Fetihlere geçmeden önce üzerinde durulması gereken önemli bir konu da İznik’tir. Çünkü İznik’e ulaşabilme avantajı, Osmanlı Beyliği’ni diğer Batı Anadolu Beyliklerinden ayıran jeopolitik bir üstünlüktür. İznik jeopolitik olduğu kadar, ideolojik bir noktadır.
Hem Selçuklu, hem de Bizans’a başkentlik etmiştir. İznik, çevresindeki güçlü beyliklere nazaran Osmanlı’nın şansıydı ve Osmanlılar bu bölgenin doğal mirasçısıydı. Diğer taraftan İznik kaybedildikten sonra da hep darü’l-islam olarak görülmüş ve kaybının hep geçici olduğu düşünülmüştür.
Osmanlı Beyliği’nin kuruluş hikayesinde sıklıkla tekrarlanan savaşçı Türkmenler, Gaziler, Dervişler, Ahiler Selçuklu bürokratları, çöken Bizans, iktisadi daralma yaşayan Bizans köylüsü, Türkmen ve Rumlar arasında var olan siyasi erk boşluğu gibi etkenler Batı ucunda bulunan diğer beyliklerde de kısmen ya da tamamen mevcuttur.
Buradan hareketle Osmanlı’yı diğerlerinden ayıran İznik’tir. Başarının sırrının anlayan Osman Gazi ilk fırsatta İznik üzerine yönelmiştir.
İznik’in bu önemine binaen Bursa’nın fethi de burayı ele geçirmek için atılmış bir adım sayılabilir.
İnegöl’ün önemi bu dönemde artmış, Osmanlı kuvvetlerinin Bursa ve İznik üzerine yürüyüşleri için mutlaka ele geçirilmesi gereken yer haline gelmiştir.
Diğer taraftan Bursa ve İstanbul’a giden ticaret yollarınınn da İnegöl ve çevresinden geçmesi bu topraklara hâkim olmanın önemini arttırmıştır. Köprühisar, Yarhisar, Yenişehir ve Bilecik de İznik’in fethi için stratejik öneme sahip merkezlerdi.
Beş hisarın fethi, İznik’i almak isteyen Osman Gazi’yi kamçılamış, ancak İznik’in çevresinin su kanalları ile çevrili olması ve bataklılıkları geçme zorluğu İznik’in fethini mümkün kılmamıştır.
Osman Bey’in tekürlerle mücadelesi İnegöl ile başlamıştır. İnegöl bu açıdan devlete giden süreçteki ilk adımdır. Bu adımın atılmasına ise yayla yolculuğuna çıkan göçerler neden olmuştur.
Göçebeler ayrı ayrı yayla ve kışlaklarda yaşayan unsurdu. Kendi ihtiyaçları kadar ziraat ile meşgul olmakla birlikte bilhassa hayvan sürüleri yetiştirerek geçimlerini temin ediyorlardı.
Orta Asya’dan getirdikleri halıcılık sanatı ve nakliyecilik de onlar için mütemmin bir istihsal vasıtasıydı. O zamanlar Anadolu’nun meşhur atlarını yetiştiren ve halılarını dokuyanlar bunlardı. Irsi reislerinin idaresi altında yaşayan bu aşiretlerin yaylak ve kışlakları muayyendi.
Göç zamanlarında yol üstündeki köylere zarar vermekten ve tahribattan geri kalmıyorlardı.
Yaylak ve kışlak arasındaki yolculuklar sırasında yukarıda belirttiğimiz problemler sürekli yaşanmaktaydı. Osmanlıların bölgeye 1230’lu yıllarda yerleşmelerinden ilk savaşın yaşandığı 1284 yılına kadar İnegöl üzerinden Domaniç’e giden konargöçerler muhtemelen benzer sorunları yaşamışlardı. Ancak
Ertuğrul Bey devrinde çatışmaya dönüşmeyen bu süreç, Osman Bey’in başa gelmesinden çok kısa süre sonra savaşlar dönemini başlatmıştır. Bu savaşlar ve fetihler ise Osmanlıları Bursa ve İznik önlerine taşımıştır.
Yrd. Doç.Dr. Refik ARIKAN
Uluslararası İnegöl Tarihi ve Kültürü Sempozyumu-1