"Açık Ufuk" kitabını neredeyse her satırın altını çizerek, belli paragrafların da yanına yıldız işareti atarak okudum.

Böyle fikir kitapları insanın hızlı okuyuşunu engellediği gibi tekrar tekrar okuyup düşünmeyi de gerektirebiliyor.

İbrahim Kalın'ın kaleme aldığı özgüven dolu, yoğun kaynakçalı, bol örnekli, "indirgemiştir" kelimesinin çokça kullanıldığı bu kitap 180 sayfalık idi.

Okuduğum ve önemli gördüğüm satırları öğrencilerimle paylaşmayı (tabii siz okurlarımla da) bir borç bilirim. Bilginin zekatı mahiyetinde olan bu aktarımdan herkesin istifadesini isterim.

Fakat YouTube'da "My Mecra" programında İbrahim Bey'in "anlam ve özgürlük üzerine" yarım saatlik bir konuşma yaptığını görünce kitabı özetlemek yerine kendi dilinden aktarmasının daha iyi olacağını uygun gördüm.

Ekrandakini görenler "Bu Cumhurbaşkanı sözcüsü değil mi?" diye yorum yapsalar da ismi geçen temel konular üzerine kurduğu cümlelerinin beğenildiğini sanıyorum. Kitapta da aynı cümleler yer alıyordu zaten.

Başlangıçta özgürlük kavramını yabancı bir düşünürün ifadesi ile pozitif ve negatif olarak isimlendiriliyor.

Negatif özgürlük: İstediğini yapabilme anlamına geldiği gibi birinin özgürlüğü öbürünün özgürlüğünün başladığı yere kadardır, ifadesini söyleyince gözlerim açıldı.

Çünkü bu çok meşhur bir tanım idi sınırları belli olmayan. Hep rahatsız edici bir mana saklıydı benim için. Demek ki negatif özgürlük tanımıymış diyesim, geldi.

Pozitif özgürlük ise hedefine ulaşma gayreti içindeyken kendini gerçekleştirmek. Mesela tıp okumayı tercih eden bir öğrenci var. Neden tıp okuması gerektiğini de biliyor ve bu hedefe giderken belki de yapması gereken, birçok isteğinden, vazgeçmesidir.

Böyle bir tanım ve sınıflandırma benim hoşuma gitti. Kuru kuruya bir hedefe varmak değil neden'ini niçin'ini bilerek kendini gerçekleştirdiği bir yolculuk için gerekli serbestiyettir özgürlük.

İnsanın beyninin veya kalbinin arka planında "neden" sorusu cevabını bulmadıkça yaptığımız işlerin nasıl'lığının altı boşalacaktır.

Nasıl yapacağına karar veren ve nasıl yapacağını bilen bir insan yaptığı işin nedenini bilmez ise köksüz bir iş yapmış demektir.

İbrahim Kalın bir de filozof Hegel'in hayat karşısındaki tasnifinden söz açar.

Gelenek bize "anlamlı bir hayat" sunarken modernizm/modernite sadece "özgür bir hayat" tavsiye eder.

AHMET TAŞTAN

(YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)