Günümüzde yeni evli çiftlerin bir çoğu artık çocuklarına verdikleri ismin manasına değil de biricikliğine odaklanıyorlar. Yani “çok duyulmamış olsun”, “bizim çocuğumuza özgü olsun” gibi bir mantıkla isim koyuyorlar. Oysa bu mantık hatalıdır. Çocuğa rastgele isim konulmaz. Kur'an'da geçiyor diye her isim de konulmaz. Mesela Kur'an'da “Kezban” geçiyor. “Kezban” “yalancı” demek. Sonra İblis ismi geçiyor diye İblis mi koyalım? Yahut Karun, Bel'am gibi isimler kötü şahsiyetler olarak anılıyorken bu isimleri koyamayız. Ya da Hz. İbrahim'in babasının ismi diye “Azer “koyamayız. Çünkü “Azer” iman etmemiş bir put imalatçısı idi.

İslâm’da yeni doğan çocuğa güzel isim vermek, hem ebeveynin görevi hem de çocuğun hakkı kabul edilir. Bunun hikmeti ve fazileti çoktur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kıyamet gününde siz isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyleyse çocuklarınıza güzel isimler veriniz.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 61)

Yine şöyle buyurmuştur:
“Çocuğun babası üzerindeki haklarından biri, ona güzel bir isim koymasıdır.” (Beyhakî, Şuabü’l-İman, VI, 396)

Güzel isim koymanın çokça hikmeti ve fazileti vardır.
1. Çocuğun kimliği ve şahsiyetini etkiler
İsim, sadece bir ayırt edici işaret değil; aynı zamanda çocuğun kimliğini, karakterini ve toplum içindeki algısını şekillendirir. Güzel isim, kişiye özgüven ve itibar kazandırır.
2. Dua ve temennidir
İslâm’daki isimlerin çoğu güzel anlamlar taşır. Mesela:
Abdullah → Allah’ın kulu,
Salih → İyi, hayırlı kimse,
Hatice → Erken doğan, öncü,
Meryem → İffetli, temiz.
Anne-baba, çocuklarına isim verirken aslında onun için bir dua etmiş olur.
3. Hayra yönlendirir
Kötü veya manasız isim, kişiyi olumsuz etkiler. Güzel isim ise her söylendiğinde kişiye hayırlı bir hatırlatma olur. Örneğin “Salih” ismini taşıyan kişi, bu ismin anlamına uygun yaşamaya gayret eder.
4. Sosyal hayatta saygınlık kazandırır
İsim, toplum içinde ilk tanışmada dikkat çeken şeydir. Güzel isim, hem sahibine hem de ailesine saygınlık katar.
5. Manevî sorumluluğu hatırlatır
Allah’ın isimlerinden türetilen (Abdurrahman, Abdulkadir vb.) veya Peygamberler’in isimleri (Muhammed, İbrahim, Yusuf vb.) çocuğa manevî bir aidiyet ve sorumluluk hissi verir.

Özetle, güzel isim vermek çocuğun hakkıdır. Güzel isim, bir dua, bir temenni ve bir kimlik inşasıdır. Peygamberimiz (s.a.v.) kötü isimleri değiştirmiş, daima güzel isimleri teşvik etmiştir.

Bir de isim koymadan önce çocuğun kulağına ezan okuma ritüeli vardır. Çok basit bir iş gibi gelmesin. Bu da sünnettir. Yeni doğan bir bebeğe isim verirken kulağına ezan okunması, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünnetlerinden biridir. Bu uygulamanın dayanağı olarak şu rivayet aktarılır:
Resûlullah (s.a.v.), torunu Hz. Hasan doğduğunda sağ kulağına ezan, sol kulağına ise kamet okumuştur. (Ebû Dâvûd, Edeb, 108; Tirmizî, Edâhî, 17)

Ezan okumanın da çok fazileti ve hikmeti vardır.

Fazileti ve Hikmetleri şöyle sıralayabiliriz;
1. İlk duyduğu kelimeler tevhid olur:
Bebeğin dünyaya gözlerini açar açmaz, kulağına Allah’ın adı ve tevhid kelimeleri işitilir. Bu, çocuğun fıtratını koruyucu manevi bir işarettir.
2. Şeytanın vesvesesinden korunma:
Ezan, şeytanı uzaklaştıran bir zikirdir. Yeni doğan bebek savunmasız olduğu için, ezan ile manevi bir koruma altına alınır.
3. İlk davet namaza olur:
Müslüman’ın hayatı ezanla başlar (doğumda kulağa okunur), namazla devam eder ve cenaze namazıyla tamamlanır. Böylece kulun hayat çizgisi ibadetle şekillenir.
4. İsmin bereketlenmesi:
İsim verilirken ezan okunması, hem ismin hem de çocuğun manevi atmosferini güzelleştirir, aileye huzur getirir.
Çocuklarımıza güzel isimler koyalım. İleride kendi isminden utanan çocuklarımız bize arkamızdan beddua etmesinler. Dua etsinler. İyi ki bu ismi koymuşlar diye bizi iyilikle ansınlar. Tabi sadece isim koyup kendi haline bırakmak olmaz. Onun ahlakını şekillendirmek için ailesi olarak eğitimine özellikle dikkat etmemiz gerekir. Hem arkadaş çevresini seçmesinde hem de İslami şuur ile yetişmesinde en büyük görev yine biz ebeveynlerin üzerine düşüyor.