Rivayettür: Yusuf peygamber -aleyisselâm- bir kimesneyi (kendisine) vezir edinmek diledi.
Cebrail –aleyhisselâm (ona) geldi ve ayıttı (ve dedi ki):
- Hak Teâlâ buyurdu kim anı vezir itmeyesün; (onun yerine) filan kişiyi ihtiyar (edip seçip) vezir edesin (dedi)
ve ol kişiyi, (Yusuf peygamberin huzuruna getirerek) hazır itti.
Görse ki (baktı ki Yusuf peygamber, huzura getirilen kişinin gözü), hîverdür (yani: şaşıdır).
(Bunun üzerine cevaben dedi ki): “Ya Cebrail! Bu kişi, layık değüldür, vezir olmağa…
(Zira O’nun gözü şaşı ve de) hîverdür;
(bunun üzerine) Cebrail ayıttı: - Ya Yusuf, bu kişiye noksanı ile bakma. (Çünkü ) bu kişinin (senin) üzerinde ihsanı var (dur dedi ve)
Cebrail ayıttı; (ve Yusuf peygamberi uyardı.
CevabenYusuf peygamber dedi ki): Bu kişinin (benim) üzerimde nice hakkı ve ihsanı vardur (olabilir?).
Cebrail, ayıttı ki: bu kişi, şol kimsedür kim Zeliha, senin kamîsın (gömleğini) yırttığında ol vakıt peşinde (duran ve lehinde) senin için şehâdet eden kişidür.
Ol demde şehâdeti makbûl idi. (öyle ise) şimdi vezir olmaklığı(da) makbûl olup (vezârete) lâyık olmaz mı?
Zira ol demde onun (yaptığı doğru şehdet) sebebiyle (sen), halâs buldun. (Şüphesiz bu gerçeği öğrenince) Yusuf peygamber, ol demde anı, vezir eyledi.
GÜNCELLEŞMİŞ ÖZET YORUM:
Bu kıssa ile Kasım Efendi, bizlere Hz. Yusuf’un şahsında yönetici olacak kişilerin, birlikte hizmet edeceği kişileri seçerken, nelere dikkat etmesi gerektiğini beyân etmiştir.
Ehil olmakta şehâdetin, vezârete denk tutulduğu; adaletin ve hakkın tecellisine vesile olan şehâdetin, Allah katında kişiye, vezaret yolunu açaçak değerde olduğu ifade olunmuştur. (R. Akakuş)
RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan
Ayhan Talha Bayraktar