Ailenin temeli olan evlilik, sadece iki insanın bir araya gelmesi değil, aynı zamanda karşılıklı sevgi, saygı ve en önemlisi sorumlulukla örülmüş bir yaşam ortaklığıdır. Peki, bu kutsal birliktelik bize hangi yükümlülükleri yüklüyor? Gelin, birlikte bakalım.
Yüce Yaradan’ın bizi akıl ve iradeyle donatması, bize hem çevremize hem de birbirimize karşı sorumluluklar yüklüyor. İşte bu sorumlulukların en yakından, en sıcak halkası ise ailede başlıyor, sevgili okur.
Evlilik kurumu dediğimiz şey, ailelere öyle derin ve önemli sorumluluklar yüklüyor ki, hayatımızın huzuru adeta bu temeller üzerine kuruluyor.
Eşler arasındaki bu hassas denge, hem dinimizde hem de hukukumuzda kendine yer buluyor. Kur’an-ı Kerim’deki o güzelim ifadeyi hatırlayın: “... Onlar sizin için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz...”
Bu ne demek? Eşler, sadece fiziksel ihtiyaçları değil, aynı zamanda birbirlerinin kusurlarını örtmeli, eksiklerini tamamlamalı, hatta hata ve günahlara karşı birbirlerini korumalı demek! Yani, bir nevi kalkan olmalısınız birbirinize.
Hukuki çerçeveye baktığımızda, Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesi de bu durumu netleştiriyor. Kanun diyor ki: Evlilik birliğinin mutluluğunu el birliğiyle sağlayacaksınız, çocukların bakımına, eğitimine ve gözetimine beraberce özen göstereceksiniz. Aynı çatı altında yaşamak, birbirinize sadık kalmak ve yardımcı olmak ise zorunlu. Gördüğünüz gibi, sorumluluk meselesi tek kişinin omuzlarına yüklenmiyor; tamamen müşterek!
Allah (c.c.) insanları farklı fiziki, biyolojik ve ruhsal özelliklerle yarattı. Bu farklılıklar, ailenin zorunlu ihtiyaçları (barınma, yeme-içme, emniyet) söz konusu olduğunda birleşmeli. Yani, eşlerin ortak sorumluluk duygusu ve iyi niyete dayalı iş birliği şart.
Bu konuda en güzel örneğimiz kim dersiniz? Elbette Peygamber Efendimiz (s.a.v.). O, Veda Hutbesi'nde eşlerin haklarının karşılıklı olduğunu vurgulamış ve “... Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim…” buyurarak bize sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlatmıştır.
Peki, temel sorumluluklarımız nelerdir? Muhabbet, sadakat, fedakârlık, dayanışma, çocukların bakımı ve ailenin geçimi. İşte bu altı temel direk, toplumsal huzur ve güvenin anahtarıdır. Eşler olarak üzerimize düşeni layıkıyla yerine getirdiğimizde hem kendi yuvamız hem de toplum ferahlar.
İnsanlık hâli, aile fertleri olarak hatalar yapabiliriz. Önemli olan, bu hatalar karşısında ne yapacağımız. Birbirinizin hakkını ihlal etmeden, asla şiddete başvurmadan, tam tersine anlayış ve sabırla çözüm arayışı içinde olmak zorundayız.
Aile içi iletişimi nezaketle sürdürmek, birliğimizi ayakta tutan görünmez bağdır. Çünkü aile içi şiddet, maalesef ki o yuvayı dağıtan ve fertleri mağdur eden en büyük düşmandır. Bu acı mağduriyetin tek önleyici ilacı ise sevgi, saygı, merhamet ve sorumluluk gibi değerlerle yaşamaktır.
Son olarak, çok önemli bir sorumluluğumuz daha var: Aile mahremiyetini korumak. Eşler arasındaki özel sırların, içeride kalan meselelerin dışarıya taşınması; sevgi ve saygıyı zedeler, huzuru bozar ve aile birliğine onarılmaz zararlar verir. Unutmayın, o sır, sizin yuvanızın kalkanıdır.
Kıymetli okur, evlilik bir yolculuktur. Bu yolculukta eşler olarak birbirimizin "elbisesi" olmak, elimizi taşın altına koymak ve karşılıklı sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız. Çünkü mutlu ve huzurlu bir aile, mutlu ve huzurlu bir toplumun da ta kendisidir.
NUR GÜL SENA
Kaynak: Temel Dini Bilgiler (İslam-1) Ders Kitabı- MEB