Çevre sorunları konusunda çok bilindik benimde çok sevdiğim bir söz vardır.’’ Çevre bize atalarımızdan miras değil, torunlarımızdan emanettir’’.Sanayileşmenin arttığı bununla birlikte küresel ısınmanın artması çevre sorunlarını da beraberinde getirdi . İnegöl’ümüzdeki çevre sorunları başka bir yazımızın konusunu oluşturacaktır. Ancak kısa başlıklar altında sıralarsak.Hava kirliliği ,toprak kirliliği, görüntü Kirliliği, çarpık kentleşme,gürültü kirliliği,atık ve çöp sorunları olarak sıralayabiliriz.Küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin oluşturduğu kurak bir yaz mevsimi geçirdik. Barajlardan beslenen şehirlerde aşırı derecede su kıtlığı yaşandı. Bu durum suyun hayatımızdaki yerini bütün gerçekliği ile ortaya çıkardı. Yerel yönetimler su tüketimini azaltmak için çeşitli önlemler almaya başladılar.
İnegöl’ümüz eskiden içme suyunu Uludağ’ın eteğinde olması nedeniyle Uludağ’dan karşılamaktaydı.Ancak İnegöl’de aşırı nüfus artışı su kaynaklarını yetersiz hale getirmiş artık şehrimiz Uludağ’dan gelen kaynak sularıyla beraber, içme suyunu yer altı sularından karşılamaktadır. Yer altı sularının sertlik derecesi kireç oranı gibi fiziki ve kimyevi özellikleri İnegöl halkının eskiden alıştığı ve tükettiği suyu aratmaktadır.Bu arayış İnegöllüleri 19 lt damacana su kullanmaya yöneltti ancak bu günlerde artık damacana su fiyatları 120TL ile 185 Tl arasında seyretmektedir.
1995 yılında bir dergiye yazdığım İnegöl’de çevre sorunları makalemde bu tehlikelere değinmiştim. Bugün geldiğimiz noktada İnegöl’de altı adet su fabrikası kurulmuş ve İnegöl halkının hakkı olan ve torunlarımızın emaneti olan kaynak sularımız, İnegöl halkına sorulmadan haberi olmadan satılmıştır.Bu duruma ne halkımızdan, ne yerel yöneticilerden, nede siyasi partilerden itiraz olmamıştır. Köyden mahalleye dönüş 6360 sayılı kanunun 30 Mart 2014 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte; Büyükşehirlerin sınırları il mülki sınırlarına kadar genişledi.Bununla birlikte Büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde binlerce köy mahalleye dönüştürüldü. Büyükşehir belediyelerinin sınırları içerisindeki köy tüzel kişiliklerinin kaldırılması ve il özel idarelerinin kapatılması ile köy tüzel kişiliğine ait ortak malları ile Meralların mülkiyeti bağlandıkları belediyeye geçti. Aynı sessizlik İnegöl büyükşehire bağlandığında yaşanmış köylerimiz önce mahalleye sonrada İnegöl belediyesinin 62 nolu ve 01.12.2023 tarihli raporuyla belirtilen kriterler doğrultusunda 89 mahalle kırsal mahalle kriterlerine uygun olduğuna oybirliği ile karar verilmiştir. O tarihlerde köylerinin bütün mallarına el konulmasına rağmen, köy kültürünün yok edilmesine ses çıkarmayan köy sakinleri şimdi bütün kamuya ve millete ait olan köy sokak çeşmelerine kart yada asma kilit takarak insanların içme suyu hakkını engellemektedirler.(7478 sayılı köy içme suları hk kanun)
Bu şehirde yaşayan insanların da temiz sağlıklı su içmeleri bırakınız insan hakkı olmasını anayasal haklarıdır (Madde 56-168). Ekonomik şartların ağırlaştığı bir dönemde insanların 200 liraya yaklaşan damacana fiyatlarıyla bu anayasal hakkını kullanamaz.Bir çözüm olarak kırsal mahallelerdeki çeşmelerden içme suyu temin etme yoluna gittiğinde de asma kilitlerle kilitlenmiş çeşmelerle yada şifreli kartlarla karşılaşmaktadırlar. Zaman zaman köy sakinleriyle gereksiz tartışmalar yaşanmaktadır. (Ticari araçlarla kazanç sağlamak için bu çeşmeleri işgal eden ve köy sakinlerine bile fırsat vermeyen fırsatçıları bu konu dışında tutuyorum).Bir ülkenin doğal kaynakları o ülke vatandaşlarının ortak doğal hakkıdır.
Kaynak suları satılırken ses çıkarmayanlar köyündeki kepçeden traktöre, minibüse, kuyu açma helezonuna kadar el konulurken ses çıkarmayanlar içme suyunun paylaşılması konusunda kalp kırmaktadırlar.Bu şehir hepimize yeter yeter ki doğaya çevreye duyarlı olalım söylenmeyelim söyleyelim.İyi haftalar sağlıklı günler dilerim.