Yıllardır konuşulur dururdu ve korkulan oldu su sorunu kapımızı çaldı. Şimdilik tarımsal alanda sıkıntı yaşatacak gibi görünse de ilerleyen yıllarda içme suyu sorunuyla da karşılaşma ihtimalimiz var.

Bunlar ihtimalin ötesinde öngörü olarak yıllar öncesinden Birleşmiş Milletlerin raporlarında kendine yer bulan olasılıklardı, şimdi bizi üzen gerçekler olarak yerini aldı yaşamımızda.

Ders Kitabi Su Sorunu Gencgazete

Yukarıda görseli verilen bilgi 2006 yılında Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanmış ve yaklaşık 15 yıldır Lise 12. sınıflarda okutulan Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi kitabından alınmıştır.

Burada 2025 yılı Türkiye için su sıkıntısının başlayacağı yıl olarak verilmiş. Ayrıca olmamasını dileyeceğimiz bir tahminleri de Fırat ve Dicle yüzünden Türkiye’nin komşularıyla 2040 yılında savaşma ihtimali raporda yer almıştır.

Su için neler yapılabilir. Öncelikle İnegöl Ovasının önemli bir kısmı Babasultan Barajından su almaktadır. Barajın su tutmadığı daha Şubat Mart aylarında belli olmaya başladı. Baraja su taşıyabilecek dereler barajı besleyen derenin yakınından boşa aktı durdu.

Karadere suyu BAbasultan barajını besleyebilirdi. Baraj daha da dolardı. Şimdi bitme noktasında. Karadere suyu, Kazancı Deresi Babasultan barajını beslemek için kullanılsaydı baraj Hamzabey Barajından daha fazla su tutardı. Bu dereleri birleştirmek o kadar zor olmamalı. Bunları kıştan beri köylüler konuşuyor, YETKİLİLER neden bunu görmediler..

Sularımız madem azaldı önlem olarak 2. ürün için sınırlama getirilebilirdi. Nasıl getirilecek? Bunu da tarımsal sulama alanı yetkilileri adil bir çözümle halledebilirlerdi.

Benim aklıma gelen en kestirme yol 1. ürün için başvuran ÇKS sahibi çiftçilere 2. ürün için ½ izin verilmesi yani ilk ürünün yarısı kapasitede ekim izni verilmesi. Ya da suyun durumuna göre 2. ürün için daha az ya da daha fazla izin verilebilirdi.

Şimdi ÇKS sahibi çiftçilere mesaj geldi su kesilebilir diye. 2. Ürünler ekileli 15 gün oluyor neredeyse ve Genç Gazete bu durumu haber de yaptı. 2. ürünler ekildikten sonra ekmeyin demek yerine ikinci ürün ekilmeden bunun planlaması yapılmalıydı.

Ayrıca yıllık ürün ekenlere de su verilmeyecek. Meyve bahçeleri ki yıllara yayılan ağaçlar var bunlara da mı su verilmeyecek?

Planlama, öngörü hep dışarıdan bekleyeceğimiz bir durum değil. Bizim kendi yaşadığımız yeri gözleyip planlar yapmamız gerekir. Bunun yetkilileri bunu şimdiye kadar neden yapmadılar?

Ayrıca var olan suyumuzu nasıl koruyacağız? Havalar çok sıcak ve ısınma buharlaşma gittikçe artacak. Barajların üzerine ısınmayı engelleyecek aparatlar koymalı.

Bunlar güneş elektriği panelleri olursa hem suyu korumuş hem de elektrik üretmiş oluruz. Bu bir öneri. Başka öneriler de gelirse yaşadığımız ya da yaşayacağımız su krizlerine karşı daha sağlıklı önlemler almış oluruz.

Tarihçi

İsmail Polat