HZ. EYÜP -ALEYHİSSELÂM’IN– ÂİLE VE EFRÂDI


Malını ateşe virmek suretiyle Eyüp peygamberi isyan ittürerek kulluktan
alıkoyacağını zanneden şeytan, Allah’a yöneldi ve dedi ki: Ya Râb! beni onun
oğlanları üzerine havale eyle; ona ibadetini unutturayın. Hak Teâlâ, ayıttı:

-Ya leîn! oğlanlarına dahî seni havale kıldım. Dedi. (bunun üzerine) yine iblis, denizkenarına vardı. Dahî (sonra da) orada ne denlû şeyâtîn ve cinnî var ise cem’oldular (iblis anlara) ayıttı:


- Hak Teâlâ, beni Eyüp-aleyhisselâmın- oğlanları üzerine havale kıldı; bana muâvenet kılun. Anları helâk idelüm. Meger kim (gerçek şu kim) Eyüp –aleyhisselamsekiz yiğit oğlana sahip idi. Oğlanlar, her gün birinin evinde toplanur, orada yerler ve içerler idi.

Ol gün (de) ulu karındaşlarının evine cem oldular. Oturup yemek yerler idi ki kiminin elinde bir lokma ve kiminin elinde bir bardak su var iken meger kim (tam o sırada) şeyâtîn, cem olup geldiler; evi, anların üzerine yıktılar.

Cemisi, tâbân (çöküntü) altında kalup kırıldılar. İblîs leîn, giru dönüp Eyüpaleyhisselâm’a vardı. Görse ki(o), namaz kılur.

Ayıttı:- Ya Eyup! Sen Rabbine ibadet edersin; maa-hâzâ ki(halbuki) senin ibadet ettiğin (Rabbin, o sırada senin), cemî evladunun üzerine evi yıktu; onları helâk eyledü ve hiç biri, dirü kalmadu.

Eyüp peygamber –aleyhisselâm- ana hiç iltifat itmedü. Tâ (ki) namazdan fâriğ oldu. Ve ol dem (iblise) ayıttı:

- “El-hamdülillâ! = Şükürler olsun Allah’a..” O, virdi; yine O, aldı… Seni, sevaptan (Allah’a kul olmaktan) mahrum kıldı; ve bana, sevâb-ı cezîl virdü.. Yâ leîn! (Cevaben Eyüp Peygamber -aleyhisselam) ayıttı):


- “El-hamdülillâh!” O, oğlanlarımı kabzetti; beni ise ibadette kavî kıldı. (Şu anda benim) kendüden gayriye iltifatum kalmadı.

(Bunun üzerine) şeytan-ı leîn, dönüp gitti; hazîl ve hacîl olup giru döndü ve Hak Teâlâ’ya vardu… Hak Teâlâ-celle ve alâ ayıttı:

- Ya leîn! Eyüp kulumu nice gördün? Şeytan, ayıttı: “Ya Rap! (Eyüb’e) üç avret virdün ve hem sen kâdirsün kim ana (tekrar) oğlanlarun ve kızlarun virirsün..

Beni, (onun) kendi nefsine havale kıl kimsenin kulluğunu ana unutturayım didi.


GÜNCELLEŞMİŞ ÖZET YORUM:

Tevhid inancına göre -gerçekte– mal da mülk de evlâd-ü ıyâl de Allah’ındır. Mü’minin kalbine Allah sevgisi hâkim olacağından ona göre mal-mülk ve evlâd-ü ıyâl, kişiye verilmiş ilâhî bir lütuf ve ihsandır.

Onların gerçek sahibi Yüce Allah’tır. Dilediği kuluna dilediği kadar verir; dilediğini dedilediğinden dilediği zaman alır.

Gerçek mü’min, durumu ne olursa olsun her hâl-ü kârda tevhit inancına bağlı kalır ve kalbini bu inançla tezyin edip süsler.

Hz. Eyüp-aleyhisselam- örneginde görüldüğü üzere karşılaşılan hiçbir sıkıntı ve belâ, onu Allah’a ibadet etmekten alıkoyamaz.; nefsin sözçüsü olan şeytan ve iblisin kurduğu tuzaklara karşı tevhit inancı, onu mutlaka korur. (R. Akakuş)

RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan

Ayhan Talha Bayraktar

Kaynak: gencgazete.net