Soykırımcı İsrail ile Gazze Halkı arasında yapılan anlaşmanın benim açımdan ateşkes olarak kabul edilmesi doğru bir yaklaşım değil. Silahların bir süreliğine susmasına, ateşkes kavramının kullanmasını çok anlamlı görmüyorum.

Öncelikle ateşkesten bahsedebilmek için savaş halinde olan iki denk gücün karşılıklı olarak silahlı çatışmaya ara vermesi demektir. Soykırımcı İsrail’in masum insanların soykırımına bir süreliğine ara vermesi insanlık adına umut vadeden önemli bir eylem.

Soykırımcı Siyonist İsrail ile Gazze Halkının silah ve donatı bakımından eşit kabul edilmesi bile abesle iştigal etmek olur. Soykırımcı İsrail’in elinde çağımızın en gelişmiş silahları, uçakları, füzeleri, denizaltıları varken Gazze Halkının elinde ise sadece çelik gibi bir yüreği, sarsılmaz imanı ve inancı var.

Merhum cennet mekân Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy yıllar önce dile getirdiği dizelerle bugün ki durumu ifade etmek daha yerinde olacaktır.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın...

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Sözde ateşkes denilen bu eylemi, engelli engelsiz, çocuk, kadın, yaşlı, güçsüz insanların sorgusuz ve sualsiz Siyonist Soykırımcı İsrail’in tarafından öldürülmesine ara vermek demek olarak değerlendiriyorum. Çünkü Siyonist Soykırımcı İsrail’in hiçbir zaman sözüne, özüne güven olmaz.

Tarih boyunca bunlar yaptıkları anlaşmalara uymamış, anlaşmaların bozulması için içten içe sürekli komplolar oluşturmuş ve anlaşmaların bozulmasına hep zemin hazırlamışlardır.

Soykırımın durması için yapılan eylemsizlik anlaşması ateşkes mi yoksa Siyonist Soykırımcı İsrail’in askerlerinin dinlenmesi için insanları öldürmeye ara vermesi mi? Bunların hangisi gerçek? Bunu zaman gösterecek.

Soykırımcı Siyonist İsrail’in masum insanlara karşı uyguladığı açlık soykırımını engellemek adına SUMUD filosu oluşturuldu. Bu filoda birçok milletten birçok insan ve birçok yardım gemisi vardı.

Bu filoya katılım sağlayanların amacı Gazze halkının çığlıklarını, yoksunluklarını, maruz kaldıkları soykırımı dünyaya duyurmaktı. Bu amaçla yaptıkları eylem büyük bir erdemdi. Katılan herkesten Allah razı olsun.

Benim itirazım, bazı Türk aktivistlerle yabancı aktivistlerin olaya yaklaşımlarında ki farklılık. İsveç’ten katılan aktivist Greta Tuhanberg Siyonist İsrail tarafından serbest bırakılınca, duygularıyla, duruşuyla, konuşmalarıyla, olaya yaklaşımıyla tam bir insani duruş sergiledi.

Türkiye adına katılan bazı aktivistler ise serbest kaldıktan sonra söylemleriyle, duygularıyla, davranışlarıyla tam bir şovmen gibiydiler. Sanki Gazze de festival yapılıyormuş da festivalden dönen insanın rahatlığında konuşmalar ve gülüşmeler sergilediler.

Orası bir kere şov yapılacak bir yer değildi. İşin açıkçası olayı şova çeviren Türk aktivistlerden daha insani bir duruş sergilemelerini beklerdim. Şimdi yabancı aktivistler mi yoksa eylemlerini şova çevirmeye çalışan aktivistler mi samimi? Size Hangisi?

Nobel Barış Ödülü, Alfered Nobel’in vasiyeti üzerine her yıl ulusların ve halkların kardeşliği, silah ve orduların azaltılması ve barış kongreleri düzenlemek için en çok çaba sarf eden kişi, kişiler veya kuruluşlara, Oslo'daki Norveç Nobel Komitesi tarafından verilmekte.

Nobel Barış Ödülünün verildiği kişiler değerlendirilince pek de doğru değerlendirmenin yapılmadığı anlaşılıyor. 2025 Nobel Barış Ödülü, Venezuela´da sözde demokrasi, sözde insan hakları ve sözde barış için verdiği mücadeleyle tanınan muhalefet lideri Maria Corina Machado´ya verildi.

Uzun yıllar muhalefetin ön saflarında yer alan Machado, özellikle emperyalist ülkelerle sıkı ilişkiler içinde olunması yönünde siyaset izliyor. Machado, 2023 Ekim'den itibaren İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırım sürecinde Tel Aviv yönetimine desteğini dile getirdi.

7 Ekim 2023'te sosyal medya hesabından paylaşım yapan Machado, İsrail halkıyla dayanışma içinde olduğunu vurguladı.

2024 Nisan'da İran ile İsrail arasındaki çatışmalar esnasında "İsrail devleti ve halkıyla dayanışmamı sunuyorum." paylaşımında bulundu.

Nobel Barış Ödülünü kendisinden çok Trump’ın hak ettiğini açıkladı. Machado gerçekten barış elçisi mi, gerçekten bir demokrasi kahramanı mı yoksa Siyonistlerin ve emperyalist devletlerin emrinde mi?

Bunların hangisi Machado’nun gerçek karakterini ortaya koyuyor. Bunu anlamak için zamana ihtiyaç yok.

Gerçekler balçıkla sıvanmıyor. Batı dediğimiz emperyalistler barış konusunda bile ikiyüzlülüğünü yüzleri kızarmadan, çekinmeden gösterebiliyorlar.

ÖZER YILMAZ