İçimizdeki İrlandalılar sözünü bilirsiniz. İçimizdeki Fransızlar,İngilizler, Amerikalılar olarak değişik şekillerde de söylenir. Değişik şekillerde söylenir çünkü; yaklaşık ikiyüz yıldır, değişik coğrafyalarda ve değişik zamanlarda batılılar içimizdedirler. Bazen doğrudan elemanlarıyla, bazen ise içimizden ayarttıkları kuklalarıyla.

On iki gün süren İran - İsrail çatışmaları yaşandı. İsrail uçaklarla, insansız hava araçlarıyla saldırdı, 600'den fazla İranlı sivili öldürdü. İran füzelerle karşılık verip Telaviv, Hayfa gibi yerleri vurdu ve otuza yakın İsrailli öldü. İsrail'in hava savunma sisteminin (Demir Kubbe) efsaneleştirildiği gibi aşılmaz olmadığı görüldü.

Tiyatro muydu, gerçekten çatışıyorlar ve birbirlerinin varlığına meşrutiyet mi kazandırıyorlar ayrı bir konu. Fakat, nerde masum bir insan ve müslüman ölüyorsa onun karşısında durmamız insaniyetin ,vicdanın ve müslüman kardeşliğinin gereğidir.

İsrail kudurmuş köpek gibi her yere saldırıyor. Arkasına ABD'yi ve tüm batılı devletleri alıyor. İran'a saldırken siyasi, askeri ve ekonomik olarak yine tam destek aldı. Saldırken bahanesi "İran nükleer silah yapmak üzere" iddiasıydı. Tıpkı ABD'nin Irak işgal bahanesinin "kitle imha silahları var" demesi gibi. Sonradan ABD ve İngiltere bunun yalan olduğunu, saldırmak için yalan istihbarat raporları hazırladıklarını itiraf ettiler.

İran'ın yeraltı tesislerini vurmak için ABD doğrudan İran'a saldırdı ve o sığınakları bombaladı. Ardından da "İran'ın nükleer silah geliştirme imkanını yok ettik, şimdi barış zamanı" dedi ve ertesi gün ateşkes yapıldı. ABD'deki siyonistler ve silah lobisi yani küresel çete (Derin Dünya Devleti) ABD başkanının aksine "hayır o tesisleri yok etmediniz" diyorlar. ABD' de küreselcilerle ulusalcıların mücadelesi her olayda net olarak ortaya çıkıyor. Mücadele bu kadar açığa çıktığına göre gitgide sertleşecek ve kafalar uçmaya başlayacak demektir, bu da ayrı bir mevzu. Beter olsunlar.

Ve bir diğer mevzu; İçimizdeki hainler meselesini bir kez daha gördük İran'da.On iki günlük İran -İsrail çatışması sırasında. İran Genel Kurmay Başkanı ve yirmi üst düzey komutan ile on beş nükleer bilim insanı da öldürüldü. Ve bu kadar üst düzey insan İran'ın içinden suikastlerle öldürüldü. Demekki MOSSAD ve CIA, istediği gibi cirit atıyor İran'ın içinde. İran yaklaşık 700 ajanı yakaladığını açıkladı bu on iki günde. Anlaşılan, nasılki bizdeki FETÖ ve PKK gibi kuklalar siyonist ve emperyalistlere uşaklık yapıyorsa İran içinde de böyle bir yapı var ve rejimin her yerine sızmışlar. Zaten ne çektiysek özellikle son iki yüz yılda, içimizdeki bu siyonistler yüzünden çektik büyük oranda. Özellikle son bir iki yılda Türliye'de Mossad'a çalışan pek çok kişinin ve yapının çökertilmesi, MİT'in bu konudaki operasyonları olmasaydı, FETÖ ve içimizdeki bu siyonistler kimbilir neler yapacaklardı bu süreçte. Allah devletimize zeval vermesin.

Ve işin asıl boyutu...İsrail denen lainler "va'dedilmiş topraklar" a kavuşma hedefiyle azdıkça azıyor. Hiç bir hak hukuk, uluslararası kural falan da dinlemiyor. Açlıktan ölümler başlamak üzere Gazze'de. Bir avuç yardım almak için toplanan masum insanlara ateş açıyorlar ve her gün onlarca sivil insanı kadın çocuk demeden katlediyorlar. Katlettijleri imsan sayısı 55 bini geçti. Dün medyaya yansıyan iğrenç bir haber vardı, yardım diye verilen un çuvallarının içinden uyuşturucu hap çıkmış. Bu kadar pisleşmiş bir güruh var karşımızda. Emperyalistler İsrail'i, İsrai ise kontrolüne aldığı peryalist devletleri kulalanarak, dünyayı kıyamete sürüklemeye çalışıyorlar.

Bu kadar oyun, tiyatro, zulüm varken hala bir Türk - İslam birliği kuramıyorsak buda bizim çapsızlığımızı gösteriyor. Vede içimizdeki siyonistlerin ve emperyalistlerin içimize ne kadar nüfuz ettiklerini ve müslümanları da büyük oranda kontrol altında tuttuklarını da göstermeye yeter sanırım.

Lanet olsun zalimlere, selam olsun zalime karşı fikren ve fiziken karşı duruş sergileyenlere. Selam olsun Gazze'ye, selam olsun Hakk'ın sesi olmaya çalışan Türkiye'ye...

MEHMET ARİF SELİM