esnaftan iskelelerde ihtisap resmi talep edilmesi üzerine bir anlaşmazlık yaşandığı ve esnafın bu vergiden muaf olduklarını iddia ettiği görülmektedir.

1844-45 tarihinde İnegöl’de bir kısım reayadan çeşitli miktarlarda vergi tahsil edildiği görülmektedir. Defterdeki bilgilere göre beş gayrimüslim abacıdan birine 700 diğer dördüne 500’er guruş; bir kısmı Kemah, Harput vs. yerlerin köylerinden gelen amele statüsündeki Ermenilere 300-350’şer guruş; dört gayrimüslim çeşmeciye 250-600’ar guruş; Mizal köyü Rumlarından iki bakkala 350 ve 200 guruş; Kurşunlu köyünden üç gayrimüslim bakkal ile sekiz dülgere (marangoz) 200-600’ar guruş ve beş ermeni kökenli bezzaza (manifaturacı) biri 300 olmak üzere 500’er guruş vergi yüklenmişti.

Toplamda 30 bin guruşa yaklaşan bu vergilerden hareketle İnegöl kaza merkezinin ekonomik hayatında ve özellikle imalat faaliyetlerinde gayrimüslimlerin pay sahibi olduğunu söylemek mümkündür.

Prof. Dr. Ahmet UZUN/ Doç. Dr. Mustafa YILDIRAN

Uluslararası İnegöl Tarihi ve Kültürü Sempozyumu-1