Allah’ın laneti, gazabı, afeti, dehşeti kafir İtrail ve kalleş ABD üzerine olsun amin…
Bu muhteşem duadan referansla bu hafta özgürlük üzerine tefekkür ve istişare yapmak istiyorum…
TDK ya göre “herhangi bir koşulla sınırlanmama, zorlamaya, kısıtlamaya bağlı olmaksızın düşünme ve davranma durumu” imiş özgürlük…
Dünya kurulduğundan beri temenniden öteye geçemeyen kelime… Kâinatı yaratan, kendi nizamında hiçbir varlığı özgür bırakmamışken, her birinin davranışını katı kural ve matematiğe bağlamışken, tümüyle bağımsız, hür ve kayıtsız özgürlük nasıl düşünülebilir ki… Evrende, makro âlemde gezegenlerin, galaksilerin bilindik bilinmedik bütün gök cisimlerinin, mikro âlemde, atom ve atom altı parçacıkların, elektronların hareketleri, en ufak bir müsamahaya, zerre miskal şaşmaya maruz bırakılmış mıdır sizce, özgürlük ne menem bir kelimedir bu mecrada…
Hayvanlar aleminde durum nedir, isteyen istediğini yapabiliyor mu özgürce?... Ya su, ya hava, toprak, ay, mevsimler, devridaim içerisindeki dünya hangi meseleyi kendi başına yürütüyor, kim bağımsız bu âlemde…
Ya insan, eşref-i mahlûkat dediğimiz muhterem, hizmetine kâinat verilmiş zevat-ı kiram özgür mü, kendi haline mi bırakılmış?... Zinhar… Yaradan emir ve yasaklarıyla apaçık sınırlamış zihin ve davranışlarımızı… Yapması ve yapmaması gerekenler ayan beyan anlatılmış kendilerine, elçiler vasıtasıyla… Yazılı olmayanları da var elbet, kendi nizamına dokunmaması hususunda uyarılar, toprağa, doğaya, havaya, sosyal hayata dair üstü kapalı uyarılar var, aşikar sonuçlarıyla yüzleştiği dersler var… Hunharca, özgürce (!), pervasızca, müsrifçe her davranışın ve hatta düşüncenin ağır bedelleriyle karşılaştı insan, bin yıllarca tekerrür etti bu… Doğayı kirletti, toprağı, genetiği bozdu, Allah’ın nizamı dışında yönetim ihdas etti, kanun koydu, sapkın ilişkiler, adaletsiz yaklaşımlar, ekonomiler ikame ettiler ve kendi elleriyle perişan ettiler kendi hayatlarını…
Yüce Allah, yarattığı âlemlerin yönetimi, organizasyonu ve sosyoekonomik modelini de fıtrata uygun şekilde yarattı ve bildirdi insanoğluna…
Lakin hiçbir zaman uymadı insan, oysa kaynaklar ve rızık adaletli paylaşılsa, yetecek te artacaktı hepsine… “Kul hakkı”, “adalet”, “hesap günü”, “cennet”, “cehennem”, “ölüm” var dedi, hatırlattı sık sık, duymadı, tınmadı insan… “Özgür değilsin yapma, hesaba çekileceksin zerre miskal niyetinden bile” dedi, dinleyen yok…
“İçimizdeki beyinsizler yüzünden” yüzlerce defa helak olduk, oluyoruz, olacağız, ders alan yok…
Hangi özgürlük, hangi insani hukuk bize daha fazlasını verecek… Hangi siyasi ya da ekonomik model refah düzeyimizi yükseltecek her hususta özgür yapacak bizi, tefekkür edelim…
Padişahlık kötüydü, monarşi berbattı, demokrasi harika, öyle mi?... Kim seçebiliyor seçmek istediğini, hangi milletvekilinin seni temsil etmesine karar verebiliyorsun. Önüne konan seçeneklerin hangisi senin seçmek istediğin… Hangi kanun, hangi hukuk senin beklentilerini karşılıyor… Hayallerin, umutların, servetin, otoritenin iki dudağı arasında iken neyinle özgürsün kardeşim…
Cahil, ukala, haysiyetsiz, kibirli, embesil bir molozun kırk kelimelik dağarcığıyla, koca dünyayı kevgire çevirmesi hangi özgür iradenin seçimi… ABD özgür iradesiyle mi seçti bu patavatsız, bu ruhsuz adamı, iki yüz milyonun tercihi bu mu yani?...
Kominizim kötü, Marksist, Leninist Maocu rejimler fena, liberal, kapitalist sistem iyi, serbest piyasa ekonomisi harika, öyle mi?... İstediğini alıyorsun, istediğini yiyip içiyorsun, mal, mülk servet sahibi olabiliyorsun, ne büyük özgürlük değil mi?... Popüler kültür, hedonik mecra, seküler düzen, yani birileri, yani senin nasıl yaşaman gerektiğini kurgulayanlar karar vermiyor senin yaşantına, müthiş özgürsün öyle mi, istediğin saatte kalkıp istediğin kadar sistemin uşaklığını yapabiliyorsun, ne güzel…
Kadınsın, en ağır işlerde çalışmayı özgürlük sanıyorsun, seni birtakım arzu ve duyguların objesi gören, kozmetiğin neması, cinselliğin pazarlamacısı olarak kullanan tayfanın esiri değilsin öyle mi?...
Uçlardasın, LGBT bilmem nesin, cinsel tercihini özgürce yaşadığını sanıyorsun, uyuşturucu, fuhuş, kumar batağındasın, bağımlısın ve birileri seni kullanmıyor öyle mi, özgürsün yani… Nefsinin esiri değilsin, medyanın, dijital alemin, sistemin kölesi değilsin öyle mi?…
Şeytanın oyuncağı, küresel sermayenin maymunu, on saniye sonrasına hükmedemediğin dünyanın fırıldağısın mirim…
Çatlasan da patlasan da özgür değilsin, olamayacaksın… Öyle sandıracaklar sana, gazın bitene kadar kullanacaklar seni, önce hasta edecekler sonra ilacı dayayacaklar sana, kazanmak için kaybettiğin sağlığını, servetine mukabil almaya çalışacaksın…
Özgür değilsin dostum, Allah katında da değil, şeytanın iğvasında, emelinde de değil…
Ruh bedende iken özgür olmayacaksın belli, bir umut ölüm!…