Bu hafta farklı bir yazı kurmuştum kafamda, daha sevimli, daha romantik, daha duygusal, içinizi ısıtacak bir şeyler planlamıştım, olmadı… Haftayı devirdik pozitif bir mesele yakalayamadık…
İsrail İran’ı vurdu, atmışa yakın önemli adamını (ki bunların içinde genelkurmay başkanından, istihbarat başkanına, onlarca bilim adamı, bir o kadar bürokrat var) nokta atışıyla öldürdü, İran İsrail’in demir kubbe efsanesini yerle bir etti, hepimiz çok kıvandık, sonra Amerika devreye girdi, İran’ın nükleer tesislerini vurdu, sonra İran çok sinirlendi ve “İsrail ve Amerika’ya dehşeti yaşatacağız” dedi… Alemin kralı Turmp’a hiddetle ve dehşetle : “müsaade edersen birkaç üssünüze bomba atacağım, çok acıtmayacak ama misilleme yapmam lazım. Siz askerleri, mühimmatı uzaklaştırın bir iki barakayı imha edelim, sonra görüşürüz” dedi… “Kahrol düşman, al sana bomba” dedi Hamaney, sonrası malum…
Trump “İran büyük bir zafer kazandı, tebrik ediyorum, gel şimdi oturup konuşalım şu nükleer mevzusunu. Hamaney’in nerede olduğunu biliyoruz ama şimdi öldürmeyeceğiz onu” dedi… İran “olur konuşalım ama bana güvence vermelisin, artık İsrail’in bana bişey yapmayacağına dair”dedi… Çok güvenilir, sözüne sadık, bu gün dediğini yarın inkâr etmeyen, adam gibi adam(!) Trump efendi “ayıp ettin, nasıl istersen öyle olacak, sen bana bırak Netenyahu’yu, o iş bende. Sen cukkaları hazırla, şu vurduğun üsler vs için bi kaç milyar dolar… Birkaç hafta dokunmayacağız merak etme” dedi…
Sonra bi ateşkes oldu, sütliman oldu... Bu arada on binlerce Gazze’li, kimi bombardımandan, kimi açlıktan öldürüldü, milyonlarca aktivist ve merhametli insanevladı, Gazze’ye yardım için geldikleri Refah kapısı önünden geri çevrildi. Maymuna baktırırken dünyayı, böylesine büyük bir nümayiş bertaraf(!) edildi… Bu süreçte (fırsat bu fırsat), dünya borsaları çakılırken melun İsrail’in borsası yükselişteydi…
Sonra Nato toplandı, büyük, büsbüyük adamlar bir araya geldi, yediler, içtiler, birbirlerine komplimanlar yaptılar, Meloni hayran hayran baktı, o onu övdü, bu diğerini beden diliyle alt etti, beriki dünyaya sert mesajlar gönderdi… Sonuç raporunda : “Artık Nato üyelerinin savunma için ayırması gereken pay, gayrisafi milli hasılanın yüzde beşi kadar olacaktır” dendi ki, bu rakam yaklaşık 1 trilyon 200 milyar dolar (kaç tabak yemek, kaç damacana su alınır bu parayla, mazlum için, sefil, gariban için kaç kulübe inşa edilir.) …
NATO bizim her şeyimiz… Hani “NATO üye ülkelerinden birine yapılan saldırı, hepsine yapılmış bir saldırıdır. NATO üye ülkelerinden birine saldırılırsa, tüm üyeler ona askeri destek sağlar” diyor ya, o mesele… ABD, NATO’nun en kıymetli üyesi, e İsrail de üye, e biz de üyeyiz, e ya İsrail bize saldırırsa…
Öff, kafanız karıştı, içiniz şişti değil mi?...
Bir büyük tiyatro oynanıyor dünyada, kimin eli kimin cebinde belli değil… IQ değeri 5 in altında bir adamın iki dudağı arasında dünyanın ekonomisi, güvenliği, sağlığı… Dünyanın kabadayısı, gittiği her ülkeyi haraca bağlayıp dönüyor, gümrük vergisi borsası kurmuş, artırıyor, azaltıyor, ülkeyi istiyor arkadaş, koca bağımsız ülkeyi… Onu azarlıyor, bunu aşağılıyor, hakaret ediyor, ertesi gün övüyor... Kişiliksiz, dünyacı, hedonik, kirli, asla güvenilmez bir adam, dünyaya ayar verip duruyor…
İşin aslı dünya Siyonist’in dünyası, kimi kendi adamı, kimi kuklası, tehditle şantajla yönettiriyor dünyayı…
…..
Leman dergisinde bir karikatür çizmiş aptalın biri, onu da telin edeyim, saydırıp söveyim biraz…
Karikatürünü gördüm, öyle Charli Hebdo vari bilinçli bir hakaret ve infial yaratma gayesi olduğunu sanmıyorum amma, bir “gedik açma” niyetin var sanki...
Ulan geri zekâlı, “peygamberimiz (Hz Muhammed) kırmızıçizgimiz, onu resmetmek bile büyük hakaret”, biz Müslümanlarda algı böyle iken, sen ve avenen bunu gayet te iyi biliyorken bu yaptığın nedir?... Ulan aptal, bak Musa’yı da çizmişsin, o da bir peygamber amma bizim nazarımızda kâinatın efendisi, bizim peygamberimiz, resmedilemez, alaya alınamaz, O ve ehli beyti anne babamızdan daha çok sevilir. Bu alan özgür bir alan değil, kimse kusura bakmayacak… Bilmiyorsan/ız büyük bir ders alarak öğreneceksiniz bunu… Devletime teşekkür ediyor, hassasiyetleriyle gurur duyuyorum…
Da, biraz da iğneyi kendimize batıralım bu vesileyle...
“ Yeryüzünde yaşamış hangi insanın yerinde olmak isterdin?” diye sorsalar, tereddüt etmeden “Hz. Ebubekir” derdim. O olmak isterdim yani…
Seçilmiş olan peygamberdi, Allah onu özel bir misyonla göndermişti dünyaya. Çok çile çekti, tehdit aldı, savaştı, fakirlik yaşadı ama başardı… Her an yanındaydı Ebubekir… Sıddıktı, sırdaştı, büyük zenginliğini, malını mülkünü, inandığı arkadaşı ve onun davası uğruna vakfetti, harcadı… İmanda, itikatta, teslimiyette rol modeldir Ebubekir… Bir dediğini iki etmedi peygamberinin, Hira’da yanındaydı, Uhud’da yanında, hicrette yanındaydı, fetihte yanında… Onu takip etti, sünnetine uydu ömrü boyunca, ne laf söyletti, ne şikâyet etti, Kayıtsız şartsız teslim oldu ona… Vefatından sonra da aynı çizgideydi. Halifeliğinde de, ev halinde de, “O olsaydı nasıl ederdi, o görseydi memnun kalır mıydı bu halden?” diyerek yaşadı… Makamını temsil ederken, yaşantısını da temsil etti Peygamberin… Allah’ın rızasını O’nun aşkında gördü çünkü…
Bir böylesi var mü‘minin, bir de bizim gibisi… Toz kondurmayız, kimliğine kişiliğine hakaret etmeyiz, edeni de linç ederiz alimallah…
Ama deist oluruz, “her şey Kur’an’da var zaten, peygambere ne gerek var” deriz, sünnetini umursamaz, hanımları üzerinden yorum yapar, eleştirir, rencide ederiz. O görse yüzümüze tüküreceği ortamlarda durur, yarı çıplak düğünler, cemiyetler kurar, sağ elimizle su içerken sol elimizle faiz alırız, kul hakkı yer, komşuya zulmederiz, nasihatlerini duymazdan gelir, anne babamızı kırar, asi oluruz… Yetimi umursamaz, fakiri doyurmaz, zekâtı es geçeriz. Cihat hikâye, haksızlık karşısında şeytan oluruz… Kamu malını hamutuyla götürürüz, rüşvet, irtikâp, adam kayırma ne ararsan var bizde… Temiz değiliz, ne maddi ne manevi…
Bunca zina, kumar, fuhşiyyat, her türlü ahlaksızlık bizde iken, peygamberi karikatürize etmiş bir moloza haddini bildirmek temizler vicdanımızı değil mi?...
Cemi halimizle pür melalimizle “estağizubillah”…
Not: es geçmeyelim “Allah’ın laneti, gazabı, afeti, dehşeti kafir İtrail ve kalleş ABD üzerine olsun amin”…