Bugün 18 Mart Çanakkale şehitlerini anmak ve onları hayırla yad etmek, onlara dualar etmek gerekir. Şanlı şehitlerimizin fedakarlıkları ile bugün bu topraklarda güvenle yaşayabiliyoruz.

Gençler, Lise talebeleri, yaşlılar, şehirdeki aydınlar, köydeki emmiler... Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Çerkez'i, Laz'ı, Boşnak'ı, doğulusu, batılısı, güneylisi, kuzeylisi... Adeta teçhizatsız ölme sırasına girip boğaza yapılan çıkartmaların karşısına dikildiler.

Rahmetlik, İstiklal şairimiz bu durumu Bedir harbine benzeterek:

Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar,

Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor;

Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhidi...

Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi... (1)

diye tasvir eder. Verilen mücadelenin zorluğu, mağlubiyet durumunda Müslümanların düşebileceği durumlar açısından değerlendirdiğimizde elbette benzerlikler bulunmaktadır.

İslam adına Sahabe birçok savaşa katıldı ve birçok ölüm kalım durumu yaşadı. Peki, neden Bedir ashabına farklı davranıldı? Peygamber Efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem) Bedir ashabına karşı daha müsamahakar davranmıştır.

Bir gün Hz. Ömer (radıyAllahu anh)'a: "Ne biliyorsun! Belki de Allah (Azze ve Celle) Bedir'e katılanların durumlarına bakmış ve:

"Ne yaparsanız yapın, ben sizleri bağışladım, demiştir." (2) buyurarak onların kıymetini adeta bizlere de duyurmuştur. Peygamberimizin bu kıymet veren davranışına binaen Halifeler de onları maaşa bağlayarak ayrı bir ihtimam göstermişlerdir.

Bedir savaşının diğer ölüm kalım savaşlarından en büyük farkı üzerine tefekkür etmemiz gerekir. Bedir, Hak ile batılın mücadelesi idi. Şu farkla ki Hak - Batıl karşı karşıya gelince; amca - yeğen, efendi - köle, ağabey - kardeş, hatta baba - oğul olarak çıkmalarına rağmen bu mücadeleyi verdiler.

Akrabalıktan, kan bağından ziyade yalnızca Rabbimizin rızasını gözettiler. Aynı memleketten, aynı aşiretten, aynı sülaleden, aynı aileden olanların haklı olduğu değil; aynı Allah'a iman edenlerin kardeş olduğu bir savaştı Bedir.

Bugün biz Müslümanların birbirimizi aynı memleket, aynı ırk, aynı parti, aynı cemaat, aynı derneğe göre değerlendirdiğimizi düşünürsek ve Sahabenin o günkü mücadelesi üzerine tefekkür edersek ancak anlarız Bedir Ashabını.

Kim olursa olsun Rabbimizin hoşuna giden işte yanında olmak, kim olursa olsun Rabbimizin hoşuna gitmeyecek işte karşısında olmak. Batıni üzerinden değerlendirme yapmak, zahiri kısmını gaybı bilen Rabbimize bırakmak.

Niyet okuyuculuğu yapmadan, kimden olduğu ile ilgilenmeden güzel amelin yanında olabilmek. Rabbim bu erdemi bizlere nasip etsin. Amin!

Allah'ın (cc) kulu, Ümmet-i Muhammed'den, kardeşiniz İlyas...

1. Mehmet Akif ERSOY - Çanakkale Şehitlerine

2. Buhari, Megazi 9 hadis no: 3007