TASAVVUFİ HİÇLİKTEN DEMOKRATİK ÇOKLUĞA

Tasavvuf, bir nevi nefis terbiyesi metotlarından oluşan bir ilimdir. Nefsimizi kibir ve enaniyet gibi kötülüklerden arındırarak; hamd, şükür, zühd gibi hasletleri ortaya çıkarma yöntemidir. Benliği yıkıp kullukta var olma mücadelesidir. Nefsi ve hevayı dizginleme mücadelesidir. Bu yolun yolcusunun varacağı veya varmayı hedeflediği yer HİÇ olmaktır.

Demokrasi ise çok olma mücadelesidir. Ne kadar çok olursan, yönetmeyi o kadar çok hak edersin. Ne kadar çok olursan o kadar haklı olursun. Akıl, zeka, bilgi, ehliyet, liyakat gibi kavramların ÇOKLUK karşısında HİÇ edildiği metottur. Demokrasi: "Güçlü olanın zayıf olanı yemesi gerektiği" gibi, hayvani felsefelerle dünya hayatını yaşamaya gayret eden batılın sistemidir. Bu güç bazen para olmuştur, bazen silah olmuştur. Günümüzde halkın çokluğunu yöneten medya olmuştur. Medya kimin yönetiminde ise çoğunluk o tarafa yönelmektedir.

Rabbimiz Teala kitabında: "Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı." (1) buyurarak, bizden önceki çoğunluğun durumunu haber vermektedir. Bugüne bakacak olursak: "Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar." (2) buyrulmaktadır. Kur'an'ı Kerim'in bir çok yerinde çoğunluğun durumu haber verilmektedir. Bu durumda çok olmak ve çok olana uymak bizim işimiz değildir.

İslam'ın kuvvetli olduğu, yeryüzüne hakim olduğu yıllar da çok kalabalık olduğumuz zamanlar değildi. Allah Teala'yı Rab kabul edip, isteklerini yerine getirip, bilime, ilime önem verip, sistemli devletler kurduğumuzda dünyaya güzellikler getirdiğimiz dönemler oldu. Ne Peygamber Efendimiz (Salat ve Selam üzerine olsun) zamanında ne de Halifeler zamanında yer yüzünün en kalabalık topluluğu değildik.

Ancak bireyselde HİÇ olup kullukta zirve olduğumuz dönemlerde Rabbimiz yardım etti.

Bugün cemaatler ve STK'lar da ÇOKLUK yarışında kaliteden ödün verir hale geldiler. Çok olanların yaptığı işleri taklit etmeler, plansız programsız eğitimler, üretkenlikten ziyade transferler...

Ne güzel olurdu alanlarında güzel işler yapan STK'ların programlarını bir birine göre ayarlayıp ÇOKLUK yarışından ziyade, topluma faydalı olmak için HİÇLİK yarışına girebilseydiler.

Toplum için kurulmuş toplulukların mücadelesi, ÇOKLUK olacağına, İslam adına YOKLUK olmalı. Bizim derneğimiz, cemaatimiz çoğalsın diye değil de Ümmet çoğalsın çalışmaları yapılmalı. Tüm güzel faaliyetlere tüm halkımızı katma programlarını yapıp programları çakıştırmadan daha verimli olunmalı.

Eğer dert Ümmet ise; STK'lar programlarını birbirinin boşluklarına göre ayarlamalı. Yok dert Reyting ise; o zaman herkes diğer derneklerin yaptığı saatlerde faaliyet yapsın ve toplumu kendine çekmeye büyük gayret (!) sarfetsin.

Rabbim nefsimizi HİÇ edip, kendisi için var olmayı bizlere nasip etsin. Rabbim bizleri, ÇOKLUK marazından uzak eylesin. Amin

Allah'ın (cc) kulu, Ümmet-i Muhammed'den, kardeşiniz İlyas...

1. Saffat suresi 71. ayet

2. En'am suresi 116. ayet