Son zamanlarda yeşil vatanda oluşan yangınlar bizlerin yüreğini yangın yerine çevirdiği gibi yüreğinde azıcık vatan millet sevgisi, merhamet kırıntısı olan vatandaşlarımızın yüreğini de yangın yerine çevirdi.
Bu yangınların nedenlerini sadece bir anız yakmaya ya da sadece bir mangal yakmaya bağlamak, yangınların çıkış nedenlerinin sorgulanması hususunda bizleri objektif sonuçlara götürmez. Objektif olmayan sonuçlar objektif olmayan çözüm yollarına insanları itekler. O zaman objektif sonuçlara ulaşmak için yangınların çıkış nedenlerini de objektif olarak belirlemek gerekir.
Ülkemiz çok ilginç bir ülke her türlü olağanüstü olayların neden ve sonuç ilişkisini üçüncü şahıslarda arıyoruz, bu da bizlerin doğru çözümleri bulmak için yol, yöntem ve metotları bulayamayışımıza neden oluyor.
Doğru sebepler, doğru çözümleri getireceği için önce kabiliyetli insan kaynağının işin başında olması gerekiyor. Bu işlemler sadece yeşil vatan ile ilgili değil. Bu iş mavi vatan ile gök vatan ile velhasıl bütün vatan ile ilgili bir yaklaşımı kapsayıcı olarak ele alması gerekiyor.
Kabiliyet özgürlüktür, üretmektir, cesarettir, var olmaktır. Kabiliyet demokrasidir, adalettir, çevreyi korumaktır, sağlıklı yaşamaktır. Kabiliyet teknolojik gelişmedir, aydınlanmaktır, inançtır, itikattır, doğruluktur, cömertliktir. Kabiliyet karakterdir, güzelliktir, insan olmaktır.
Kabiliyetsiz olmak yok olmaktır, esarettir, hırsızlıktır, arsızlıktır, miskinliktir, pişkinliktir, dilenmektir.
Dostlar ülkemizde ve özellikle geri kalmış Müslüman toplumların sosyolojik yaşamları incelendiğinde insanın içi kan ağlıyor, Müslüman toplumların her türlü yeraltı ve yer üstü kaynakları, insan kaynağı olabildiğince zengin ancak ne yazık ki insan kaynağının kabiliyeti; üretmek, özgürleşmek, gelişmek için kullanılmıyor ya da kullanılmasına izin verilmiyor.
Batı toplumlarıyla, Müslüman toplumların demokratik yaşam alışkanlıkları incelendiğinde batı toplumları haklarını birleşe birleşe kendileri almış ve haklarını almak için ciddi mücadeleler yapmışlar.
Müslüman toplumlarda demokrasi kültürü henüz gelişmediği için halk adeta kul mantığıyla yönetilmekte, yöneticiler ne kadar özgürlük veriyorlarsa o kadar özgürlük alanı içinde hareket edebilmekteler.
Müslüman toplumlarında her türlü kaynak olmasına rağmen hangi güç insanların özgürlük kabiliyetini törpülüyor? Hangi güç üretim kabiliyetini törpülüyor? Hangi güç var oluş kabiliyetini törpülüyor? Hangi güç sahip olma kabiliyetini törpülüyor?
Kabiliyetin özgürlük alanında kullanılması insan kaynağının isabetli eğitimiyle mümkün olabilir. İsabetli eğitim, insan kaynağının globalleşen dünya ölçeğinde aynı kuşaklarıyla rekabet edebilecek şartları oluşturabilecek düzeyde olmasıyla olabilir.
Başka toplumlarda bireyler, yaşadığı toplumu muasır medeniyet düzeyine çıkarmak için gecesini gündüzüne katarak her türlü kabiliyetini kullanırken; Müslüman toplumlarında bireyler; kısır döngüler içinde işe yaramayan bilgiler yumağında, gelişme adına bir çekirdek kabuğunu doldurmayacak izafi konular ile cebelleştirilmekteler.
Bu cebelleşme kabiliyetlerin özgürlük adına kullanılmasını engeller nitelikte ve bu engellerden kendisine çıkar sağlayan birçok insan ve grup var. Özgürlük adına kabiliyetlerin kullanılması dileğimle.
ÖZER YILMAZ