Tarih önümüze koyduğu verilerle geçmiş, bugün ve gelecek arasında bir köprü kurmamızı sağlar. Tarih, özelde insanın genelde insanlığın bir hatıra defteridir. İbni Haldûn, tarih felsefesinin kurucusu ünlü filozofun, “Tarih tekerrürden ibarettir” düşüncesi doğrultusunda ortaya koyduğu devletin döngüsel olarak geçirdiği aşamalar ilginçtir: Birinci aşama zafer dönemidir. İkinci aşama istibdat devri, Üçüncü evre ferah,dördüncü evre huzur ve barış dönemi,beşinci aşama ise israf dönemi olarak hükümdar ve çevresi israfa karışır. Bu durum devlet düşmanlarını mutlu eder. İsrafın arttığı bu dönem nihayetinde devletin mağlup olmasıdır. Bu durum döngüsel olarak devam eder.
Sanayi devrimini gerçekleştiremeyen ülkeler ise gelişmiş ülkelere yetişebilmek amacıyla, öncelikle gelişmiş ülkelerin toplumsal, hukuksal ve yönetsel yapılarını örnek almıştır. Osmanlı Devleti 16. yüzyılda kendi iç bünyesine uygun bazı reform çalışmalarını yaptığı görülmektedir. Bu reform çalışmaları içinde ilk yazılı reform olma özelliği taşıyan ve padişaha öneriler sunan Koçi Bey Risalesi önemli bir yer tutmaktadır.
Koçi Bey XVII. yüzyılda yaşamıştır bu dönem devletin idaresinde ortaya çıkan aksaklıklar, saray çevresi, isyanlar, devlet adamlarının yetersizliği, ekonomik sıkıntılar, Osmanlı’nın zor durumda olduğunu ve gelecek için pekiyi umutların görülmediği bir dönemdir .Koçi Bey Risalesi Sultan IV. Murat ve Sultan İbrahim’e verilen iki risaleden oluşmaktadır.
Koçi Bey risalesinde, “Evvelce Beylik ve Beylerbeyilik ve diğer padişah memurlukları memleket idaresinde iş görmüş, emektar, doğru ve dindar kimselere verilip, karşılığında bir akçe ve bir habbe rüşvet ve bahşiş alınmazdı. Bilhassa sancak beyleri ve beylerbeyleri yirmişer, otuzar yıl yerlerinde kalırlardı” tespitinde bulunmuştur. Divan-ı Hümayun’da görevli memurların önceden sahip oldukları nitelikleri şöyle belirtmektedir; “Şanı yüksek divan katipleri, eli kalem tutan yazı erbabı, kanun bilir maharetli ve etraftaki hükümdarlara mektup yazmaya muktedir kimselerdi. Defter-i hakani ve Maliye katipleri bilgili, doğru, şuurlu ve sadık olanlardı. Dergah-ı ali çavuşları tecrübeli işbilir, etraftaki hükümdarlar yanında elçilik yapmaya kudretli olan kimselerdi”. Koçi Bey, devlet yönetiminde meydana gelen bozuklukların esas sebebinin “rüşvet” olduğunu “Bu kadar karışıklık, fitne ve fesada, halkın ve memleketlerin harap olmasına, hazinelerin ve malların azalmasına sebep, rüşvet şeytanı olmuştur” şeklinde belirtmiştir.
Koçi Bey’in devlet yönetimi ile ilgili tespitleri; Yüksek dereceli memurluklara yapılan atamaların kişilerin liyakatlerine bakılmaksızın yapılması. Atamaların sarayda padişaha yakın çevrelerin ön plana çıkarak rüşvet karşılığı yapılması, Memurların görevdeki başarılarının göz ardı edilerek, çekememezlik ve kıskançlıklar sonucu çıkarılan dedikodular ile haksız yere görevden alınmaları, Rüşvetin devletin tüm kademelerinde yaygınlaşması.Koçi Bey halkın içinde olduğu kötü durumu şöyle anlatmaktadır; Vergi artınca halka zulüm ziyade olup, alem harap olmuştur . Vergilerin artan masrafları karşılamak amacıyla artırılması, Vergisini veremeyen halk üzerinde yöneticiler tarafından baskı uygulanması, olarak belirtebiliriz.
Koçi Bey bilim adamlarına büyük değer vermektedir.Ancak 1594 tarihinden itibaren uygulanan düzenin bozulduğunu, Sık sık görevden almalar karşısında şeyhülislam ve kazasker, kadı gibi görevlilerin devlet büyüklerine karşı dalkavukluk yapmaya mecbur kaldıklarını, padişah huzurunda doğruları anlatmaktan çekindiklerini ve herkesin hatırını güzel tutmaya çalıştıklarını belirtmektedir. Şeyhülislam ve kazaskerlerin faziletli, bilgili insanlardan seçilmemesi, Kazaskerlik, kadılık ve mülazımlık görevlerinin para karşılığı satılması, Cahil ve yetersiz kişilerin hatır gönül ilişkisi içinde bu görevlere gelmesi, Cahil ve yetersiz kişilerin kararlarının adaleti sağlayamaması sonucu bu kişilerin sözlerine ve kararlarına karşı konulması, olarak belirtebiliriz. İbni Haldûn, “Tarih tekerrürden ibarettir” derken II Abdulhamit Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor! Der. Sizce kim haklı? Sağlıklı günler iyi haftalar dilerim