Osmanlı tarihinin satır aralarında unutulmaz dönemeçler vardır. İşte onlardan biri de Osman Gazi’nin İnegöl seferi için attığı adımlar…

Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.

Tarihi kaynaklara göre, 1284 yılından itibaren beş aşamalı bir stratejiyle başlayan bu fetih süreci, yalnızca bir toprak kazanımından ibaret değil; aynı zamanda yeni bir devletin doğuşunun habercisiydi.

1285-86 yıllarında Osman Gazi, günümüzde Kulaca Köyü olarak bilinen Kolca Hisar’ı işgal ederek Osmanlı tarihindeki ilk kale fethini gerçekleştirdi. Bu fetih, yalnızca bir kalenin düşmesi değildi; İnegöl Tekfuru Aya Nikola’ya vurulmuş ağır bir darbeydi. Çünkü Kulaca Hisar, Aya Nikola’nın hem güvenlik hem de gümrük kuvvetlerinin konuşlandığı, aynı zamanda tarihî İpek Yolu üzerinde bulunan en önemli üssüydü.

O dönemde İnegöl, bugünkü halkın “yokuş” diye adlandırdığı bir höyük üzerine kurulmuş küçük bir yerleşim yeriydi. Çevresi göl ve bataklıklarla çevriliydi. Kasabaya ulaşım, yalnızca Sırt-Yol ve Honta Köprüsü üzerinden sağlanabiliyordu. Bu yollar tutulduğunda İnegöl’e girmek mümkün değildi. Dolayısıyla Akhisar ve Kulacahisar kaleleri, Aya Nikola için hayati önem taşıyordu. Hem ekonomik can damarını besliyor hem de güvenlik açısından büyük avantaj sağlıyordu.

Osman Gazi, 1287’de gizlice hazırlıklarını yaptı. Bir yıl önce Ermeni Beli’nde uğradığı baskının ve şehidinin intikamını almak üzere Kulacahisar’a yürüdü. Kısa sürede hisarı ele geçirdi, Aya Nikola’nın kuvvetlerini etkisiz hale getirdi. Bu gelişme, İnegöl Tekfuru’nu zor durumda bıraktı. Tek başına Osman Gazi’ye karşı koyamayacağını anlayan Aya Nikola, yeni müttefikler aramaya başladı.

İnegöl Tekfuru, çareyi Karacahisar Tekfuru ile ittifak yapmakta buldu. Eskişehir yakınlarında bulunan Karacahisar, daha önce 1231’de Ertuğrul Gazi tarafından fethedilmiş; fakat Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad tarafından siyasal gerekçelerle eski tekfuruna iade edilmişti. Aya Nikola’nın teklifini kabul eden Karacahisar Tekfuru, kardeşi Filatos komutasında bir ittifak ordusu hazırladı.

1288-89 yıllarında bu ordu, Domaniç yaylalarında yaylamakta olan Osman Gazi ve Karakeçili Aşireti’ne saldırdı. İki Sular mevkiinde ve Domaniç Derbendi’nde yaşanan muharebe kanlı geçti. İttifak ordusu büyük kayıplar verdi, komutan Filatos da öldürüldü. Ancak bu zaferin bedeli ağır oldu: Osman Gazi’nin ağabeyi Savcı Bey, Karakeçili aşireti saflarında savaşırken şehit düştü. Onunla birlikte oğlu Bay-Hoca da Osmanlıların ilk şehitleri arasına katıldı.

Hüdavendigâr Livası Tahrir Defterleri’ne göre, Kulaca Hisar Savcı Bey ve çocuklarına dirlik olarak verilmiştir. Yine Adahöyük (bugünkü Hamza Bey Köyü) de Bay-Hoca ve nesline dirlik olarak tahsis edilmiştir. Böylece hem şehitlerin hatırası yaşatılmış hem de Osmanlı fetihlerinin temeli adaletli bir düzen anlayışıyla pekiştirilmiştir.

Görüldüğü gibi, Osman Gazi’nin İnegöl seferi yalnızca bir askeri harekât değil, aynı zamanda bir devletin kuruluş felsefesini şekillendiren tarihi adımlar silsilesiydi. Kulaca Hisar’ın fethiyle başlayan bu süreç, Domaniç Derbendi’nde kazanılan zafer ve verilen şehitlerle daha da anlam kazandı. Tarih, işte bu dönemeçlerde Osmanlı’yı Osmanlı yapan iradeyi saklıyor.

Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!