Kullanacakları kuklaları iyi tesbit etmişler. Kökeni, dini, mezhebi, dünya görüşü farklı olanları belirlemişler. Bunun yanısıra zaafları olanları, dünyalık hırsları olanları da belirlemişler. Bu bilgileri bazen açık kaynakları kullanarak, bazen ajanları vasıtasıyla, bazen parayla satın aldıkları işbirlikçileri, bazen de ülkeler yolladıkları araştırmacı, arkeolog, bilim insanı, gazeteci, din adamı gibi kılıklara bürünen istihbarat elemanları aracılığıyla elde etmişler.
Örneğin, Osmanlı'ya son dönemlerinde gelen bilim insanlarının, arkelogların bir kısmı tamamen egemen güçlere bilgi sağlayan kişilerdir.
Örneğin pek çok İslam ülkesinde ve Osmanlı'ya isyan eden bazı Arap kabileleri arasında, din adamı kisvesi altında, yıllarca hatta onlarca yıl faaliyet yürüten ajanlar vardır ki, bunların en meşhuru Lawrence'dir.
Günümüzde ise; televizyon, gazete, dergi, (a)sosyal medya, ve genel ağ gibi iletişim imkanlarını da, geleneksel yöntemlere ilave olarak, kullanmaktadırlar. Ayrıca emperyalizmin askerleri olan terör örgütleri ve terörist yapılar da, emperyalist oyunların hem kuklalığını hemde istihbarat elemanlığını yapmaktadırlar. Kullanılacak bu kadar kukla olunca, hedef ülkelerde emperyalist oyunları sergilemek çokta zor olmamaktadır.
Osmanlı'dan Hindistan'a, Amerika'dan Kore'ye kadar hemen her yerde bu kuklalar kullanılarak yüzlerce yıldır sömürü düzeni ve siyonist planı işletilerek, ülkeler parçalanmakta, kontrol edilmekte ve yönlendirilmektedir.
Bu emperyalist oyunlarda kuklalık yapanlar zaten menfaatperest işbirlilçilerdir. Fakat peşlerine taktıkları kitlelerin büyük resmi görmemesi için her türlü manipülasyonu ve algı operasyonlarını devreye sokmaktadırlar. Dünyadaki kirli oyunların sahnelenebilmesi için yalan, iftira, suni gündemler oluşturma, tehdit, şantaj gibi çirkeflikleri sürekli sergilemektedirler.
Menfaat için bu emperyalist oyunlarda kuklalık yapanlar her zaman korunmaktadırlar. Onlara hizmet edenler ne suç işlerse işlesinler, onlara toz kondurmamak için ajanıyla medyasıyla tüm emperyalistler harekete geçmektedirler. Bu şekilde, değişik ülkelerdeki nice işbirlikçilerini kahraman gibi lanse ederek toplumları uyutmuşlar; Malcom X'in dediği gibi "siyahı beyaz, beyazı da siyah diye" yutturmuşlardır.
Bulundukları ülkelerde emperyalist kuklaları olanlar, onların peşine takılanlar, emperyalist batıya hayranlıkları ve aşkları yüzünden gözleri kör olan mandacılar; akademik, siyasi, ekonomik, medyasal köşe başlarına oturtularak müstemleke düzenine bekçilik yaptırılmışlar, tepe tepe kullanılmışlar, bunun karşılığında da dünyalık menfaatler elde etmişlerdir.
Hemen belirtelim, bu şekilde davranıp emperyalizme kuklalık yapanlardan, mesela Osmanlı'ya ihanet edenlerden hiç birisi bugün hayatta değiller ve uğruna batıla hizmet ettikleri dünyalık servetleri öbür dünyaya onlarla birlikte gitmedi. Bugün de üç kuruşluk dünya menfaati için batıl emperyalistlere hizmet edenler, yarın bu dünyadan gideceklerini hesaba katara; öbür tarafta makamın, altının, doların, paranın, şöhretin, (a)sosyal medyadaki tıklanmaların bir işe yaramayacağını düşünüp dünyaya tapmaktan vazgeçmelilerdir.
Emperyalist - Siyonist oyunlarda ve zulümlerde piyonluk ve kuklalık yapanlar, pek çok ülkenin yüzleşmesi ve kurtulması gereken en büyük prangadır.
Ve dünyanın rezil düzenini değiştirmek için, dünyaya insanlık vicdanının hakim olması için yapılması gereken öncelikli işlerden biri bu kuklalardan, piyonlardan, işbirlikçilerden kurtulmak ve böylece emperyalistlerin gücünü kırmaktır.
MEHMET ARİF SELİM