Sözünü tutamayanlar... Sözünü tutmayanlar... Sözünü tutturamayanlar... Ne kadar çoklar değil mi? Çünkü etraftakileri görmek kolay oluyor ancak insan kendisini göremiyor. Kendimizi görmek zordur. Kendimize bakmamız zordur.

Gelirim inşallah! Bunun güncel açıklaması "benim gelmeye niyetim yok, olağanüstü bir durum olursa gelirim". Halbuki bu cümlenin açıklaması" Allah Teala izin verirse, yani olağanüstü bir durum olmazsa geleceğim" olmalıydı. İnşallah duası insanın haddini bilmesidir. Gelecek ile ilgili kesin konuşamamasıdır. Ancak biz kıramayacağımız kişilere karşı suçlu hissetmektense suçu haşa Allah Teala'ya atmayı seviyoruz.

Pazartesi günü ödeme sende! Gelecek olana karşılık verilen sözler. Peki ya gelecek olan gelmezse bir B planımız var mı? Yok. O zaman "İnşallah" kelimesinin kullanılmasına en uygun yerlerden birisi bu gibi borç isteme durumudur. Ancak "İnşallah pazartesi vereceğim" diye borç istesek para alamayacağımızdan korktuğumuz için burada İnşallah duasını kullanmadan kesin ifadeler kullanıyoruz. Sonrasında gelecek olan gelmedi mi sözümüzü tutamamış oluyoruz. Bu durum, normal insanı çok rahatsız edici bir durum. Böyle bir duruma sağlık veya bir harama düşme endişesinden dolayı düşülüyorsa mazerettir de araba yenilemek veya ticari kar elde etmek için başkasına zulüm ediliyorsa vay halimize...

Karnen iyi gelsin sana bisiklet alacağım! Çocukları başarıya ulaştırmak için verilen boyumuzu aşan sözler. Ödüllendirme gayretlendirmesi, çok sık kullanılmadığında işe yarar ancak karşılanmayan vaatler için hezeyandır. Hem çocuk önünde güvenilirliğimizi kayıp edeceğiz hem de çocuklarımıza yalan hususunda yaptığımız uyarılarda, açıktan karşılık vermeseler bile içten bu tutulmamış vaatleri sayıklayacaklardır.

Eğer ben belediye başkanı olursam bu projeleri gerçekleştireceğim! Seçim öncesi vaatler. Seçim kazanmak için ikna vaatleri. Seçimden sonra bu sözleri unutanlar olduğu gibi seçimden sonra bu projeleri gerçekleştirme yetkilerinin olmadığını öğrenenler de azınlıkta değildir. (Yetki dışında olduğunu bilmeden söz verdiklerini düşünmek elbette hüsnüzandır. Müslüman'ın da suizanla işi olmaz.) Seçim sonrası projenin yetkisinin bakanlıkta olduğu veya büyükşehirde olduğunu söyleyip, sözünü tut(a)mayanlar...

Peygamber Efendimiz (Salat ve Selam üzerine olsun): "Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, emin görüldüğü zaman / kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder, söz verdiğinde ise sözünden cayar." (1) buyurmaktadır. Elbette birisi sözünü tutmadı diye hemen münafık ilan edemeyiz. Ancak münafıklığın alametini üzerinde taşımayı kim ister ki?

Rabbim tutabileceğimiz sözleri vermeyi bizlere nasip etsin. Bizleri, dünyalık menfaat uğruna verdiği sözden dolayı mahcup duruma düşenlerden eylemesin. Amin.

Allah'ın (cc) kulu, Ümmet-i Muhammed'den, kardeşiniz İlyas...

1. Buhari, İman, 24