Özer Yılmaz'ın Köşe Yazısı

Son günlerde adeta insanların sabrıyla dalga geçiyorlar. Önerilen yöntemler insanları insan yerine koymak yerine onları aşağılayıcı tavır içermekte. İstanbul’da yaşayıp ta geçim sıkıntısı çeken emeklilerin köylerine dönüşünü cazip hale getirmek için bir takım teşvik edici önlemlerin gündeme geleceği, bununla ilgili çalışmaların yapılmaya başladığı gerek basında gerekse sosyal medyada paylaşıldı. Bu tür teşvik edici önlemlerin bırakın alınmasını, dile getirilmesi bile insanımız için çok incitici. Bu projenin dile getirilmesiyle şu söyleniyor özellikle emekli ve dar gelirli halkımıza ‘Ey millet bu İstanbul’da 72,5 millet yaşayabilir ama dar gelirli ve emekli Türk vatandaşı yaşayamaz çünkü onların alım güçleri İstanbul’da yaşamaya elverişli değildir. Kiralar yüksektir, diğer yaşam için gerekli emtia fiyatları yüksektir onun için bu kesimin bir an önce İstanbul’u terk etmeleri gerekir.’ Bu düşünceyi dile getirenlerin hiçbirisi, akil insanlar ya da aki selim sahibi insanlar tarafından eleştirilmediği gibi geçim sıkıntısı çeken kesimin yaşam standartlarını yükseltmek ve büyük şehirlerde yaşamlarını devam etmelerini sağlamak için neler yapılabilir diye de bir proje sunan da olmadı.

Ev kiralarının yüksekliği enine boyuna analiz yapılmalı. Öncelikle ev kiralarının ve diğer emtia değerlerinin çok yüksek olmasının nedenlerinden birisi de düzensiz göçmenlerin varlığından kaynaklandığını düşünüyorum. Zaten yetersiz boş ev stoku düzensiz göçmenlerin araya girmesiyle daha da azalmakta. Düzensiz göçmenlerin ülkelerine geri gönderilmesi durumunda, orta direk olarak bilinen insanımıza uygun fiyatlarla kiralık ev bulunabileceğini aynı zamanda da işsizliğin azalabileceğini düşünüyorum. Ev kiralarına ekonomik verilere uyun olmayan %25 zam sınırlaması getirmek yerine, sayısı ne kadar olduğu bilinmeyen düzensiz ve izinsiz göçmenlerin derhal ülkelerine geri gönderilmesi halinde bu sorunun büyük bir kısmının çözüleceğini düşünenlerdenim. Yoksa ekonomik verilere uygun olmadan ev kiralarında ki artışın %25 ile sınırlandırılması kanayan yaraya çözüm gibi görünmüyor. Acaba İstanbul bir proje kapsamında mı yabancılaştırılmak isteniyor. Halkımızın uyanık olması gerektiğini düşünüyorum. İstanbul’dan memleketlerine geri dönüşlü göç programının sağlanması için bir projenin dile getirilmesinin çok masumane bir proje olmadığını düşünüyorum.

Haziran ayı itibariyle TUİK’in verilerine göre tabii doğruysa yıllık enflasyon %59, 95. Eskiden rahmetli Turgut ÖZAL’ın literatüre soktuğu orta direk diye tanımlanan bir halk kesimi vardı, uygulanan ekonomik yöntemlerle bu halk kesimi yok olmayla karşı karşıya kaldı. Toplumun ekonomik yapısı adeta piramitsel bir yapı aldı. İnsanların alım güçlerinin birbirine yakın olması gerekirken alt kesim ile üst kesim arasındaki alım gücü makası gittikçe açıldı. Halkın alım gücünün azalması ve bütçe açığının çözülemeyecek düzeye gelmesinin sebebi olarak ne yazık ki dar gelirli ve emekli kesim gösterildi. Madem emeklilik sistemi SOS veriyordu, oy uğruna niçin EYT çıkarıldı. Madem EYT çıkarıldı, bu kesimin alım gücünün artırılması için tedbir alınması gerekmez mi? Bu tedbirlerin başında en düşük emekli aylığı ile asgari ücretin birbirine eşitlenmesi gerekmez mi? Lami cimi yok, adı üzerinde asgari ücret. Emekli aylıkları düzenlenirken en düşük emekli maaşı asgari ücretin altında olamaz denilerek bir kanun çıkarılır ve ülkenin kangren sorunu haline gelen bu sorun tamamen ortadan kaldırılabilir. Yeter ki siyasiler görüşlerinde ve sorun çözme konusunda samimi olsunlar. Böylece seçim zamanı bu kesim artık suiistimal edilmekten kurtulmuş olur. Vekil olarak seçilen milletvekillerimizden bu konuda ciddi anlamda çalışma yapmalarını bekliyor bu halk.

Bu arada muhalefet tarafından TBMM’nin toplanması sağlanmıştı ama ne yazık ki bu toplantıya yine muhalefet milletvekilleri yeterince katılım sağlamadıkları için meclis açılış kapanış yaparak, milletin sorununa çözüm bulamadan meclis yeniden kapandı. İnsanlarla dalga geçer gibi muhalefet milletvekilleri hem meclisin toplanmasını istiyor hem de kararın çıkması için meclise gelmiyor. Gerek iktidar yaptığı icraatlar ile gerekse muhalefet tutarsız davranışlarıyla halkımızın sabır taşını çatlatacaklar gibi.