Kıymetli Okuyucularımız,Bugünkü köşemizde, hayatımızın en temel ve en kutsal kurumlarından biri olan aileye kapı aralayan nikâh müessesesini ele alacağız. Aile, toplumun yapı taşıdır; peki, bu sağlam yapının temeli nasıl atılıyor? Gelin, hem dinî hem de hukuki boyutuyla nikâhın önemine yakından bakalım.

Hepimiz huzurlu bir aile hayatının hayalini kurarız. İşte bu hayalin ilk ve en resmî adımı nikâh akdi ile atılır. Metinde de belirtildiği gibi, aile evlilikle kurulur, evlilik ise ancak nikâhla gerçekleşir. Nikâh, evlenmelerine dinî bir engel bulunmayan ve hukuki şartları taşıyan bir erkek ile kadının, şahitler huzurunda gerçekleştirdiği resmî bir evlilik anlaşmasıdır.

İslam dini, aileye o kadar büyük bir önem verir ki, nikâh, evlilik ve aile fertlerinin hak ve sorumlulukları İslam hukukunda en ince ayrıntısına kadar düzenlenmiştir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de "Nikâh benim sünnetimdendir. Evleniniz. Ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim..." buyurarak ümmetini evliliğe ve neslin devamına teşvik etmiş, nikâhsız birliktelikleri ise kesinlikle yasaklamıştır. Görüldüğü gibi, nikâh sadece bir formalite değil, hem dinimizin emri hem de sağlıklı bir toplumun sürekliliği için hayati bir şarttır.

Uyum ve Denklik: Huzurun Anahtarı: Fertlerin ve toplumun huzuru, şüphesiz sağlıklı aile ortamlarına bağlıdır. Bu huzuru yakalamak için İslam, evlilik öncesinde dikkat edilmesi gereken önemli bir tavsiyede bulunur: Eşler Arasında Denkliğin Gözetilmesi. Bu duruma küfüv kavramıyla işaret edilir. Küfüv, "eşitlik, denklik, benzerlik" gibi anlamlara gelir ve evlenecek çift arasında dinî, ahlaki, ekonomik ve sosyal açılardan bir uyumun olmasını ifade eder.

Unutmayalım, küfüv hukuki bir zorunluluk değil, ancak eşler arasındaki uyumu ve dolayısıyla ailenin kalıcılığını sağlamak için şiddetle tavsiye edilen bir durumdur. Yaş, meslek, eğitim düzeyi, sosyal statü, hatta fiziksel özellikler gibi pek çok unsur, evlilikteki bu genel uyumu etkiler.

Nikâhın Getirdiği Haklar ve Sorumluluklar: Dinler ve hukuk sistemleri, evliliğin gerçekleşmesi için bazı şartlar koyar. Bu şartlar yerine geldiğinde, hem evlenenlerin hem çocukların hem de kurulan akrabalık ilişkisi içindeki tüm tarafların birbirine karşı hak ve sorumlulukları oluşur. Nikâh, nesep (soy), miras, nafaka gibi sorumlulukların yanı sıra, İslam hukukunda kadına ait özel bir hakkı da beraberinde getirir: Mehir.

Mehir, Müslüman bir erkeğin nikâh sırasında evleneceği kadına verdiği veya vermeyi kabul ettiği mal ya da paradır. Kur'an-ı Kerim'de "Kadınlara mehirlerini gönül rızasıyla cömertçe verin..." ayetiyle bu hak vurgulanır. Mehir, sadece kadının hakkıdır ve bu parayı dilediği gibi kullanma yetkisine sahiptir. Bu, İslam'ın kadına tanıdığı önemli bir ekonomik güvencedir.

Kolaylaştıran Bir Gelenek: Kaynaşma ve Dostluk: Geleneklerimizde evliliğe özel bir önem verilir. İsteme, söz, nişan, düğün gibi aşamalar sadece seremoniden ibaret değildir; bunlar hem çiftlerin hem de hısımların birbirini yakından tanımasını, insanlar arasında yeni akrabalık, dostluk ve arkadaşlık ilişkilerinin kurulmasını sağlar. Yani evlilik, geniş bir sosyal kaynaşmaya vesile olur.

Ancak bu süreçlerde dikkat etmemiz gereken çok önemli bir tavsiye var: Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) "Nikâhın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır." sözü. Ne yazık ki, bazen gelenekler ve âdetler öne sürülerek evlilik hazırlığındaki gençlere ve ailelere gereksiz zorluklar çıkarılabiliyor. Oysa bizler, bu kutsal yuvanın kurulmasını kolaylaştırmanın yollarını aramalıyız.

Unutmayalım ki, nikâh, sadece bir imzadan ibaret değil; huzurlu bir yuvanın, sağlıklı bir neslin ve güçlü bir toplumun teminatıdır. Gençlerimizin evlilik yolunu açmak, onlara destek olmak, hepimizin ortak sorumluluğudur.

NUR GÜL SENA

Kaynak: Temel Dini Bilgiler (İslam-1) Ders Kitabı- MEB