Pandemi sürecini birileri çok iyi değerlendirdi. Bizler: virüs var mı yok mu, aşı işe yarar mı yaramaz mı, maske gerekli mi gereksiz mi diye tartışırken dünya değişti. Olayın elbette bir çok neticesi oldu. Son 10 yılda milyarderlerin sermaye değişikliği, sermayelerin bilişim teknolojisinden tıp alanına kayması gibi neticeleri var.

Bana göre en büyük neticesi İnternet kullanma yaşının düşmesi ve inanç değişikliklerinde oldu. Çocuklarımızı başıboş internetten uzak tutmaya çalışırken dersleri internetten yapsınlar diye her birine bilgisayar, tablet veya telefon alıp verdik. Saatlerce kontrol altında tutamadığımız çocuklarımız da boş vakitlerini internette geçirmeye başladı. Hatta çocuklarımız gibi öğretmenlerimiz de İnternet bağımlısı oldular. Okulda telefonu yasaklayan öğretmenlerimiz, çocuklara ödevleri telefondan verip cevapları da telefondan bulmalarını ister hale geldiler.Bizim ülkemiz için bu süreç daha da kötü geçti. Çünkü FETÖ sonrası çocukların cemaatlerden, dini yapılardan uzak durmasını isteyen aileler; ellerine verdikleri telefonlar ile sapkın düşüncelerin kucağına itmiş oldular.

Kardeşlerim, bir tarladan kaliteli domates çıkarabilmek için uzun süre gerekir. Tarlayı sürmemiz lazım, fideleri ekmemiz lazım, suyunu gübresini zamanında vermemiz lazım. Doğru zamanda dışarıdan gelen böceklere veya hastalıklara karşı korumamız lazım. Çürüyen domatesler ile sağlam domatesleri ayıklamamız lazım. Bu iş süre ister. Emek ister. Çaba ister.Ancak aynı domatesin güzel bir şekilde olmaması için büyük çaba harcamanıza gerek yok. Fideyi ufak bir hamle ile kırabilirsiniz. Erkenden çiçeği koparabilirsiniz. Suyunu kesebilirsiniz. Domatese bir çivi saplayabilirsiniz. Hulasa-i Kelam domatesi verimli bir hale getirmek için 3 ay lazım ise de domatese zarar vermek için bir an yeter.

İşte bu Pandemi döneminde tam olarak bu oldu. Çocuklarımızın ahireti için uzun zaman harcamamız gerekirken bu ortamlardan çocuklarımızı uzak tuttuk ve art niyetlilerin internetten anlık short videolarda bir soru ile çocuklarımızı çürümeye bırakmalarına müsaade ettik. Batıl 1 dakikalık videoda 3 soru ile çocuklarımızın zihnini kirletiyor iken bizlerin bu soruları cevaplaması için daha uzun sürelere ihtiyacı var. Hiçbir çocuğa da bu kadar uzun süre video izletemeyiz veya başında bekleyemeyiz. Bu durumda çocuklarımızı güzel ortamlara götürmemiz gerekiyor. Gerekirse birlikte gitmemiz gerekiyor.

Peki doğru yer neresi? Kim Kur'an'ın, Sünnetin ve Efendimiz (Salat ve Selam üzerine olsun)'in ashabının reklamını yapıyorsa orası doğru yerdir. Kim bir cemaatin, bir ismin, bir tarikatın reklamını veya bir şahsın sözlerini daha üstte tutuyorsa işte orası uzak durmamız gereken yerlerdendir.

Peygamber Efendimiz (Salat ve Selam üzerine olsun) ümmetin 73 fırkaya ayrılacağını ve Fırka-i Naciye hariç hiç birinin kurtulamayacağını söylemesi üzerine ashabı, Fırka-i Naciye'yi sorar ve şu cevabı alırlar: "Benim yürüdüğüm yola ve bu yolda beni takip eden ashabımın yoluna uyanlardır." Müslümanlar içinde en güzel sözlüler ben falan cemaattenim diyenler değildir. En güzel sözlüler "Ben Müslümanlardanım" (1) diyenlerdir.

Yol bellidir. Müslümanlar olarak kendimizi ve ailemizi korumakla görevliyiz. Rabbimiz: "Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun." (2) buyurmaktadır. Kardeşlerim! Etrafımızı ateş sarmış. Ateşten korumak için sürekli takipte olmalıyız. Uyanık olmalıyız. Ateşten korumak, süreklilik ister çünkü anlık dalgınlık veya gevşeklik bir kıvılcım ile tutuşmaya yeterli zamandır.

Rabbim kendimizi ve ailelerimizi sonsuz ateşten koruyabilmeyi bizlere nasip etsin. Amin

Allah'ın (cc) kulu, Ümmet-i Muhammed'den, kardeşiniz İlyas...

1. Fussliet suresi 33. ayet

2. Tahrim suresi 6. Ayet