Milli kavramıyla eğitim sisteminden her kesimin eşit şekilde yararlanmasını, temel eğitimin her aşamasında eğitimin devlet eliyle bütün vatandaşlara ücretsiz verilmesini; ücretsiz kavramından ise kitap, kırtasiye, servis, personel, yemek ücretlerini ve burada dile getiremediğim diğer girdilerin ücretlerini; herkesin eşit şartlarda yararlanmalarını; imkânı olanlara farklı eğitim sisteminin uygulanmadığı sistemi kast ediyorum.
İşimiz gücümüz eğitim olduğundan gittiğimiz, gezdiğimiz, gördüğümüz yerlerde eğitim sisteminin yapısını ve işleyişini incelemeyi kendime bir görev addediyorum.
Kızımın Finlandiya’ya yerleşmiş olması nedeniyle buranın eğitim sistemini inceleme fırsatını buldum. Ülkemizde, Finlandiya eğitim sistemi hep konuşulup durulur. Ben de hazır Finlandiya’ya kadar gelmişken bu sistemin işleyişi nasıl?
Çocuklara kattığı değerler neler? Konularının incelemesinin yapılmasının yerinde olacağını düşündüm. Finlandiya eğitim sistemi gerçekten övünülecek kadar güçlü ve özel mi? Bu soruların cevabını araştırmaya çalıştım, elde ettiğim verileri okuyucularımla paylaşmaya karar verdim.
Finlandiya eğitim sisteminin içeriğini, işleyişini, öğrencilere karşı yaklaşımlarını, öğretmenlere karşı tutumlarını gördükçe, inceledikçe daha çok fırın ekmek yememiz gerektiği fikri oluştu bende. Elin ülkesinde ki uygulamaları gördükçe hayıflanmamak elde değil.
Finlandiya da okul öncesi eğitim, 1 yaşından itibaren başlıyor, çocuğuna bakma imkânı olmayan ailelerin çocukları bakımından. 1- 6 yaş aralığı bizde ki kreş ve gündüz bakımevi yaşına denk geliyor. Bu yaş aralığında ki çocuklar da kendi aralarına yaşlara göre bölümleniyor.
1-6 yaş aralığı uzun bir yaş aralığını ifade ediyor olsa da her yaş kendi içinde ayrı eğitim sistemine tabi. Bu dönemde öz bakım becerileri, kendini ifade etme becerileri, bağımsız hareket etme becerileri, çevresini sevme, arkadaş edinme becerileri kazandırılıyor.
Yine çocukların bireysel farklılıkları dikkate alınarak, çocuklar yeteneğine uygun eğitime yönlendiriliyorlar.
6-7 yaş aralığında ise ilkokula hazırlık eğitimi yapılıyor. Bu yaş grubunda artık harfleri tanıma, çizgi çalışmaları, kendini ifade etme çalışmaları, bireysel yeteneklerini geliştirme çalışmaları yapılıyor.
7 yaşından itibaren ilkokul 1. Sınıf başlıyor, 6. Sınıfa kadar devam ediyor, 6. Sınıf dâhil.
Öğrenciler okullarda uzun süre tutulmuyor. Çocuğun, zamanını ailesiyle daha çok geçirsin diye ev ödevi yok denecek kadar az. Akademik eğitim okullarda verilirken beceriye dayalı eğitimler başka ortamlarda veriliyor. Her öğrenciye açık büfe yemek, kahvaltı, öğle yemeği ve ikindi kahvaltısı ücretsiz veriliyor.
Defter, kitap, kalem, kırtasiye emvali malzeme, zengin fakir ayrımı yapılmaksızın her öğrenci için yine ücretsiz. Okullar, ev gibi kabul ediliyor. Öğrenciler, veliler ve diğer paydaşlar okullara ayakkabısıyla girmiyor. Öğrenciler, dışarıda farklı okul içinde farklı ayakkabı kullanıyor.
Lise eğitimi, meslek lisesi ve akademik lise olarak ayrılıyor. Ortaokulun sonunda not ortalaması 10 üzerinden 8 ve yukarı olan öğrenciler akademik liseye, 8 ve altı olan öğrenciler ise mesleki liseye gidebiliyor.
Not ortalaması 8’in altında olan öğrenci, akademik liseye gitmek isterse her üç ayda yapılan not ortalamasını yükseltme sınavında notunu 8 ve üzerine çıkarabildiği takdirde o öğrenci de isterse akademik liseye kayıt yaptırabiliyor. Lise eğitiminin kredili sisteme tabi olması nedeniyle liseye kayıt dönemleri standart olmayıp dönemsel olarak yapılabiliyor.
Lise eğitimi gibi üniversite eğitimi de kredili sisteme tabi. Lise bitiminde herkesin girebildiği sınavlar yapılıyor. Sınavlardan yeterli puanı alanlar üniversitelerin kendilerinin yaptıkları sınavlara girmeye hak kazanıyor. Lise bitiminde her dersten ayrı ayrı yeterli puan almak gerekiyor.
Bir dersten yeterli puanı alan bir öğrenci her altı ayda yapılan sınavda, yeterli puanı alamadığı dersten sınava girebiliyor. Burada bireylerin yeterlilikleri ön plana çıkıyor. Sistem bazlı başarıdan çok bireysel başarılar ödüllendiriliyor, bireylerin yeterlilikleri daha önemli kabul ediliyor.
Bütün bunlar incelendiğinde ülkemizde ki eğitim sisteminin çocuklar için çekilmez bir sistemin eseri olduğu, çocuklarımızın değersiz olduğu, çocuklarımızın fiziksel, zihinsel ve psikolojik gelişimlerinin eğitim yöneticilerinin umurunda olmadığı ortaya çıkıyor.
Çocuklarımızın umursanmaz olması insanın yüreğini sızlatıyor. Ülkemizde vergiler toplanıyor ama belli zümrenin konforunu sağlamak için kullanılıyor. Bütün vatandaşların yararlanması için çok fazla sosyal amaçlı kullanılmıyor. Halktan toplanan vergilerden bütün vatandaşlar eşit yararlanamıyor. Bir yerlerde işlemeyen bir sistem var ama sistemin hatasını hep sahipsiz insanlar çekiyor.
ÖZER YILMAZ