Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
İnegöl, sadece bir tarım ve sanayi şehri değil; aynı zamanda kadim medeniyetlerin kavşak noktası olmuş, tarih boyunca önemli dini, siyasi ve kültürel olaylara ev sahipliği yapmış bir yerleşimdir.
Bu yazıda, Roma döneminde İnegöl’ün stratejik ulaşımdaki konumunu, Aryanizm tartışmalarını ve İnegöl kökenli bir figür olan Aziz Thomas’ın dinî tarihteki yerini ele alacağız. Anadolu’nun yollarından inanç sistemlerine uzanan bu serüvende, İnegöl’ün Antikçağ’daki adı Modra ve sonrasında Antiktoma olarak geçen yönlerine derinlemesine bakacağız.
Roma Döneminde İnegöl’ün Stratejik Ulaşımı
Anadolu toprakları, binlerce yıldır yolların coğrafyaya göre belirlendiği bir uygarlıklar beşiğidir. Sıra dağlar, derin vadiler, verimli ovalar ve yaylalar, ulaşım güzergâhlarını belirlemiş; bu nedenle Hititler döneminden itibaren kara yolu ağı büyük ölçüde sabit kalmıştır. Roma İmparatorluğu devrinde bu yollar, hem siyasi hem askerî hem de ekonomik amaçlarla düzenlenmiş ve genişletilmiştir.
Romalılar devrinde İnegöl, antik adıyla Modra, bu yollar üzerinde önemli bir kavşak noktasıydı. Bölgeden geçen iki ana yol özellikle dikkat çekicidir:
-
Hacılar Yolu: İstanbul (Constantinopolis) çıkışlı bu güzergâh; İzmit (Nikomedya), İznik (Nikya), Sarılar (Tuliopolis), Ankara (Ankırya), Tarsus ve Antakya (Antiokhia) üzerinden Kudüs’e (Jerusalem) uzanıyordu. Bu yolun hem dini hac güzergâhı hem de askeri-geçiş güzergâhı olarak kullanıldığı bilinir.
-
Güney Marmara Yolu: Bandırma-Edincik (Kyzikos) çıkışlı bu hat ise Mudanya (Myrlea), Gemlik (Kios), Bursa (Prussa) ve İnegöl (Modra) üzerinden Eskişehir’e (Dorilion) ulaşır ve burada tarihi İpek Yolu ile birleşirdi. Bu yönüyle Modra, Bursa ile Eskişehir’i birbirine bağlayan ve doğuya uzanan ticaret yollarının geçiş noktası olmuştur.
İznik Konsili ve İnegöl Bağlantısı
Romalıların son döneminde özellikle İznik (Nikya) şehri, sadece stratejik bir kale değil, aynı zamanda Hristiyanlık tarihinde dönüm noktası olan olayların merkezi haline geldi. 325 yılında toplanan 1. İznik Ruhani Konsili, Roma İmparatoru Konstantin’in gözetiminde yapıldı ve burada, Hristiyan teolojisinde büyük kırılmalara yol açan Aryanizm tartışmaları yaşandı.
Bu konsil, sadece teslis inancı üzerine yapılan tartışmalarla değil; aynı zamanda İnegöl ile olan dolaylı bağıyla da dikkat çeker. Çünkü konsile katılan ve Aryanizm’in önemli destekçilerinden biri olan Aziz Thomas, Modra (İnegöl) kökenlidir. Bu sebeple, bu dönemden itibaren İnegöl ve çevresine Antiktoma adı verilmeye başlanmıştır. “Antik Toma”, Aziz Thomas’ın kutsallığını yaşatan ve onun fikir mirasını taşıyan bir ad olmuştur.
Aryanizm Nedir ve Aziz Thomas’ın Rolü
Aryanizm, M.S. 4. yüzyılda Mısır-İskenderiye Patriği Arius öncülüğünde doğmuş Hristiyanî bir akımdır. Bu akım, Hristiyanlıktaki teslis (Baba, Oğul, Kutsal Ruh) anlayışını reddeder ve Tanrı’nın “bir”liği ilkesini savunur. Aryanistler, şu düşüncelerle teslisi eleştirmiştir:
-
Baba (Tanrı), tek gerçek ve mutlak güçtür.
-
Oğul İsa, Tanrı tarafından yaratılmış bir varlıktır; onunla eşit ya da aynı özden değildir.
-
Oğul, yaratılmış olduğu için sonsuz değildir; sebep değil, sonuçtur.
-
Kutsal Ruh, Tanrı’dan ayrılamaz; bölünemez ve devredilemez.
Bu görüşler, mevcut İncil nüshalarının yorumlarına dayandırılmış ve “akılcı” bir yaklaşımla desteklenmiştir. Ancak bu düşünceler, İznik Konsili’nde aforoz edilmiş, Arius ve onu destekleyenler sapkın ilan edilmiştir. Bu kişiler arasında yer alan ve İnegöl kökenli olan Aziz Thomas, Aryanizm’in hem savunucusu hem de sembol isimlerinden biri olmuştur. Onun fikirleri ve inançları, yüzyıllar sonra bile teolojik tartışmalara yön vermiştir.
İnegöl’ün Roma dönemindeki adı olan Modra, sadece bir yer adı değil; aynı zamanda yolların, fikirlerin ve inançların kesişim noktasıdır.
Gerek askeri-ticari yolların kavşağında yer alması, gerekse dini fikir akımlarına ev sahipliği yapması, bu şehrin Anadolu tarihi açısından ne denli önemli olduğunu gösteriyor.
Aziz Thomas gibi bir figürün bu topraklardan çıkmış olması ise, İnegöl’ün tarihsel mirasının sadece maddi değil, aynı zamanda düşünsel ve inançsal açıdan da zengin olduğunu kanıtlıyor.
Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!