Merhaba İnegöl'ün güzel insanları! 
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.

Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Yenice Kasabası, Bursa'nın İnegöl ilçesine bağlı, Uludağ'ın kuzeydoğu eteklerine konumlanmış şirin bir beldedir. Doğal güzellikleri, zengin su kaynakları ve bereketli topraklarıyla dikkat çeken bu kasaba, tarih boyunca farklı kültürlerden gelen insanlara yurt olmuştur.

Kasabanın bir kısmı ova ile kaplıyken, diğer bölümü Uludağ'ın engebeli eteklerinde yer alır. Kavak Deresi, beldenin tam ortasından geçerek yerleşimi ikiye ayırır. Yemyeşil bitki örtüsü, çeşitli yaban hayvanları ve bol su kaynaklarıyla doğanın sunduğu büyüleyici bir atmosferi vardır. Yenice'nin belediye tarafından belirlenen simgesi, beldenin en önemli tarımsal ürünlerinden biri olan çilek ve Uludağ siluetidir.

Belde, tarih boyunca pek çok kez nüfus değişikliğine sahne olmuştur. Kurtuluş Savaşı sonrasında, burada yaşayan Rum nüfus ile Batı Trakya'daki Türkler arasında mübadele gerçekleşmiş ve bölge, yoğunlukla Balkan kökenli göçmenlerin yeni yuvası olmuştur. Osmanlı'nın ilk dönemlerinden itibaren bölge, padişah hassı olarak değerlendirilmiş ve ilk kurulan köye "Çoban Köy" ismi verilmiştir.

Kasabanın temel geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Verimli topraklarında çilek başta olmak üzere, meyve ve sebze yetiştiriciliği son derece gelişmiştir. Ayrıca, geniş ölçekte kavakçılık yapılmaktadır. Beldede sulama sistemlerinin modernize edilmesi ve artezyen kuyularının açılması ile sulu tarım uygulamaları yaygınlaşmıştır.

Son yıllarda belediye yetkililerinin yoğun çalışmalarıyla kasabanın fiziki yapısı büyük bir değişime uğramıştır. Geniş bir alan üzerine inşa edilen belediye hizmet binası, halk kütüphanesiyle birlikte kasabanın sosyal ve kültürel yaşamına katkı sağlamaktadır. İnegöllü avukatlardan merhum Mehmed Alemdaroğlu’nun zengin kitap koleksiyonu da bu kütüphaneye aktarılarak halkın hizmetine sunulmuştur.

Kasabada yol altyapısı geliştirilmiş, şehir merkezine bağlı yollar genişletilerek asfaltlanmış, yeni parklar ve pazar yerleri oluşturulmuştur. Gülpınarı mevkiinden sağlanan temiz içme suyu, terkos sistemi ile her eve ulaştırılmıştır.

Yenice, Orta Mahalle, Dere Mahallesi ve Güney Mahallesi olmak üzere üc mahalleden oluşmaktadır. Orta Mahalle'de Merkez Camii, Güney Mahallesi'nde ise Yeşil Cami yer almaktadır. Merkez Camii, yıkılarak yerine modern bir tasarım ve alt katı pasaj olarak kullanılan büyük bir cami inşa edilmiştir.

1990 yılında 3.500 olan Yenice Kasabası’nın nüfusu, 2000 yılında 10.000’e ulaşmıştır. Bu büyüyen nüfusa yanıt vermek amacıyla konut projeleri geliştirilmiş, kooperatifleşme çalışmalarına ağırlık verilmiştir. Bulgaristan’dan gelen göçmenler için yapılan toplu konut projelerine ek olarak yeni imar planları hazırlanmaktadır.

Yenice ve çevresindeki tarihî yerleşim alanları da dikkat çekicidir. Edebey, Çiftlik/Kızılsaray, Baba Sultan/Babaylar, Akıncılar/Kadimi, Kozören/Aktarma gibi yerler, Osmanlı döneminde önemli merkezler arasında yer almıştır. Bölge, Osmanlı’nın kuruluş döneminde beylik koyunlarının yayılma alanı olarak kullanılmış ve padişah hassı olarak tasarruf edilmiştir.

Sonuç olarak, Yenice Kasabası, geçmişinin mirasını bugünle buluşturan, modernleşme adımlarını atan ve doğal güzellikleriyle büyüleyen bir belde olarak varlığını sürdürmektedir. Uludağ'ın göğsüne yaslanmış bu şirin kasaba, gelecek nesiller için de cazibesini koruyacak gibi görünüyor.

Bu yazımıza devam edeceğiz.

Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!

Murat Altın