Recep Akakuş yazdı

1469 yılında Fatih Sultan Mehmed’ e sadrazam olan Amasya kökenli ve İnegöl doğumlu İsabeyzâde İshak Paşa, İnegöl’deki imaret ve külliyenin ilk etabını sadaret makamına geldiği 1469 yılında gerçekleştirmiştir .  İkinci etabını da Sultan II. Beyazıt’ a 1481 yılında sadrazam olduğunda külliye bünyesinde yer alan medreseyi inşa ettirerek gerçekleştirmiştir.

Açıkça görülüyor ki İnegöl‘de İsahk Paşa Külliyesi, iki aşamada gerçekleştirmiştir . İlk aşamada 1469-70 yıllarında Fatih Sultan Mehmet, kendisini sadrazam yaptığı yıllarda cami merkezli imaretin kervansaray, hamam, dükkân, şadırvan ve eşi Tâcünnisâ Sultan Hatun‘a ait türbe bölümlerini inşâ ettirmiştir.

İkinci aşamada da Sultan II. Beyazıt tarafından ikinci defa sadrazam olarak atandığında da 1481-83 yılları arasında imaretin medrese bölümünü inşâ ettirerek halkın hizmetine açmıştır . Sinan Bey, 1510-1511 yıllarında İnegöl’de imar çalışmalarını başlatmıştır. Bu esnada yerleşim alanının ortasında kendi adına bir hamam inşâ ettirdiği gibi bir de sıbyan mektebi inşa ettirmiştir.

Aynı yıllarda Hamzabeyâde Derviş Mehmed Bey de Noktacı Kāsım Efendi adına vir zaviyeli tekke mescidini inşa ettirerek Noktacı Kasım Efendi’ ye tahsis eylemiştir. Burada yapılan eğitim –öğretim de İshak Paşa Medresesi’nde yapılan örgün eğitime ön hazırlık mahiyetinde gerçekleştirilmiştir. Hiç şüphesiz Noktacı Kāsım Efendi Tekke Mescidi’nde yapılan eğitim-öğretim, açık ve yaygın eğitim niteliğinde gerçekleştirilmiştir.

Ekonomik açıdan bu eğitim ve öğretim kurumları, halkın maddîmanevî desteğine açık olmakla birlikte tesis olunan vakıf gelirleri ile de desteklenmiştir .

Sözgelimi, Sinan Bey, cami merkezli olarak inşâ ettirmiş olduğu sıbyan mektebi ile hamamın işletme giderlerini karşılamak üzere kendisine devletçe mülk olarak tahsis edilmiş olan Îsâören köyü ile Koçi / Sungur Paşa köyü‘ndeki arazi gelirlerini , düzenlediği bir vakfiye ile bu hayrî tesislere bırakmıştır.

Diğer yandan fetih sonrasında İnegöl’ün merkezî yerleşim alanında inşâ edilerek halkın hizmetine açılmış olan Noktacı Kasım Kasım Efendi Zaviyeli Mescid’inin işletme giderine mahsup edilmek üzere de Orhan Gâzî tarafından Diğrihî Çayırı‘nda ve İrmiyâz=Atış Alanı yöresinde yer alan İldeniz Çiftliği’nin tahsisi cihetine gidilmiştir.

Çünkü 1509 yılında vuku bulan ve halk arasında ‘‘kıyamet-i suğra = küçük kıyamet’‘ adı verilen ve de 45 gün süren korkunç deprem sonrasında Sinan Bey tarafından İnegöl’de başlatılan imar çalışmaları sırasında İnegöl’ün fethinden bu yana İnegöl Merkez mahal lede Bâbî tarîkat geleneğine göre halka hizmet veren Zaviyeli Mescid de yapılan bu imar faaliyetinden nasîbini almıştır.

Sinan Bey tarafaından söz konusu Zaviyeli Mescid’in yakın çevresine biri , fırın olmak üzere , dört adet dükkan inşa edilmiştir. Bunların geliri de Zaviyeli Mescid görevlisine tahsis olunmuştur.

İnegöl’ün fethi sonrasında Orhan Gâzî tarafından bu Zaviyeli Mescid’e - hizmet dirliği olarak- tahsis edilmiş olan İldeniz Çiftliği’nin geiri de Noktacı Kāsım Efendi‘nin adına inşâ edilmiş olan Zaviyeli Tekke Mescidi’nin işletme giderlerini karşılamak üzere ;Noktacı Kāsım Efendi Zaviyeli Tekke Mescidi‘ne aktarılmıştır.

Böylece ; 16’ncı asrın ilk çeyreğinde Sinan Bey eliyle yapılan imar çalışmaları sonunda İnegöl’de oluşturulan kültürel kimlik ve bu kimliği temsil eden eğitim-öğretim kurumları , ortaya çıkmıştır. Şüphesiz bu kültürel kimliği oluşturan unsurlardan biri de İshak Paşa Medresesi dershânesinde yer alan kütüphânedir.

İshak Paşa tarafından bu kütüphâneye, müderrislerin yararlanması için bağışlanmış olan bir kısım kitaplardır ki gününmüzde bunlar, Bursa İl Halk Kütüp hânesi Müdürlüğü’nce Eski Eserler Kütüphânesi haline getirilen Bursa -İnebey Kütüphânesi‘ne aktarılmıştır.