Peygamber Efendimiz'in (sas) hayatına baktığımız zaman, uygulamalarını ve söylediklerini incelediğimiz zaman, hastalığı tedavi edici bilgilerden çok hastalığı önleyici bilgiler ile karşılaşırız.

Sünnet olan uygulamaları incelediğimizde birçoğunun sağlık yönünden de hikmeti olduğunu keşfetmişizdir. Gereksiz gördüğümüz uygulamaların da henüz hikmetini keşfedememişizdir. Zira insanoğlunu yaratan Allah (cc): elbette insanın en iyi şartlarda; en huzurlu, en sağlıklı ve sosyal ilişkilerini en güzel şekilde yönetebileceği bilgiyi de bilmektedir.

İslam'ın emirlerini ve tavsiyelerini; yani Şeriatımızı bu anlamda inceleyebilsek çok daha güzel bir dünya olacaktır şüphesiz. Ancak insanoğlu olarak, binlerce yıldır, Allah'ın (cc) aklının üstüne akıl yürütüp daha iyisini bulma çalışmaları yürütmekteyiz maalesef. Her iyi bir şey bulduğumuzu düşündüğümüzde de toplumlar bir yerden sonra patlak veriyor. Bizi yaratan Rabbimizin (cc), bize en iyi örnek olarak gönderdiği peygamberi, sağlıklı yaşamak için yemeğe dikkat etmiştir.

Yemekten önce ellerimizi yıkayalım. Ellerimiz temizmiş, yemeğe el değdirmeyecekmişiz falan bahanelerini bırakıp yemekten önce ve sonra ellerimizi yıkayalım. Efendimiz: "Yemeğin bereketi yemekten önce elleri, yemekten sonra da elleri ve ağzı yıkamaktır." (1) buyurdu ya, bunun sünnet olduğunu bilerek yapalım. Yaparken de Efendimiz (sas) de böyle yapıyormuş diye bir huşuya girelim. Adeta kendimizi aynı ortamda hissedelim. Aslında tüm sünnetleri böyle yapmak ayrı bir zevk veriyor.

Acıkmadan yemeyelim, doymadan kalkalım. Bazen ayetleri direk mealen okuyup yanlış anlayabiliyoruz ya her halde: "...yiyin, için fakat israf etmeyin..." (2) ayetini yanlış anladık. Yere düşürmediğin ve tabakta bir şey bırakmadığın müddetçe tıka basa yiyebilirsin anladık.

Oysa Peygamber Efendimiz (sas): "Kişinin her iştahını çekeni yemesi israf olarak yeter" (3) buyurarak israfı da açıklamıştır. Ancak bizler midemiz dolduğunda, gözümüz doymadı diye yemek borusuna taşırmayı bile israftan saymadık. Peygamber efendimiz:" ademoğlu karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır.

Oysaki ademoğlu için belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir. Şayet mutlaka yemesi gerekiyorsa, o zaman (midesinin) üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefes için ayırsın." (4) diye buyurarak yemenin azami ölçüsünü midenin 1/3'ü olarak tarif eder.

En fazla 1/3. Azami miktar olarak 1/3'ü. Maksimum 1/3. Cüssemiz büyük olsa bile midemiz büyük değildir. Yetişkin bir insanın midesi maksimum 3-4 litredir. Azami miktar bu hadise göre 1 litre kadardır. Acıktığımızda yediklerimizi kaç tane 1 litrelik kabı doldurur?

Az yemek sağlıktır. Az yemek sünnettir. Bu Mekke'de Şib-i Ebi Talip denilen ambargo dönemindeki müslümanlar için de geçerli idi, Medine İslam devletindeki devlet başkanı için de geçerli idi. Zengin olan Hz. Osman (ra) için de geçerli idi, nispeten daha zühd yaşayan Ebu Zer el-Ğifari (ra) için de geçerli idi.

Rabbim bizlere sağlık sıhhat versin. Yediklerimizin helalinden olmasını nasip etsin. Amin.

Allah'ın (cc) kulu, Ümmet-i Muhammed'den, kardeşiniz İlyas...

1. Tirmizi, Etime 39

2. Araf suresi 31. Ayet

3. İbn Mace, Et'ime, 51

4. Tirmizi, Zühd, 47