GÜNCELLEŞTİRİLMİŞ ÖZET YORUM: Muhterem okuyucum! Noktacı Kasım Efendi, burada”Fussilet Sûresi” nin 30 ncu âyet-i kerîmesini ele almış; âyet-i kerîmede geçen “Dosdoğru olmak” sözcüğünün üzerine dikkati çekerek bu konuda bizlere değişik rivayeteleri ve yorumları aktarmıştır.
Diğer yandan” Tevhid Kelimesi”ni dil ile söyleyerek tevhid inancının
ön gördüğü Hak rızasına uygun işleri yapan kişilerin, ölüm hallerinde yalnız
bırakılmayacağı gerçeğini vurgulamış ve ölüm dehşetine karşı Allah tarafından görevlendirilecek bir melek aracılığı ile bu kişilerin, koruncağını biz okuyucularına bildirmiştir. (R. Akakuş).
TEVHİD İNANCI VE ALLAH KORKUSU: Hasan-ı Basrî, rahmetüllahi aleyh, rivâyet idüp aydur ki ondan rivayet olundu kim Resûlüllah, sallallahü aleyhi ve selem, aydur:
- Hak Teâlâ buyurur… İzzetim ve celâlim hakkı için (söylüyorum ki) kulumun iki hâletine birden teminat vermem.; (Yani: Kulum, aynı anda her iki pozisyona birden sahip olamaz. Söz gelimi: dünyada benim azabımdan korkmayan ve benim azabımdan emin olan kişiye ben, ahırette kesinkes) korku salarım. (Buna karşın) dünyada iken benden havf ideni âhırette (azâbımdan) emin iderim. (Altını çizerek, tekîden bir daha söylüyorum ki):
- Dünyada azâbımdan emin olup (benden korkmayan) kişiyi, ahrette (mutlaka) havf ittürürem. (Şu husus bilinmelidir ki) ehvâl-i kıyamet, yetmiş üç (çeşit) korkudur. (Bunlardan her) biri, diğerinden (daha) heybetlüdür. Ednâsı (Bu korkulardan dehşeti en az ve en hafif olanı) budur kim o kimsenin, cemî âdem oğlanlarının günahınca günahı olsa ve ol kişi, (bundan) ne denlü havf iderse (ahırette karşılacağı dehşetin en az olan azap korkusu), miktarca, (işte buna denk olur). Ammâ (Hattâ) biri, (diğer) birinden ziyâde havf (daha çok korkulu) ola… Dünyada iken Hak Teâlâ’dan havf
iden (kişi), bu yetmiş üç kıyamet ehvâlinden emîn ola… Ol der kim (kendisi için bu güvenceyi sağlamış olan kişi, yarın kıyamet günü şöyle diyecektir):
(Dünyada iken) Hak Teâlâ’dan korkar idim; (ancak) nez’hâletinde (ölüm hâlinde) bana bir melek geldi (ve bana dedi ki ben): Hak Teâlâ kıbelinden (tarafından gönderildim; o melek) beşâret etti ki sen, (şimdi burada) eminsin; (Allah’ın vereceği azaptan kurtulmuş ve) emîn olmuşlardansın. Zira sen, dünyada “Kelime-i Tevhîd” üzere müstekîm idin Anın berekâtı ile (şimdi ahrette) emin oldun dedi; (ve ilâve etti): Şimdiki demde benim sana havfim yoktur; (ve bundan böyle de olmayacaktır).
GÜNCELLEŞTİRİLMİŞ ÖZET YORUM: Noktacı Kasım Efendi,bu ara bölümde Allah korkusunun, tevhid inancındaki yerini ve de önemini vurgulamıştır. Hasan-ı Basrî’nin, Hz. Peygamber (s.a.v) den naklettiği kudsî nitelikli bir hadise dayalı olarak insan oğlunun, iki hasleti
aynı anda hem dünyada ve hem de ahirette taşıyamayacağı gerçeğini ortaya
koymuştur. Söz gelimi: Dünyada iken Yüce Allah’tan korkan ve hayatını tevhit inancı temeline dayalı olarak yaşayan kişi, âhiret hayatında Allah’tan emîn olacak ve korkmayacaktır.
Buna karşın dünya hayatında Allah’tan kormayan ve tevhit inancına dayalı
olarak yaşamayan kimse, âhiret hayatında Allah’tan emîn olamayacak; korkulu bir hayat ile karşılaşacak ve ilâhî bir azaba dûçâr olacaktır. Çünkü bir hadis-i peygamberî de beyan edildiği üzere: “Hikmetin başı, Allah korkusudur”.
Hikmetin anlamlarından biri de Yüce Allah’ın yarattığı her şeyi, yerli yerinde yaratmış olmasıdır ki tevhit ve inancı, işte bu ilâhî düzenin korunmasını amaç edinmştir. İlâhî düzeni, hikmet çerçevesinde koruyanlar, dünyada iken âhiret endişesi taşıyacak ve Allah’tan korkacaklardır.; fakat âhiret hayatında Allah’ın azâbından emîn olacaklar ve O’ndan korkmayacaklardır. Aksine hareket eden ve dünyada iken Allah korkusu taşımayanlar, ahrette korkulu bir hayat ile karşılacakardır.
Sonuç olarak denebilir ki hem dünya eminliği hem âhıret eminliği veya hem
dünya endişesi hem âhıret endişesi, tevhit inancına sahip bir kimsede aynı anda bulunmaz. (R. Akakuş).
RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan
Ayhan Talha Bayraktar