Selam ile…

Fransız Sorular

Bursa’nın güzel ilçesi İnegöl’den, kalbinde soru taşıyan her okura selam olsun.
İçinden geçtiğimiz çağ, bilgiye kolay ulaşılan ama hakikatin kolay kaybolduğu bir çağ. İslam inancına dair yöneltilen her soru, aslında bir arayışın işaretidir. Bu köşede; önyargılardan uzak, sorgulamaktan çekinmeden, kalbi de aklı da tatmin edecek cevapları birlikte arayacağız.
Kimi zaman “Neden böyle?”, kimi zaman “Gerçekten bu mu doğru?” diyeceğiz. Her soruyu ciddiye alacağız, çünkü biz inanırız ki soru sormak, bilginin kapısını çalmaktır.

 Bu başlığı atmamızın iki sebebi var. 
Birincisi, öğrencilerim tarafından sorulan, içinde saçmalık temalı, absürt diyebileceğim tarz soruların bize Fransız oluşu. 

İkincisi, gerçekten Fransa'nın toplum mühendisliği babında gayretlerinin yadsınamaz mahiyetteki gerçekliği...
bu konuda yatırımları akıl almaz derecede sizi şaşırtabilir. Nice köşe yazarları, akademisyenler, mütedeyyin diye zannedilen ah o monşerler.. Fransa'daki vakıflardan ne teşvikler alıyorlar. 
Bu sebeplerle, soruları "Fransız Sorular" başlığı altında toplamak istedik. 

Bu sorular özellikle Hristiyan dünyasında  dindar hırisyanların inançlarını bozmak, kilisenin, papazların tahtını al aşağı etmek üzere soruldu. 
Ateizm kurgusuyla bilimi din ile karşı karşıya getirdiler. İslam'la alakası olmaksızın ortaya çıkartıldı. Zira o dönemin parlayan yıldızları 
müslüman bilginlerinden bahseden yok tabii. 

O dönemlerde Hristiyanlık alemi bilimsel çalışmaları tasvip etmiyor ve İncil'in tercümesine de yanaşmıyordu. Nihayetinde baş kaldıranları aforoz ediyor, giyotin silahıyla başları gövdesinden ayırıyordu. 

Bu sorular papazların iktidarını sallamak kurgusuyla inceden inceye hesaplarla yazıldı. 
Hedeftekiler günün sonunda kiliselerine kapanmaya mecbur kaldılar.
Bu sorular özellikle Hristiyanlık dünyasında geçerliliğini sürdürmüş ve kiliseye çökertmek gayesiyle bu sorular özellikle Dizayn edilmiştir Batılın işi bitermi bitmez elbet. Yeni planlar ve sorularla geldiler. Ülkemiz gençlerine  benzer sorularla gençlerin akıllarına, şüphe tohumları saçtılar. 
 Fransa'dan başlayan bu soru sormaların gayesi öğrenmek değil elbet şüpheler oluşturarak imanları zayıflatmak ve yıkmak üzerinedir. 
Çıkış noktalarına bakıldığında ki aslında Hristiyanlık adına başlatılan yıpratmaydı bu. 
Tabii olarak bu sorular cevaplanacak. 

 Bu tarz sorulara, muhatabımızın inancı zayıf ise yada inançsız da olabileceği varsayımından hareketle sorunun cevabını  ayet ya da hadislere dayandırarak cevap vermek doğru olmaz. 
O sebeple onların anlayacağı dilde daha mantıksal çerçevede ya da hayatın içinden cevaplarla sorularını cevaplamaya gayret ederiz. 

Fransız sorular başlığı altında seri olarak devam edecek bu sorulara ve cevaplarına yer verme niyetiyle yazımıza başlıyoruz. 
Bu yazılarımızı sizlerle buluşmasına bizi teşvik ederek vesile olan sevgili Ayhan Bayraktar'a ve Özgür Yıldırım'a  teşekkür ediyorum. 

Soru : Neden bir yaratıcıya inanmak mecburiyetindeyiz? 
Biz yaratılmış olanlarız, yaratılmış olduğuna inanan insan bir yaratıcıya tabi olacaktır. Bir inancı, bir dini olacaktır. 
Ateist, deist arkadaşım sen tesadüflere, büyük patlama diye bilinen Big Bang teorisine inanabilirsin. Herkes bir şeylere inanır, bu da bizim ortak noktamız. 
Biz ise sadece büyük patlamayla değil büyük bir ışımanın sonundaki büyük bir patlama ile evrenin yaratıldığını ifade ederiz. 
Kimileri  Evrim teorisine göre başlangıcı kabul eder. Bizler ise Cenab-ı Hakk'ın yaratmasıyla ilk insan ve peygamber Hz Adem (as) Efendimiz ve eşi Hz Havva anamızdan geldiğimize inanırız. İnanma noktasında  ikimiz de aynı noktadayız. İkimiz de inaçlıyız. 

Ali YORAN