İnsan sosyal bir varlık, insan her ne kadar sosyal bir varlık olsa da bazen anti sosyal bir varlık da olabiliyor. Bu tür davranışları her insanın yaşamasının muhtemel olduğu söylenebilir.
Sosyal yaşam biçimi olan insanın sebepli ya da sebepsiz anlık duygu değişimlerine bağlı olarak anti sosyal bir insan olmasının sebebi o kişinin yaşadığı psikolojik sorunlarla açıklanması mümkün olabilir.
Bireylerin psikolojik çöküşlerini tanımlamak ve ona göre çözüm yollarını bulmak tıbben mümkün olabilir ancak öyle çöküş çeşitleri var ki tıbben tedavi edilmesi zor görünmekte.
Ülkemiz insanın psikolojik çöküşlerinin yanına başka çöküşleri de eklemek mümkün. Çöküşler çeşit çeşit, seç seç beğen. Siyasi çöküşler, iktisadi çöküşler, maarif çöküşler, ahlaki çöküşler, manevi çöküşler, idari çöküşler, yargısal çöküşler, sportif çöküşler, yandaş çöküşleri, kandaş çöküşler vs. vs.
Son zamanlarda siyasi arenada bir çöküş var ki ne siz söyleyin ne de ben yazayım. Daha düne kadar birbirlerine olmadık hakaretleri yapmada sınır tanımayan siyasi rakipler bugün kaba tabirle kanka olmuşlar. Sözüm ona sorunların çözümüne yönelik aksiyonları birlikte üreteceklerini iddia ediyorlar.
Menfaatperestlikte ortak noktada buluşan siyasi rakipler, sorunları çözeyim derken daha çok sorun yumağının oluşmasına sebebiyet veriyor olabilirler. Siyasi arenada ki çöküş ve çöküntüyü ne tıbben, ne sosyolojik ne de psikolojik yönden tedavi etme şansınız yok.
Siyasi arenada ki çöküşleri, siyasi etik kurallarının yoksunluğuna, siyasi etik kurallarının siyaset hayatına hâkim olamayışına ve çöküşlerin öznesi olan bireylerin bireysel çıkarlarının toplumsal çıkarların önüne geçmesiyle açıklamak mümkün olabilir.
Siyasi arenada ki çöküşleri, ticari arenada ki çöküşler takip etmekte. Bireylerin ticari çöküşlerinin yansımasını siyasi arenada ki transfer mekanizmasıyla açıklanması her ne kadar etik görünmese de insanlarda bu yönde bir algı hâkim.
Bu algının ortadan kalkması her ne surette olursa olsun seçmenlerin oylarına saygı amacıyla siyasi transferlerin yasaklanmasıyla mümkün olabilir. Bu bağlamda mevzuat kanunlaştığı zaman insanların suizan altında kalmaları engellenmiş olur.
Siyasi arenadaki çöküşleri engellemek öncelikle Siyasi Partiler kanununun değişmesiyle mümkün olabilir. Siyasi partiler Kanununda yapılacak bir değişime mevcut siyasi partilerin başkanlarının ve yöneticilerinin katılmasını beklemek iyimser bir yaklaşım olur. Ne demişler kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.
Ticari çöküşler bazen bütün çöküşlerin önüne geçebilmekte. Bu öyle bir çöküş ki, çöküşün öznesi olan bireyin imanını, inancını, değerlerini yok hükmünde sayabilecek bir özniteliğe sahip olabiliyor.
Ticari çöküş hem yargısal çöküşü, hem hukuksal çöküşü, hem değerler sistemini hem insan olma onurunu etkilediği için yargı sisteminin adil davranmasını engelleme gücüne bile sahip olabiliyor.
Bütün bu çöküşlerin rehabilitasyonu olabilir mi? Bunun cevabını vermek için Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bütün çöküşlerin ortadan kaldırılması mümkün olabilir, o da karakterli insan, onurlu insan olma bilincinin insanlara kazandırılmasıyla mümkün olabilir.
Öncelikle insanımızı yanlış yollar aramaya sevk eden maarif isteminden başlamak gerek. Maarif sisteminde ki çok çeşitlilik sonlandırılmalı. İşe açık öğretim, özel okul ve başka kurumlara havale edilen eğitim kademelerinden başlamak gerek.
Açık öğretim sistemi örgün eğitim çağı dışına çıkan bireylerin eğitimleri ile sınırlandırılmalı. Özel okullar ile ilgili olarak ise lise eğitimi dâhil temel eğitimin bütün kademeleri devlet eliyle yapılabilmelidir.
Bazı eğitim etkinliklerinin başka kurumlara havale edilmesi Milli Eğitim Bakanlığı’nın halk arasında itibarı sarsılmakta güvenirliği zedelenmektedir. Maarif sistemi tek çatı altında Milli Eğitim Bakanlığı’nın tekelinde olmalıdır.
Maarif sistemi çöküş içinde olduğu müddetçe diğer sistemlerin sağlıklı çalışmasını beklemek sadece ve sadece diğer sistemlerin çöküşünü beklemek anlamına gelir. Maarif sistemi köklü bir reformdan geçirilebilirse belki o zaman çöküşlerin durdurulması sağlanabilir.
ÖZER YILMAZ