Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
Kimi yerleşim yerleri, sadece coğrafyalarıyla değil, taşıdıkları bölgesel kimlikleriyle de dikkat çekiyor.
İnegöl'ün taşınması, Ahî Dağı'nın batı eteklerinde yer alan Sungur Paşa Köyü, bu tanınan uyan nadide köylerden biridir.
Tarihin derinliklerinden süzülüp gelen hikâyesiyle, bölgesel kültür ve kişiliğin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Sungur Paşa Köyü, kısmen engebeli bir arazi üzerine kurulu olup bitki örtüsü açısından zengin olmayan bir coğrafyada yer alır.
Su kaynakları özelliklerinin yeterli olmasına rağmen, debisi yüksek akarsuların olmaması nedeniyle sulu tarım yapılamamaktadır. Halkın geçim kaynağı, temel olarak tarım ve ziraattır.
İnegöl şehrinin 17 kilometre uzaklıkta bulunan köy, yerli bir yerleşim yeri olarak kararlı bir geçmişe sahiptir.
Eski adı Koçi veya Suçi olan köy, Osmanlı hakimiyeti döneminde Yenişehir İlçesi'ne göre, daha sonra ekonomik ve idari düzen nedeniyle İnegöl sınırları dahilinde düzenlenmiştir.
1990 yılı nüfus sayımına göre 747 olan köy hayatı, 2000 yılında ise 647 kişi düşmüştür. Kadının 348'i, erkeğin ise 299'dur.
Köyün yakın çevresinde Boğazköy, Çavuşköy ve Karagölet gibi diğer yerleşim yerleri bulunmaktadır.
Sungur Paşa'nın İzinde
Köye adını veren Sungur Paşa, asıl adıyla Aksungur, Osmanlı tarihinin önemli şahsiyetlerinden biridir. Sungur belirtilir, “doğan” anlamına gelirken Aksungur, “akdoğan” manasını taşır.
Orhan Gazi, Birinci Murad ve Yıldırım Bayezid yönetimde en üst kademelerde görev yapmıştı; Saray Nazırlığı görevini yürütmektedir. Bu görev, günümüzde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne denk gelmektedir.
Aksungur, Osmanlı tarihinde özellikle 1358 yılında Ankara'nın Osmanlı yönetimine dayanmasını sağlayan askerî harekâtın lideri olarak öne çıkıyor.
Bu başarı sonrasında bölgesel Türkleşme ve İslamlaşma süreci hızlanmış, Hayme Ana'nın soyundan gelen göçerler, Cebeli Ermeniye'ye yerleştirilmiştir.
Ahî Dağı'nın ismi dahi bu tarihî olayların bir hatırası olarak çürümeye ulaştı. Aksungur'un babası Kızıl Murad, dirlik olarak verilen Çavuşköy'de uzun yıllar yaşamış ve ilk dönemlerde “Kızıl Karyesi” adıyla anılmıştır.
Eşküncüli Mülk ve Vakıf Geleneği
Birinci Murad, Koçi Köyü'nü Aksungur'a eşküncüli mülk olarak kullanır. Bu, onun yıl boyunca tam donanımlı bir askeri devlet hizmetinin göstergesidir.
Aksungur, burada bir mescit ve bir kervansaray inşa ettirerek bölgeyi sosyal ve ekonomik açıdan önemli katkılarda farklılık gösterir.
Ayrıca köyün masraflarını karşılamak için Yenişehir'e bağlı Akçalar, Lağoz ve Balıklağu köylerini ve Balıklağu Köyü'ndeki Arap Çiftliği'ni vakfetmiştir.
Aksungur'un ölümünden sonra köy varislerine mülk olarak miras kalmış, ardından kızı Paşa Melek, köyün vakıf örneklerinde devretmiştir. Bu vakıf töreni, Osmanlı'da sosyal dayanışmanın önemli bir örneği oluşturuldu.
Sungur Paşa Köyü, sadece malikanenin bir noktası değil, aynı zamanda geleneksel bir üretimin taşıyıcısıdır. Yerel'dan yuvarlak uzanan bu köy, bölgesel olarak kültürel yapısında önemli bir yer tutar.
Ahî Dağı'nın eteklerindeki bu tarihi köy, geçmişten günümüze uzanan güçle umutla bakmaya devam ediyor.
Onun taşında, onun adımında bir hikâye saklayan bu köy, İnegöl'ün bilinen ve kültürel zenginliğini yansıtan önemli bir değerdir.
Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!