0312 ile başlayan bir numara ardı.
Konuşan hanım efendi; T.C. Cumhurbaşkanlığı sarayından aradığını söyledi.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’nın benimle görüşmek istediğini, çarşamba günü saat 15.30 da randevu oluşturacaklarını söylediler.
Allah biliyor ya, biran çok heyecanlandım.
Sayın cumhurbaşkanı hangi konuda ve neden görüşmek ister ki diye sordum.
Efendim biz bilemeyiz. Sizinle özel görüşmek istediğini söyledi.
İl etapta beni birisinin işlettiğini düşündüm.
Sonra ki konuşmanın devamında doğru olduğuna kanaat getirdim.
Beni bir heyecan sardı.
Hediye olarak İnegöl köftesini götürmeyi düşündüm.
Başka ne yapmalıyım diye düşünürken,
İnegöl ile ilgili bir dosya sunmak aklıma geldi.
Ve hemen dosyayı hazırlamaya başladım.
Sayın Cumhurbaşkanım!
İnegöl 20 senedir size en güçlü şekilde destek verdi.
Fakat hak ettiği gibi temsil edilmedi ve ilgi görmedi.
İnegöl’ün sorunları bir türlü çözülemiyor.
Her açıdan İnegöl yeterince iyi yönetilmiyor.
En başta gelen sorunlarımız şu şekildedir.
Öncelikle madde bağımlılığının her geçen gün çoğalması, ulaşım, hava kirliliği, altyapı yetersizliği, trafik sorunu, sosyal alan ve yeşil alan yetersizliği, çevre düzensizliği, oyun alanı eksikliği, bakım hizmetlerindeki eksiklik, kiraların yüksekliği, temiz olmayan içme suyu sıkıntısı, eksik otopark sorunu, genel temizlik, mezarlıkların bakımsızlığı, çarpık kentleşme, sağlık,
İnegöl’ün birçok yolunun delik deşik olması, alt yapıdan dolayı İnegöl’e gelen suyun yaklaşık % 60 nın borulardan kaybolması, her an başımıza çökecek binaların sorunu, çevre ve hava kirliliğinden dolayı onkoloji bölümünün acilen gerekliliği, Çarpık fabrikalaşma, mobilya sektörünün durumu, yerleşim yerlerine fabrikaların yapılması, Tarım arazilerinin içine fabrika yapılması, mobilya organize sanayi bölgesinin alt yapı ve asfalt sorunu, yeni İnegöl ve alanyurt yerleşim alanlarının çevre ve cadde düzenlemelerinin yetersiz oluşu, İnegöl de ki belli bölgelerin görsel olarak düzenleme eksikliği, yeni okul ve derslik ihtiyacı gibi…
Kendime göre İnegöl’ün sorunlarını oluşturan bir dosya hazırladım.
Randevuya geç kalmamak için hızlıca evden çıktım.
Aklımda tutamadığım devasa ihracat rakamlarını oluşturan, bilmem dünyada kaç ülkeden gelen iş adamlarının kullandığı, sanayiden geçerken aniden bir çukura girdim.
Başımı aracın tavanına çarpmanın acısıyla yatağımdan sıçradım.
Meğerse bu bir rüyaymış.
Rüya ile amel edilmediğini duymuştum. Ama rüyaları yabana da atmamak lazım.
Bunun bir rüya olduğuna sevineyim mi yoksa üzüleyim mi?
Bu rüya hayır mıdır yoksa şer midir?
Bilemediğim için, Karar veremedim.