Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
Tarih, çoğu zaman büyük şehirlerin meydanlarında, sarayların avlularında yazılır. Oysa Anadolu’nun sessiz köşelerinde, derin köklere sahip köyler de geçmişin izlerini taşır. Bursa’nın İnegöl ilçesine bağlı Tekke Köyü de işte bu yerlerden biridir. Ahî Dağı’nın orta bölümüne kurulmuş olan bu köy, hem tarihi hem de manevi anlamda önemli bir merkez olma özelliğini taşıyor. Geçmişi, Osmanlı’nın kuruluş yıllarına kadar uzanan Tekke Köyü, sadece bir yerleşim alanı değil, aynı zamanda kültürel ve tasavvufi mirasıyla da dikkat çekiyor.
İnegöl’ün kuzeydoğusunda yer alan Tekke Köyü, hafif engebeli bir arazi yapısına sahiptir. Ne yazık ki, bitki örtüsü ve su kaynakları bakımından oldukça fakirdir. Buna rağmen köy halkı, kuru tarım ve ziraatle geçimini sağlamaya devam etmektedir. Az miktarda hayvancılıkla desteklenen tarımsal faaliyetler, bölge halkının ana geçim kaynağını oluşturur. Köyün nüfusu, 93 Harbi olarak bilinen 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Anadolu’ya göç eden Balkan kökenli soydaşlarımızdan oluşmaktadır. Devlet tarafından buraya yerleştirilen göçmenler, bu toprakları kendilerine yurt edinmişlerdir.
1990 yılı nüfus sayımına göre köyde 441 kişi yaşarken, 2000 yılında bu sayı 393 kişiye düşmüştür. Günümüzde de nüfusun azalmasıyla birlikte köy, göç veren yerleşim alanlarından biri haline gelmiştir. İnegöl şehir merkezine 17 kilometre uzaklıkta olan Tekke Köyü’nün ulaşımı Şıbalı ve Dömez köyleri üzerinden sağlanmaktadır. Yakın çevresinde Dömez, Akbaşlar, Bayramşah ve Cemiyet/İskâniye köyleri bulunmaktadır.
Tekke Köyü’nün tarihî önemi, sadece bir yerleşim alanı olmasından değil, aynı zamanda Osmanlı dönemindeki tasavvufi hareketlerle olan bağından da kaynaklanmaktadır. Köyün ismi, Akbıyık Sultan olarak bilinen Akbıyık Ahmed Şemseddin Efendi ile özdeşleşmiştir. Sultan I. Murad, Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmed, Sultan II. Murad ve Fatih Sultan Mehmed dönemlerini yaşamış olan bu önemli mutasavvıf, bölgede bir zaviye kurmuş ve uzun yıllar halkı irşat etmiştir. Günümüzde Tekke Köyü’nde bulunan hatıra türbe de ona ithaf edilmiştir.
Akbıyık Sultan’ın asıl türbesi, Bursa’da Harirî-zâde Mescidi’nin bitişiğinde bulunmaktadır. Tekke Köyü’ndeki mezar, İstanbul’daki türbesi gibi bir makamdır. Osmanlı sultanları, özellikle Sultan I. Murad ve II. Murad, Akbıyık Sultan’a büyük saygı göstermiş ve ona geniş topraklar tahsis etmiştir. O ise kendisine bağışlanan toprakları Bursa’daki tekke ve zaviyesine vakfetmiştir.
Hacı Bayram-ı Veli’nin önemli müridlerinden biri olan Akbıyık Sultan, Osmanlı’nın tasavvufi geleneğinde önemli bir yere sahiptir. İstanbul’un fethine katılan ünlü mutasavvıflardan biri olarak bilinir. Ahî geleneğine dayanan irşat faaliyetleriyle halkı aydınlatmış ve bu bölgede güçlü bir tasavvufi miras bırakmıştır.
Osmanlı’nın vakıf sistemi içinde önemli bir yer tutan Tekke Köyü, geniş tarım arazileriyle de dikkat çeker. Resmî kayıtlara göre, Yenişehir Ovası’na yakın bir bölümü Anastas Yeri olarak anılmakta ve burada İmad Bey Köyü kurulmuştur. Günümüzde Akbıyık Köyü olarak bilinen bu yer, Osman Gazi’nin yanında yer alan ve Osmanlı’nın ilk yıllarında istihbarat hizmeti veren Anastas’ın mülkü olmuştur. Daha sonraları Müslüman olarak İmad Bey adını alan bu kişi, Osmanlı’nın kuruluşunda önemli roller üstlenmiştir.
Ayrıca, Cebel-i Kureyş adı verilen dağlık bölgedeki Kara Kiçe, Turna Pınarı, Söğüt Pınarı ve Kulfal çiftlikleri de Osmanlı döneminde tescillenmiş ve Akbıyık Sultan tarafından vakfedilmiştir. Bütün bu araziler, Osmanlı’nın sosyal ve ekonomik düzeninde vakıfların ne kadar önemli bir yer tuttuğunu gözler önüne sermektedir.
Bugün Tekke Köyü, tarihî ve manevi mirasını korumaya devam etmektedir. Nüfusunun azalmasına rağmen, bu topraklar Osmanlı’nın derin izlerini taşımaktadır. Akbıyık Sultan’ın mirası, yalnızca bir türbe ya da eski bir zaviye binasıyla değil, aynı zamanda buradaki kültürel hafızada yaşamaya devam etmektedir. Tarihî belgeler ve şifahî anlatılar sayesinde, Tekke Köyü hâlâ Osmanlı’nın ilk dönemlerini yansıtan bir köşe olarak varlığını sürdürmektedir.
Sonuç olarak, Tekke Köyü sadece bir yerleşim alanı değil, aynı zamanda Osmanlı’nın tasavvufi ve sosyal yapısını anlamamıza yardımcı olan bir tarihî vesikadır. Akbıyık Sultan’ın irşat geleneğinden Osmanlı vakıf sistemine kadar birçok yönüyle, bu küçük köy Anadolu’nun derin tarihine ışık tutmaya devam etmektedir.
Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!