İnegöl’de batılı tarzda sanayi tesisleri kurulması yönünde çabalara da rastlanmaktadır.

1847-48 yılında beratlı Avrupa tüccarlarından Markar oğlu Asodor’a, İnegöl’e bağlı Akhisar köyünde bulunan çiftliğinde, su değirmeni mahallinde aba ve şayak üretmek için bir fabrika inşa etme ruhsatı verildiği anlaşılmaktadır.

Yerel yöneticilerden inşa ve işletme için ilgiliye yardım edilmesi istenmişti.

İnegöl’de halkın ihtiyaçlarına karşılayacak kadar su değirmeni bulunuyordu. Madencilik İnegöl madencilikte gümüş ve kromla öne çıkmaktaydı.

1618-19 tarihinde İnegöl’de faal olan gümüş madeni için işçilik ve malzeme dâhil 80 bin akçe tamir masrafına ihtiyaç olduğu belirtilmekteydi.

Bu da bize kazada erken sayılabilecek bir dönemde hatırı sayılır miktarda bir gümüş madenciliğinin varlığını gösterir.

1796-97 ve 1800-01 tarihli iki belgeden hareketle bu madenin mukataa halinde malikâne usulüyle işletildiğini söyleyebiliriz.

1796-97 tarihinde gümüş madenini Zeynelabidin ve Mir İbrahim isimli iki şahıs ortaklaşa olarak işletiyordu.

1845-6 senesinde Osmanlı tebaasından olup madencilikle iştigal eden Kurtoğlu Ohannes, Tokatlı Ohannes, Karabet ve Patyot isimli zimmîler İnegöl civarında bulunan dağda yeni bir gümüş madeni keşfederek, bunun çıkarılması için izin talep etmişlerdi.

Osmanlı hukukuna göre yeni keşfedilen bir madenin belirli bir süreliğine ve hâsılatının beşte birinin bedelsiz kalanının ise cari fiyatla darphane-i amireye teslimi gerekiyordu.

Yapılan incelemede söz konusu madenden numune olarak alınan cevher imale şayan bulunmuş ve ilgililere beş sene süreyle belirli bir alan dâhilinde gümüş çıkarma ruhsatı verilmişti.

İnegöl’den çıkarılan diğer maden kromdu.

Karlıyer adlı mahalden çıkarılan krom, 1874-45 yılından itibaren 99 yıllığına İtalyan uyruklu Espiridon isimli şahsa 10 maddelik bir sözleşme çerçevesinde verilmişti.

Madenin tahlil edilen numunesi üretime değer bulunmuştu. Maden işletmecisi, hâsılattan %5 aynen ya da günün rayiciyle bedelen vergi ödeyecekti.

Ayrıca tahsis edilen 185 dönüm arazinin her dönümü için pareden yıllık 13,5 guruş resmi mukarrer verilmesi gerekiyordu.

Öte yandan, 1910’lu yıllarda Madenköy gibi beldelerde maden araştırmaları yapıldığını anlıyoruz.

1873-74 yılında krom madeni işletmecisine ait bir dilekçeden, madenden 4-5 yıl içinde birkaç bin tonluk cevherin ihraç edildiğini anlıyoruz.

İhraç edilen kromun vergisi devlete ödenmekteydi. İhracatın Avrupa’ya Gemlik iskelesi üzerinden gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.

Prof. Dr. Ahmet UZUN/ Doç. Dr. Mustafa YILDIRAN

Uluslararası İnegöl Tarihi ve Kültürü Sempozyumu-1