İNEGÖL’DE MADEN SUYU: 1885-86 yılında İnegöl maden sularının işletilmesi yeniden Faik Paşaya verilmiştir. Çitli suyunun, vergisi Bursa Hastanesi’ne ait olmak üzere Eczacı Kirkor’a ihalesi gündeme geldiyse de, bunun yaratacağı çeşitli sakıncalar ve ayrıca Faik Paşanın tüm suların ihalesini birlikte talep etmesi nedeniyle, ikinci seçenek uygun bulunmuştur.

Çeşitli hükümet birimlerinde yapılan detaylı değerlendirmelerden sonra, maden sularının, bunlardan bir sene içinde imal olunacak şişelerin her biri için, Bursa hastanesine ait olmak üzere 50 bin şişeye kadar 20 ve 50 binden 100 bine kadar diğer 50 bin için 10 ve 100 binden fazlasına her şişe için 5 pare ödemek ve imal olunacak tozdan hastane için %4 nispetinde vergi vermek ve hastanelere bedava verilecek suların terkiyle bunlara karşılık umuma mahsus bir litrelik suların eski fiyatından 10 pare noksanına satılmak ve sair şartlarla 15 seneliğine Faik paşa tarafından işletilmesi karara bağlanmıştı.

1884-85 yılından itibaren Çitli suyundan haftada bir sandık su Eczacı Kirkor vasıtasıyla padişaha sunulmaya başlanmıştı.Kirkor Efendi’ye bu hizmeti münasebetiyle dördüncü rütbeden mecidiye nişanı takdim edilmişti

İNEGÖL’DE KERESTECİLİK: İnegöl ekonomisinde uzun yıllar önemini sürdürmüş gözüken faaliyetlerden biri kerestecilikti. Bölgede inşaat amaçlı kereste üretiminin önem kazandığı bilinmektedir.

Bunun yanında, Tersanede sarayın ya da devletin diğer birimlerinin ihtiyaç duyduğu kalyon ve diğer tür gemilerin inşasında Bursa çevresindeki kazalardan ve özellikle de İnegöl’de Ahı dağı isimli mahalden düzenli olarak kereste temin edilmekteydi.

18. yüzyıl sonlarına ait belgelerden bu amaçla bölgedeki 23 kaza halkına (Mudanya, Yenişehir, İnegöl, Domaniç, Pazarköy, Mihaliç, Kirmasti, Taraklı, Harmancık, Yarhisar, vs.) toplamda 1.750 parça keresteyi Ahı Dağı’ndan kesip gönderme yükümlülüğü getirilmişti.

Gemi gövdesini oluşturan büyük parçalar olarak çam omurgası, büyük lata, çam kalyon vs. kereste parçalarından oluşan bu 1.750 parça kerestenin temini, kazaların hal ve tahammüllerine göre paylaştırılmaktaydı. 1808-9 yılında İnegöl’e 150, Mudanya’ya 100, Yenişehir’e 90, Pazarköy’e 100 ve Domaniç’e 40 parça kereste temin yükümlülüğü getirilmişti.

1811-2 yılında Bursa kazasının hissesi 180 parçaydı. Kereste parçaları bu amaçla atanan görevlilerin denetiminde kesilmekte ve arabalara yüklenerek iskeleye nakledilmekteydi.İskeleye indirilen kereste parçaları kayıklara yüklenerek tersane-i amireye gönderilmekteydi.

Kereste parçaları yeni gemi inşası ya da mevcut gemilerin tamiri amacıyla da kullanılabiliyordu. 1712-13 yılında Ahı dağından temin edilen kereste içerisinde 200 adet büyük kalyon omurgası, 50 adet çam kalyon omurgası, 500 adet çam kalyon latası bulunuyordu. Bilecik Voyvodası Ali Ağa marifetiyle kestirilen kereste parçalarının naklinde Gemlik İskelesi kullanılmıştı. İlerleyen yıllarda Gemlik’te inşa edilen devlet kalyonları için yine bu bölgeden kereste tedarik edildiği anlaşılmaktadır.

Ahı Dağı’nda kesilen kerestenin İnegöl’e ulaşması devrin koşullarına göre 3 saatte gerçekleşiyordu. 1777-78 tarihli bir belgeden öğrendiğimiz kadarıyla İnegöl’den araba yolu ile 6 saatte Kestel köyüne taşınan kereste, oradan 2 saatte Atçılara ve buradan da 6 saatte Gemlik’e ulaştırılmaktaydı. Toplam rakamlar alındığında kereste taşıma süresi Gemlik İskelesi için 17 saat, Mudanya İskelesi için ise 15 saati buluyordu. Gemlik yolu daha uzun olmasına rağmen daha fazla tercih edilmekteydi. Bu durum, söz konusu yolun daha elverişli ve kolay olması yanında Gemlik İskelesinin yaz ve kış daha kullanışlı olmasıyla açıklanabilir.

Prof. Dr. Ahmet UZUN/ Doç. Dr. Mustafa YILDIRAN

Uluslararası İnegöl Tarihi ve Kültürü Sempozyumu-1

Kaynak: gencgazete.net