Kantine giden öğretmenler ve okul çalışanları yeterince gözlem yapıyorlar mı ve bu gözlemlerini paylaşıyorlar mı? Bilemedim.
Bir veli olarak yaptığım gözlemlere göre okul kantinleri bazı marketlerden pahalı. Çocuğuma anaokulundan beri içmesi için süt, çikolatalı süt, su vb. hem kantinden hem de cadde üzerindeki marketlerden alıyorum.
Okul kantinleri örneğin öğretmenevinden hastahaneye giden cadde üzerindeki marketlerden pahalı. Su en önemli ihtiyaç maddesi ve okul kantininde bu belirttiğim hat üzerindeki marketlerden pahalı. Rumeli derneğinin karşısındaki su satış merkezi yarımlık suyu 3,5 liraya satıp kar elde ediyor aynı su okul kantinine girdiğinde 8 lira.
Asıl sorunumuz öğrencilerimizin karnı yeterince doyuyor mu? İnegöl belediyesi hayırlı bir iş yaptı. Gastro Lokantasını açtı. Okullar bölgesine yakın olması nedeniyle öğle yemeklerinde bir çok öğrenci yemek yiyor. Belediyenin bu lokantası aynı civarda ucuz olması ile bilinen lokantalardan daha ucuza çorba satıyor.
Öğrenciler burada bir tas çorbayı birkaç dilim ekmekle ve ekmeği çorbayı banarak yiyorlar. Bir öğretmen arkadaşımla her öğle yemeğinde bunu gözlemliyoruz. Yani öğrenciler açlar ve okul kantinleri öğrencilerin açlığını doyurmuyor, pahalı ve de beslenme ilkelerine uygun beslenebilecekleri bir yemek çeşitliliği yok. Sosisli, patatesli yarım ya da tam ekmek arası yemekler.
MEB öğrencilerin beslenme sıkıntısı olduğunu biliyor mu? Eğitim çalışanları bunu gözlemleyip sendikalarına rapor ediyorlar mı? Sendikaların bu konuda attığı adımlar neler? İnegöl belediyesi biliyor mu? Aileler bunu yaşıyorlar. Çeşitli nedenlerle ifade edemiyorlar.
Çocuklarımızın kaliteli sağlıklı beslenmesi gerekiyor. Zeka ve vücud gelişimleri için bu gerekli. Öğrencilerimiz 8/10 saatlerini okulda geçiriyorlar. Okullar bölgesinde okulların içerisinde kantin emekçilerini de yok saymayacak çözümler üretilemez mi? Okullar bölgesi dışında kalan okullara yemek servis edilemez mi?
Köy çocukları için bu denendi. Tüm okullar için neden denenmiyor, neden çözüm üretilemiyor? Çocuklarımızın iyi beslenmeleri okul başarılarını da olumlu etkileyecektir. Açlık ve yeterince beslenememek insanları saldırgan davranışlara da itebilir.
Dileğimiz İnegöl Belediyesi, MEB ve katkısı olabilecek kuruluş ve kişiler elbirliği ile tüm Türkiye için bu sorunu çözecek adımlar atsın. İnegöl’den tüm Türkiye’ye model olacak örnek bir davranış gelişsin.
Okul çağı çocuklarının beslenmesi ve önemi ile ilgili hakemli bir dergide (Necla ÖZGÜNEŞ; Okullarda Beslenme Uygulamaları, Dergipark) yapılmış çalışmada şunlara yer verilmiştir;
“Okul yılları büyüme-gelişme ve beslenme açısından farklılık gösterir. İlkokul döneminde yavaş, ancak sürekli olarak büyüyen-gelişen çocukların büyüme hızı, ergenlikte artar. Hangi dönemde olursa olsun, büyümenin standartlara uygun olarak gerçekleşebilmesi için, çocukların enerji ve besin ögeleri gereksinimlerini yeterli düzeylerde karşılamaları gerekir.
Okul çocuklarının beslenmesi, yalnızca büyüme gelişme açısından değil, aynı zamanda ileri dönemde ortaya çıkabilecek kronik hastalıkların önlenmesi açısından da önemlidir.
Yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerin büyüme gelişmelerinin aksadığı, dikkat sürelerinin kısaldığı, algılamalarının azaldığı ve öğrenmede güçlük çektikleri bildirilmiştir.
Geçmişle kıyaslandığında, okul çocuklarının beslenmesinde bazı iyileşmelerin olduğu, örneğin malnütrisyon ve anemi sıklığının azaldığı belirtilmektedir.
Ancak güncel çalışmalarla, okul çocuklarının şeker, hazır meyve suları ve karbonatlı içecekleri fazla, süt ürünleri ile taze sebze ve meyveleri az tükettikleri, bu nedenle demir, kalsiyum, lif ve antioksidan vitaminleri yetersiz aldıkları ve beslenme kalitelerinin düşük olduğu gösterilmektedir (2,10-12).
Ek olarak günlük alınan enerjinin yıllar içinde arttığı ve okul çocukları arasında şişmanlığın hızla arttığı bildirilmektedir.
Devlet okullarının büyük çoğunluğunda öğrencilere, öğle öğünü ya da kuşluk ve ikindi gibi ara öğünler şeklinde bir uygulama yapılmamakta, yalnızca ilköğretim okullarının ilk kısmında, ara öğün şeklinde bir beslenme programı uygulanmaktadır.
Bu uygulamada çocuklar, evden ya kendi isteklerine ya da öğretmenin belirttiği programa göre yanlarında yiyecek getirmekte ve beslenme saatinde bu yiyecekleri tüketmektedirler.
Ancak, uygulanan bu beslenme programları, genellikle aileler ve öğretmenler tarafından önemsenmemekte, ihmal edilmekte, çocuklar çoğu kez okul kantinlerinden ya da okul civarından satın aldıkları açma, poğaça, ekmek arası, kraker, bisküvi, kek, gazoz, meyve suları, çikolata, gofret, şekerlemeler, cips gibi besleyici değeri düşük besinlerle karın doyurmaktadırlar.
SONUÇ ve ÖNERİLER Okul çocuklarına, büyüme-gelişmenin sürdürebilmesi ve sağlığın korunabilmesi için yaşa uygun optimal beslenmenin sağlanması gerekir. Eskiyle kıyaslandığında, özellikle büyük şehirlerde, pek çok çocuk günün önemli bir kısmını okulda geçirmektedir.
Dolayısıyla okul yemekleri, çocuğun beslenmesinde önemli rol oynamaktadır.
Bu nedenle, sağlıklı beslenme alışkanlığının kazanılmasında evin tamamlayıcısı olan okulların, eğitime olduğu gibi beslenme konusuna da özen göstermeleri, çocukların gereksinimlerini dikkate alarak beslenme programları geliştirmeleri ve uygulamaları gerekmektedir.”
Okul beslenmesinde çocukların damak zevki değil, sağlık ve bedensel gelişimlerini hedefleyen düzenlemeler yapılmalıdır.
Okullar bölgesinin etrafını içine ucuz malzeme doldurulmuş ama çocukların damak zevkini körükleyen çiğ köfteciler, pilavcılar, tavukçular, dönerciler doldurmuş durumdadır.
Çocuklar aç karnına önceliği damak zevkine verip “nefis körleme” peşinde koşmaktadır. Çocukların sağlıklı büyümesini büyükler onlar da yetmiyorsa eğitimci ve MEB yetkilileri düşünmek zorundadır.
İsmail POLAT
Veli ve Eğitimci