Rivayettür: Ebüdderdâ-radıyallahü anhü- aydur ki Resûlüllah -sallallâhü aleyhi ve selem- Hak Teâlâ’dan rivayet eder; ve bu kudsî hadiste):

Hak Teâlâ, buyurur kim:

“Men talebenî vecedenî ve men talebe gayrî, lem yecidnî”

“Her kim,beni talep ederse bulur; fakat her kim gayrı talep ederse (benim iznim olmadıkça onu da bulamaz) beni de bulamaz.”

(Gerçek şu ki: Talep edileni bulmak için sadece) talep (yeterli) olmaz. İllâ muhabbet

ile (olur); “Anmak” da sadece talep ile olmaz.

İllâ (onun için de yine) muhabbet gerekli olur. Çünki kişi, neyi severse anı, çok anar.

“Men Ehabbe Şey’en Kessera Zikrehû” (denir; yani: Kim bir şeyi severse onu çok çok anar ve dilinden hiç düşürmez)

Görmez misin ki (aşırı mahabbet yüzünden) Ya’kub peygamber – aleyhisselâm ile (oğlu) Yusuf peygamber -alehisselâm- ne yavuz hallere düştü.

(Yakup –aleyhisselâm’ın ağlamaktan gözleri, görmez oldı ve bir gün şöyle ayıttı!

- Ah! Yusuf Ah!... (Cevâben Allah ), ayıttı ve dedi:

- Ne oldu sana? Yusuf içün (bu kadar çok) ağlar durursun? Hak Teâlâ, sana selâm kıldı ve ayıttı:

- Senin gözünü görmez ideni anarsın da sana o gözü vereni niye çok anmazsın?

Ey Ya’kûb! Üç kereYusuf dedin (bir kere olsun Allah denmedin!) Eger (içtenlikle) bir kerre:

- Yâ Allâh! BanaYusuf’un yüzün göster disen anı, sana ben, gösterir idim. (Hatta) eger o, ölü (bile) olsa anı diri kılur idim.

GÜNCELLEŞMİŞ ÖZET YORUM:

Hz.Yakub ve oğlu Hz.Yusuf örneğinde görüldüğü üzere kişiye karşı duyulan mahabbet, Allah’a olan mahabbeti gölgelediğinde belâ ve mihnet, getirmektedir.

RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan

Ayhan Talha Bayraktar