19. yüzyılda devletin mâlî açıdan çok zor bir dönem geçiriyor olması-
na rağmen imar faaliyetlerinin gayet canlı olduğu ve ülkenin ihtiyacı olan bayındırlık hizmetlerinin aksatılmadan yerine getirilmeye çalışıldığı belgelerden anlaşılmaktadır.
Gerek inşa ve gerekse tamir, tecdîd ve termîm çalışmalarından
İnegöl de nasibini almış bazen yeni inşaatlar yapılmış, bazen tamir ile yetinilmiş ve bazen de bina ve inşa yatırımları bir sonraki yılın bütçesine aktarılmıştır.
O devirde ortalığı kasıp kavuran frengi hastalığı çok yaygın olduğundan ciddî girişimlerde bulunulmuş ve çok sıkı tedbirler alınmıştır. İnegöl ve
havalîsinde de bu konuda sıkıntılar çekildiği buraya bir hastahane ihtiyacı doğmasından belli olmaktadır.
Ve yapılan yazışmaların sonucunda, 1911 yılında bir hastahane inşasının gerçekleştirildiği ancak personel giderlerinin karşılık bulunamadığı için resm-i küşâdının yapılamadığı ortaya çıkmaktadır.
Bu arada İnegöl’deki eski hükümet konağının belediyesine satıldığı fakat alınan para karşılığında yeni binanın yapılmasına izin verilmemiş ve kona-
ğın yapımı akîm kalmıştır.
Bir diğer belgede de 1914 senesi için hükümet konakları bütçesine İnegöl hükümet konağı için para konulmadığı ve tahsisat ayrılmadığı öğrenilmektedir.
Yıldırım Bâyezid’in bazı İnegöl köylerini vakfettiğini söylemiştik. İnegöl’de bir de Cuma kılınır bir Ulucami inşa ettirdiğini biliyoruz fakat bu cami
tamire muhtaç bir hale gelince yeniden ihya edilmesi için 1893 yılında karar
çıkmıştır.
Yine bir yangın neticesinde tamamen hasar gören İnegöl Kapalı Çarşısı
da 1305 senesinde II. Abdülhamid Han tarafından yeniden inşa edilmiş ve tamir kitabeleri, çarşının üst örtü sistemi üzerine yerleştirilmiştir.
İnegöl Kapalı Çarşısı’nın kitabeleri. Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün veznindeki kitabeden onarımın Sadıkzade Süleyman Ağa zamanında yapıldığı anlatılmaktadır. Ebced hesabıyla hesaplandığında tarih mısraından çıkarılacaktır.
Balkan savaşları ve sonraki dönemlerde en fazla muhacir alan ilçelerden olduğu için İnegöl’deki imar çalışmaları daha çok göçmenlerin iskân edildikleri köylerde olmuştur diyebiliriz.
Aslında eski bir yerleşim iken canlılığını yitirenve Rumeli muhacirlerinin yerleşmesi ile şenlenenİnâyet köyünde, cami ve mektep olmadığı için
sıkıntı çeken halkın istid’âsı üzerine Hazîne-i Hâssa-i ŞâhâneTahrîrâtKalemi’nden yazılan yazı ile izin çıkmış ve 1907 yılında otuz üç bin beş yüz on dokuz kuruş harcanarak bir cami ve mektep inşa edilmiştir;
İnegöl Karaköy’de cami ve mektep resm-i küşâdı. Yine Hazîne-i Hâssa-i Şâhâne Tahrîrât Kalemi’nden çıkan yazıda bu defa İnegöl’ün Süle, Mürüvvet ve Çeşmesâr köylerinde halkın yapmış olduğu mekteplerin ihtiyaca cevap veremediği gibi harap vaziyette olduğu ve yeniden bu üç köye birer okul yapılması istid’âsı üzerine on dokuz bin dört yüz yirmi beş kuruş harcanarak yeniden birer mektep yaptırılmıştır.
Arşiv belgeleri ve kadı sicilleri gibi tarihimizin sayfalarına ışık tutan
kıymetli kayıtlar, araştırmacılara büyük imkânlar sağlamaktadır. Son zamanlarda bu evrakın değerleri daha da anlaşılmış ve bu belgeler üzerinde çalışmalar yoğunlaşmıştır.
Şüphesiz İnegöl’ün mimari ve inşai faaliyetlerini gösteren daha
yüzlerce arşiv kaydı ve sicil mevcuttur. Fakat bu kayıtların okunması, incelenmesi ve değerlendirilmesi çok zamana ihtiyaç göstermektedir. Artık bu gibi şehir ve bölge monografî çalışmaları bir ekip projesi olarak ele alınmalı ve enine boyuna araştırmalar yapılarak çıkan sonuçlar değerlendirilmelidir.
Yrd. Doç. Dr. Doğan YAVAŞ
Uluslararası İnegöl Tarihi ve Kültürü Sempozyumu-1