Her ülkenin siyasal,sosyal,ekonomik vs bir çok meselesi vardır. Bugün ele alacağımız konu ülkemizde bilim ve Teknolojiye ne kadar önem veriyoruz. Dünyaya örnek olmuş alanlarında Nobel ödülü almış bilim insanlarımız neden yok ya da neden az. Bu konunun devlet politikası düzeyin de ele alınması ve fikri takip yapılması gerekiyor.
Aydınlarımız, bu konuyu ele alıp takipçisi olabilse, sorumlulara görevlerini hatırlatsa, yapılması gerekenleri kamuoyu ve yetkililerle paylaşsa daha olumlu sonuçlar alınması düşünülebilir. Meseleleri, partiler üstü anlayışla ele alıp karar vericilerin dikkatini çekebilirler.
Türk milleti tarih boyunca önemli bilim insanları yetiştirmiştir. AliKuşçu. AzizSancar. Biruni. Cabir bin Hayyam. Cahit Arf. Farabi. Feza Gürsey. Harezmi ...
Bu konuda demek ki millet olarak diğer milletlerden bir eksimiz yok . O zaman sorunun kaynağını bulmak ve çalışmalarımızı bu yönlere kanalize etmemiz gerekiyor. Biz bu konuya gereken önemi veremezsek maalesef hala ellerin Albert Einstein (Görelilik Teorisi), Max Planck (Kuantum Teorisi), Wilhelm Conrad #Röntgen (X-ışınlarını mucidi) .
Alman (Karl Benz ,1885), dizel motoru buldu (Rudolf #Diesel), dinamo ve telgraf sistemlerinin geliştirdi (Werner von #Siemens), radyo dalgalarını keşfetti (Heinrich #Hertz).
Gelişmiş olan ülkelerin Bosch, Siemens, BMW, Mercedes, Adidas, Hugo Boss gibi dünya markaları var. Bizim THY dışında aman aman bir dünya markamız yok. Çok övündüğümüz tekstil sektörümüz bir Adidas olamadıysa oturup düşünmeliyiz.
Dış güçler Türkiye’ye karşı elinden geleni arkasına koymazlar. Arif Nihat Asya üstadımızın “Eller kızacak diye destan da yazmayalım mı?” dediği gibi Amerika darılır, Rusya Küser, Fransa alınır diye bilimden teknolojiden uzak mı duralım.
Güzel bir ülke inşa etmek istiyorsanız herkes bilimle ilgilenmek zorunda değil ama herkes bilgili olmak zorunda. Medya haberlerin de yalnızca, politikacılar yada ‘’popçu topçu” dediğimiz türden konuların yer aldığı, Türkiye’deki bilim insanlarının sadece silah ürettiğinin sanıldığı.
Bilgiye/bilime 0 (SIFIR) değer veren, tepeden tırnağa, siyasetçisinden iş alemine öğretmeninden öğrencisine pek çoğumuzun “şöhret” peşinde koştuğu,bir dünyadayız.Gençlerin kısa yoldan vole vurmaya çalıştığı bir toplumda işte bu kadar! Bizde bilgiye değer 0 (SIFIR).Siyasetçi, iş insanı, öğretmen, öğrenci…Herkes “bilmek” yerine “parlamak” istiyor.
Üretmek yerine “görünmek.”Kültür değil, şöhret peşinde koşuyoruz.Sonra da soruyoruz:“Neden bizden Nobel çıkmıyor?”“Neden bir markamız dünyaya açılmıyor?”Cevabı basit:Çünkü biz bilimi alkışlamıyoruz,Gösteriyi alkışlıyoruz.Bu satırlar kimine sert gelir.Ama bazen gerçeği duymak, duvarı yıkmanın ilk adımıdır.Belki o zaman “şöhret ” değil, değer konuşuruz.
Enseyi karartmaya gerek yok. Bizden her şey olur, yeter ki insanımıza güvenip onları eğitelim.
“Gelişmekte olan ülkeler meselelerine doğru teşhis koyamazlar, doğru teşhis koysalar bile öncelik sırasına koyamazlar”, “gündelik siyaset siyasetsizliğin ta kendisidir” sözlerini dikkate almalı, öncelikli meseleleri tespit edip, karar vericileri etkilemeyi başarmalıyız.
Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz. . Sağlıklı iyi haftalar diliyorum.
Orhan ERDOĞAN