Bir süredir bu gazetede, bu köşede, her hafta farklı konularda aklım yettiğince bir şeyler yazmaya çalışıyorum… Allah var, okuyanlardan takdir ediyor, teşvik ediyor sağ olsunlar… Kimi okuyor beğeniyor, kimi okuyor amma nötr kalıyor, kimi başlıyor amma sonunu getiremiyor, yazılarımızın uzunluğundan şikayet ediyor çoğusu…

Haklılar vallahi, ben de mustaribim uzun yazılarımdan… Lakin olmuyor işte, meramımı anlatabilmem için, maksadın hâsıl olabilmesi için, etraflıca anlatmak gerekiyor. Öyle hap gibi, serum gibi bir şey değil ki bu…

Dertli adamın anlatacak çok şeyi oluyor, ne yana, hangi pencereye bakarsan ayrı manzara görüyorsun, hep kötü şeyler, olumsuz vakalar şişkinlik yapıyor insanda… Öyle ifrazat değil ki bir celsede boşaltasın, anlatacaksın uzun uzun işte…

Gündemi takip ediyorsun başın dönüyor, yazılı, görsel, sosyal medyaya bakıyorsun için şişiyor, hacıyı, hocayı ilahiyatçıyı dinliyorsun, kafan bi milyon oluyor, sosyoloğu, psikoloğu dinliyorsun kimyan bozuluyor, çocuğa, gence bakıyorsun ümidin tükeniyor, siyasetçiyi ekonomisti dinliyorsun için kararıyor, dünyaya bakıyorsun, Yahudi’ye, Gazze’ye bakıyorsun ruhun daralıyor…

İki kelam edeyim diyorsun yetmiyor, ağzıma geleni söyleyeyim, sayayım söveyim diyorsun terbiyen, mizacın elvermiyor… Gam bitmiyor, keder bitmiyor, kasvet çöküyor üzerine her meseleye dertlendiğinde, teşhisler isabetli ancak tedaviye gücün yetmiyor…

Velhasıl az ve öz olmuyor işte… Kronik sorunlarımız var kuruluştan beri çözemediklerimiz… Topu hep başkalarına attığımız mevzularda, sonunda taca çıkıyor/uz topumuz…

“Eğitim şart” diyor, eğitimcilere atıyoruz, onlar “eğitim ailede başlar” diyor, aileye ulaşıyor top… Aile, ahlaklı toplum ve çevre lazım diyor, dine, diyanete gönderiyor… Din elzem, din kucaklayıcı, din her alana hükmeder ve çekidüzen verir, din adabı da öğretir, ahkâmı da, dünyaya da hitap eder, ahirete de… Doğru da, hangi din, hangi dindar, hangi ulemanın anlattığı…

Yahudi’ye bakıyorsun öldürmeyi emrediyor dini, çoluk çocuk demeden böcek gibi ezin, yok edin diyor, onlarda gereğini yapıyor… Hristiyan tayfa kafası kumda, üç maymunu oynuyor, diğerleri ayrı âlem…

En muteber ve cihanşümul olanı elbette ki İslam, iyiyi, doğruyu, ilahi nizamı, adaleti en kavi emreden o… Ancak “inneddine indellahil islam” da, apaçık emir ve yasakları olan Kur’an’ın aşikâr ve sarih ayetlerinde bile uzlaşamayan, envaı çeşit fikir ve muhakeme üreten hoca, âlim, ulema, ilahiyatçı camia kafa karıştırıyor, mizanı bozuyor sadece…

Hukuki düzenleme lazım diyor bir grup, siyasetçiye atıyor topu, onlar ise kendine Müslüman, avamı, bilcümle milleti düşüneni az…

Hukuk muallak, din muallak, ahlak muallak, öğretim asgari, eğitim devşirme… Neresinden tutsanız elinizde kalıyor… Kök hücre gibi o hassas noktayı bulup tedaviye oradan başlamalı da o nokta neresi bilemiyorum…

Bu gün Diyanetin acilen el atması gereken meseleyi yazacaktım, giriş uzadı işte görüyorsunuz…

Harry Potter diye bir seri kitaplar yayınlanmıştı, bilirsiniz. Milyonlarca satıldı ülkemizde de, bir nesil bunları okuyarak büyüdü, içeriğine ve hikâyesine kimse kafa yormadı bu camiadan. Oysa İngiltere’de kilise, kitapları baştan sona okuyup, irdeleyip kendi dinlerine uygun olmayan hususları sistematik bir şekilde okullara ve ailelere göndererek uyardı vatandaşlarını… Bizim Diyanetten böyle bir müdahale ne gördüm ne işittim…

Onlarca ilahiyatçı profesör ayrı telden çalıyor, birinin konferansına gideni diğerleri zındık ilan edecek kertede çığırından çıkmış mesele, sosyal medya fenomenleri türemiş, sakallı, sarıklı, cübbeli arkadaşlar, her konuda her meselede fikir üretiyor, fetva veriyor… Öyle ayağa düşürmüşler ki durumu, en mahrem, en batını havas ilmi bile uluorta devşiriliyor… Şu kadar esmayı şu kadar çekersen şu mesele hallolur, şu hastalığına merhem, şu derdine çare olur diye insanları maymuna çeviriyorlar, müdahale eden yok. Doğru ve net bilgi nedir, kimdedir, otorite kimdir belli değil. Öyle bir başıboşluk var ki evlere şenlik… Dinde birleşemiyorsak nerede birleşeceğiz…

Diyanet el atsın lütfen, herkesin fikrini alsın, tüm ilahiyatçı ve profesörlerden kurul oluştursun tartışsınlar, müzakere etsinler ve bize tek bir doğru sunsunlar… Diğer çapulcuları da engellesinler lütfen… Tarikat ve mezhep çok kıymetli, bunu en yakın bilenlerdenim amma, nerede o Hakka ulaştıran tarik, nerede o günahsız, zararsız, ahretlik mürşit-i kamil zat…

Asrımızın filozofu merhum Alev Alatlı; Bu fetö belası, bundan böyle bizim münzevi ve mütedeyyin bir zahide şüpheyle bakmamıza yol açtı. Bundan sonra hiçbir tarikat hiçbir şeyh veya dini lider masum olmayacak gözümde diyordu ya aynı fikirde ve kanaatteyim ve devletimizin bu alanı çok başıboş bıraktığını düşünüyorum…

Çekidüzen vermeye buradan başlasak diyorum, kök hücre burası olmalı…