(Yüce Allah (c.c), Ahzâp Sûresi’nin 41-42 nci âyet-i kerîmelerinde şöyle
buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’ı çok çok zikredin. O’nu, sabah-akşam ve günün her saatinde ve her türlü şart altında tesbîh edin! O’nu yüceltin ve her tür noksanlıklardan O’nu uzak tutun.”
(Âyet-i Kerîme meâlinde görüldüğü üzere): Allah (c.c.) buyurur: “Beni lisanla
çok zikredin ki hem de her hâlükârda beni, anın… (Burada “Her hâl-ü kâr” terimini açmak gekirse şöyle denebilir):
İnsanın, dört hâli vardur:
a) İtâat hâli;
b) Mâ’siyyet hâli;
c) Nimet hâli;
d) Şiddet ve sıkıntı hâli.
Kişi ki tâatte ola… Gerektür ki (bu kişiye) ihlâs ile zikrede… Ve hem Hak Teâlâ’dan dileye kim (zikrini) kabûl ide… Ve eger (şâyet) mâ’siyette ola… (o zamanda) mâ’siyetten imtinâ itmiye (azm ede ve (bu şartla) zikrini yapa..
Ve eğer (şâyet) nimette ola… (o zaman da) şükürde (kararlılık göstererek azimle) zikir ide.
Ve eger (şâyet) şiddet ve sıkıntıda ola… (o zaman da karşılaştığı darlığa ve sıkıntıya) sabır itmek ve bunda kararlı olmakla zikir ide…
İşte her “Hâl-ü kârda” Allah’ı, zikretmenin yorumu, böyledir.
Rivâettür:
Resûlüllah -sallallahü aleyhi ve selemden rivayet olunmuştur:
“Gerçekten kalpler de demirin paslandığı gibi pas tutar. Cilâsı nedir? Ya Resûlellah (diyenlere Resûlüllah -sallallahü aleyhi ve selem- buyurdu ki: O’nun cilası), “Zikrüllâh”tır Yani: Allah’ı zikirdir.
Rivâyettür: Resûlüllah –sallallahü aleyhi ve selem- buyururlar ki “Kalpler paslanur nice kim demür de paslanur. Dinüldü ki Ya Resûlellah! Bunun cilâsı, nedür? Yani: Silgisü nedür ki pası, anunla gider? Peygamberimiz (s.a.v.s.) ayıttı: (Onun silgisi ve cilası), “Zikrüllah” tır.
Rivayettür: “Tilâvet-i Kura’n” da gönüllerin pasını siler Gerektür kim kişi,
“Lâ-ilâhe illallâh” kelimesini çok ide… (Bir diğer ifade ile Tevhid inancına dayalı olarak Kur’an-ı Kerîm’i, ibâdet şuûru içinde Okuya. Bunu) ihtiyâr elde iken (yapmalı; zira) gafillere, ölüm gelir ol demde tahattur ider (hatırlar) kim bir kerre (olsun) “Lâ- ilâhe illallâh” diye…. (Fakat) diyebilmeye…
(Bu nedenle) Ey gafil insan! Hak Teâlâ seni, bu mülke ve dünyaya kulluk içün saldı. Kani kulluk? Kulluk olmayınca (gafletten) uyanamazsın Son pişmanlık da ıssı vermez; (yani: fayda vermez).
Güncelleşmiş Özet Yorum: Yukarıda meâli verilen Ahzap Sûresi’nin 41 ve 42 nci âyet-i kerîmelerinde ön görüldüğü üzere mü’min kişi, Allah’ı çok çok zikretmelidir. Zira hadis-i peygamberîlerde beyân olunduğu üzere Allah’ı zikir, kalbin pasını siler ve onu cilâlar.
Hele “Tevhid Kelimesini” söyleyerek bu iman temeline dayalı olarak
Kur’an-ı Kerîm tilâvetinde bulunursa, kendisine ölüm sarhoşluğu geldiğinde de “Lâ-ilâhe illallâh” demeyi hatırlar ve cennete girmeye hak kazanır. Aksi halde gaflet içinde bulunursa son demde “Kelime-i Tevhidi” söylemeyi hatırlayamaz ve cennete girmekten de mahrum kalır.